Baht Dönüşü Kayıt Arşivi
Podcast kanalları ve üyeliği hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın.
I. Dünya Savaşı’nı bizzat deneyimleyen Yitik Kuşak yazarlarından Hemingway ve Fitzgerald’ın eserlerine baktıktan sonra II. Dünya Savaşı’ndan dönen asker Seymour Glass’ın hikayesini irdeliyoruz. J.D. Salinger'ın teknik açıdan kusursuz metne yakın bulunan Muzbalığı İçin Mükemmel Bir Gün öyküsü, savaş nedeniyle duygusal ya da ruhsal açıdan zarar gören ve artık gündelik hayatın sıradan kurallarına riayet etmekten, basit görevlerini yerine getirmekten bile uzak düşen 'uyumsuz' karakter Seymour’a odaklanır. Salinger, modern dünyanın yüzeysellik ve amaçsızlıkla dolu bir çorak araziye dönüştüğü konusunda T.S. Eliot'la aynı fikirdedir.
"Muzbalığı İçin Mükemmel Bir Gün", J. D. Salinger - Bölüm 1
Romanlarında caz çağının görkemini ve aşırılığını anlatan, yitik, diğer adıyla kayıp kuşak yazarlarından Frances Scott Fitzgerald'ı konuk ederken, kendisinin The Lost Decade [Kayıp 10 Yıl] öyküsünü inceliyoruz.
"The Lost Decade", Frances Scott Fitzgerald
1. Dünya Savaşı ve yıkıcı etkileri, Yitik Kuşak ve edebiyat çevresi, Caz Çağı ve Kükreyen 20'ler üzerine konuşuyoruz.
1. Dünya Savaşı ve yıkıcı etkileri
Ernest Hemingway'in Aydınlık ve Temiz Bir Yer adlı öyküsünü incelemeye devam ediyoruz.
"Aydınlık ve Temiz Bir Yer", Ernest Hemingway - Bölüm 2
Seçil Doğuç ile Ernest Hemingway Aydınlık ve Temiz Bir Yer adlı öyküsünü inceliyoruz. Programda, yazarın öyküde dualarla dalga geçerek ele aldığı 'hiçlik' temasını ve yine öyküde yer alan çeşitli 'erkeklik' hallerini, yaşlılığın vardığı bilgeliği ve bir gençlik yanılgısı olan o 'hiçten' güveni sorgulayacağız.
"Aydınlık ve Temiz Bir Yer", Ernest Hemingway - Bölüm 1
Amerikan Güneyini ve gotiğini mimaride, romanda, resimde ve sinemada gotiğe göz atarak konuşuyoruz. Yine güneyli bir müzisyen olan Robert Johnson'un "roman gibi" diye tabir edilebilecek, güneyli gotik romanları aratmayan hayat hikayesine bakıyor, müzisyenin "şeytanla yaptığı anlaşma"nın ve "me and the devil"ın arka planını inceliyoruz.
Amerikan Güneyi ve gotiği
Truman Capote’nin "Gece Ağacı" adlı öyküsünü inceliyoruz.
"Gece Ağacı", Truman Capote - Bölüm 1
“Hayat seni güldürmüyorsa espriyi anlamadın demektir.” Anton Çehov
Anton Çehov ve Edgar Allan Poe'nun kısa öyküye getirdikleri yenilikler; durum öykücülüğü, ucu açık öykü ve tek etki kuramı üzerine konuşuyoruz. Ayrıca Çehov’un “Bozkır” adlı eseri ile çökmekte olan Çarlık Rusyası koşulları ve 'melankoli' arasındaki ilişki hakkında düşünüyoruz ve ek olarak, Poe ile Çehov’un öz yaşam hikayelerinin ve büyüme koşullarının yazdıkları metinler üzerindeki etkisine değiniyoruz.
Anton Çehov ve Edgar Allan Poe'nun kısa öyküye getirdikleri yenilikler
“Kısa öykülerde bir şeyi fazlasıyla anlatmak yerine, yeterince anlatmamak daha uygundur. Çünkü... çünkü... nedenini bilmiyorum.” Anton Çehov'un "Bozkır" adlı öyküsü üzerine konuşuyoruz.
"Bozkır", Anton Çehov
"Ne o -diye duraladım- Usherların malikanesini düşünürken dengemi böylesine sarsan şey ne?"
Öyküyü kaldığımız yerden incelemeye devam ediyor, metni 'korku bağımlılığı' ve 'tekinsizlik' (zihinsel belirsizlik) açısından ele alıyoruz. Poe öncesi gotik edebiyat, okuru arkaik korkularıyla yüzleştirmek için doğaüstü güçleri ve esrarengiz olayları kullanır. Poe’nun insan zihnini de korkunun beslendiği bir zemin olarak ele alışından, onu gotik edebiyatın vazgeçilmez unsurları arasına sokmasından bahsediyoruz.
“Usherların Çöküşü”, Edgar Allan Poe II