Eksik Mecaz Kayıt Arşivi
Podcast kanalları ve üyeliği hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın.
Donna Haraway'in 'Siborg Manifesto'su ile açtığımız insan dışı kavramının dolayımında ilerlemeden önce zamanda geriye dönüyor ve klasikleşmiş metinlerden E.T. Hofmann'ın Kum Adam adlı novellasını konuşmaya başlıyoruz. Frankenstein, Pygmalion izleklerinin bir otomat ve ürkütücü bir rüya canavarı figürleriyle cisimlendiği Kum Adam'ı Jentsch ve Freud'un tekinsiz/unheimlich kavramı bağlamında insan dışının tekinsizliği üzerinden tartışıyoruz.
Kum Adam
Konuğumuz Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğretim üyesi Sibel Yardımcı ile Donna Harroway’in 'Siborg Manifesto' metninin açtığı meseleleri konuşmaya devam ediyoruz. Büyük anlatılarla hesaplaşarak yeni ittifak biçimlerini, yoldaş türlerin biraradalığını öneren Harroway’in beden ve cinsiyetlendirilmiş beden kavramlarına getirdiği açılımları da Butler, Marder, Preciado, Negri gibi çağdaş düşünür ve yazarların akraba metinlerine referanslarla birlikte ele alıyoruz.
Bedenin Sınırları ya da Sınırsız Bedenler
Konuğumuz Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji bölümünden Sibel Yardımcı ile Posthumanist düşünceye yol veren Donna Haraway’in Siborg Manifestosu’nu konuşuyoruz. İnsan, hayvan ve makine arasındaki sınırların bulanıklaştığını ya da aslında hep belirsiz olduğunu savunan; modern teknolojinin kimlikleri ve toplumsal cinsiyet rollerini yeniden şekillendirdiğini gösteren Haraway, “hepimiz siborguz, hepimiz kimerayız” derken modern düşünce biçimimizi nasıl sarstığını ele alıyoruz.
Hepimiz siborguz, hepimiz kimerayız!
'İnsan sonrası' kavramını konuşmaya başlarken, hümanist düşüncenin duraklarını, insan merkezli anlayışın sorunlarını, insan doğasının tanımlanmasını ve doğanın sınıflandırılma şekillerini sorguluyoruz.
İnsanın Dünya Üzerindeki Krallığının Sonu mu?
Hayvanlardan alınan dokuların insanlara nakil denemelerinin başladığı 20. yüzyıl başı tıp çalışmalarından ilhamla yazılmış olan Mihail Bulgakov’un Köpek Kalbi romanını konuşmaya devam ediyoruz. Sovyet devriminin yarattığı yeni insanın eleştirisi olarak konumlandırılan romanın, insanla insan dışının sınırında dolaşan kahramanı Şarik’in hem proleteryanın ürkütücülüğünü, hem de melezliğin tekinsizliğini nasıl aynı anda temsil ettiğini tartışıyoruz.
Proleteryanın Ürkütücülüğü ve Melezliğin Tekinsizliği
Faust-Frankenstein-Pygmalion hattında ilerleyerek, Mihail Bulgakov’un Köpek Kalbi romanını konu ediyor; Sovyet toplum mühendisliğine alegorik bir eleştiri olarak insan doğası, etik ve toplumsal dönüşüm üzerine güçlü bir anlatı sunan romanı insan ile insan-dışı arasındaki dönüşüm bağlamında konuşuyoruz.
Köpek Kalbi
Konuğumuz Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü emekli öğretim üyesi Nüket Esen ile Oscar Wilde’in Dorian Gray’in Portresi'ni sanat gerçeklik ilişkisi, farklı erkeklik halleri, dönüşen Pygmalionesk anlatı ve 20. yüzyılın yeni hedonizmi üzerinden konuşmaya devam ediyoruz.
Parçalanan Erkeklik
Konuğumuz Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü emekli öğretim üyesi Nüket Esen ile İngiliz edebiyatının 'hınzır' yazarı Oscar Wilde’in Dorian Gray’in Portresi'ni konuşuyoruz. Faustyen ve Pygmalionesk bir karakter olarak Dorian Gray’dan diabolik “dandy” Oscar Wilde’a uzanırken, estetik ve güzelliğin sanatta ve hayattaki yerini de tartışıyoruz.
Diyabolik "Dandy"
Konuklarımız ressamlar Işıl Güleçyüz, Joel Menemşe ve Ayşenur Köksal'dan oluşan Monday Art Collective ile Murat Gülsoy’un son romanından esinlenerek gerçekleştirdikleri, küratörlüğünü Işıl Gençoğlu'nun yaptığı 'Kıyamet Sonrası Olağan Bir Gün' başlıklı resim sergisinden hareketle edebiyat ile resim arasındaki alışverişten, sanatlar ve mecralar arası dolaşıklıklar üzerine konuşuyoruz.
Kıyamet Sonrası Olağan Bir Gün
Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğretim üyesi dostumuz Olcay Akyıldız ile Şükran Yiğit'in Burası Radyo Şarampol adlı romanından hareketle radyonun hayatımızdaki yerini konuşuyoruz.
Burası Apaçık Radyo!