Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin? Kayıt Arşivi
Podcast kanalları ve üyeliği hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın.
Antakya’dan iki sanat kolektifi Antakya Performative Collective ve Janus Artzine ortaklığında, çoğu Antakyalı olan farklı disiplinlerden sanatçıların depremin özneleri olarak hala akut ihtiyaçlarının da devam ettiği post travma sürecinde kendilerinden yola çıkarak yarattıkları ‘Sıfır Noktasında Sanat’ projesi; Antakya’nın iyileşme sürecine sanatı aracı kılarak, sanatçıların bakışıyla durumu anlayarak, katılımcılara başka türlü bir ifade alanı açarak, bir arada güçlenmek, iyi olma haline katkıda bulunarak iyileşme niyetiyle yola çıkmış bir girişim.
Bu girişimin kurucularından Melisa Kurtuluş ve gerçekleştirdikleri sanat atölyelerinin birinin yürütücüsü fotoğraf sanatçısı Murat Germen ile sanat yoluyla iyileşme kavramını ve sanat için Antakyalılarla bir araya geliş süreçlerinin yol açtığı konuşmalardan çıkan başlıkları ele alıyoruz.
Açık Radyo susturulamaz! Açık Radyo her zaman açık kalacak! Açık Radyo Yayınları devam edecek.
Sıfır Noktasında Sanat sordu: Antakyalı Ne İstiyor?
Antakya’nın kimliği ve insanıyla yeniden nasıl kendisini bularak inşa edileceği üzerine düşünen, yazan, araştıran ve sürekli sahada, Antakya’da çalışanlardan birisi olan Tuğçe Tezer ile konuşuyoruz.
Yıkıntılar içinde adım adım birlikte hatırlamak: Antakya ruhunun onarımı için hafıza yürüyüşü
Konuklarımız Fevzi Özlüer ve Ecevit Alkan ile Antakya Tarihi Merkezi Koruma Planı'nı nasıl okuduklarını, planlama aktörlerinin benimsedikleri projeci bakış açısının koruma yaklaşımı ile nasıl bağdaşabileceğini konuşuyoruz.
Antakya Tarihi Merkezi turizm ve yatırım öncelikli projelerle vitrine dönüştürülür ise kentin kimliği ve insanı korunabilecek mi?
Antakya’nın tarihi kent merkezini ve yakın çevresini kapsayan Antakya Koruma Amaçlı İmar Planları yakın zamanda onaylanarak askıya çıktı. Planlarla ilgili Şehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası’nın birinci itirazı ve eleştirisi planların ne yapım, ne de itiraz sürecinin halkın ve paydaşların katılımına açık olmadığı idi. Halkın katılımının sağlanmadığı bu planlar, büyük ölçüde yıkılmış ve ardından dümdüz edilmiş Antakya tarihi merkezinde kimin için ne elde etmeyi amaçlıyor? Konuklarımız Avukat Dr. Fevzi Özlüer ve Avukat Ecevit Alkan ile bu soruyu ele alıyoruz.
Antakya Koruma Amaçlı İmar Planı kimin için neyi korumayı amaçlıyor?
Kültürel Miras ve Koruma'da "Postane: Bir Bina Arkeolojisi" kitabının yazarları Liana Kuyumcuyan ve Murat Tülek'le, Postane Galata girişimini, binanın tarihini ve yıllar içinde üstlendiği kültürel anlamları konuşuyoruz.
POSTANE: Bir Bina Arkeolojisi
Validebağ Korusu'ndan iyi haberler var; Ağustos ayı içinde Üsküdar Belediyesi’nin koru için bir Ekosistem Yönetim Planı hazırlığı içinde olduğu duyuldu. Haberin iyi yanı, koru için bir yönetim planı hazırlanması kadar belediye yönetiminin diğer yöneticilere de örnek teşkil edecek biçimde işin başından itibaren 27 yıldır koruyu sahiplenmiş, korumak için çalışmış olan sivil toplum temsilcileri ile birlikte hareket ederek, onlara danışarak, bugüne dek yaptıkları çalışmalarını dikkate alarak planı onlarla beraber üretmek üzere yola çıkmış olmaları. Konuklarımız başından beri birer Validebağ Gönüllüsü olan Arif Belgin ve Neşe Şahna ile planın hazırlık sürecinde nasıl yer aldıklarını, önceki dönemlerde karşı karşıya gelmek zorunda kaldıkları Üsküdar Belediyesi ile ilk defa kurulan iş birliği deneyiminin nasıl bir şey olduğunu konuşuyoruz.
Üsküdar Belediyesi, Validebağ Korusu için Ekosistem Yönetim Planı hazırlıyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2023’ten itibaren 'Yüzyılın Arkeolojisi', 'Arkeolojinin Altın Çağı' gibi sloganlarla tanıttığı 'Geleceğe Miras' projesini konuğumuz arkeolog Nezih Başgelen ile konuşuyoruz. 'Türk arkeolojisinde 60 yılda yapılanlara eş değer iş önümüzdeki dört yılda yapılacak!' hedefiyle harekete geçtiğini söyleyen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın odağında turizm gelirini attırmak var. Bu politikanın Türkiye’deki arkeolojik araştırmalar ve arkeolojik varlıkların yönetimi konusunda çok önemli etkileri olacağı açık. Geleceğe Miras projesinin Türkiye’de arkeolojik çalışmalar ve arkeoloji bilim disiplini üzerinde nasıl bir etkisi olacağını, bu proje ile neyi geleceğe bırakıyoruz sorularını cevaplamaya çalışıyoruz.
Geleceğe Miras Projesi: Arkeolojik değerlerimizi turizme mi, geleceğe mi bırakıyoruz?
İstanbul Adaları'ndan bir grup Adalı ve STK, Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi Kararı’ndaki idari tutarsızlıklara, bilimsel araştırma eksikliklerine ve Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen alanın sınırları ve kapsamının işlemin amacına uygun olarak belirlenmediğine, Adaların kara kısımlarının da bu kapsama hangi nitelikleri nedeniyle dahil edildiklerinin açıklanmamış olmasına işaret ederek kararın iptali istemiyle dava açmıştı. Dava gerekçesinde bir çok başlık var ve davacıların avukatı Pervin Çelik ile davanın sonucunu konuşuyoruz ve odağımızda Adaların ÖÇKB kapsamına alınmış olmasına ilişkin Danıştay 4. Dairesi’nin kısmi iptal kararı var.
Adalar'ın kara tarafı artık Özel Çevre Koruma Bölgesi değil!
Karar vericilere soruyoruz: Deprem riskine karşı kültürel değer taşıyan yapıların güçlendirilerek korunmaları alternatifi neden değerlendirilmiyor. Konuğumuz Koray Güler ile REXX Sineması’nın İstanbul kültür ve mimari tasarım tarihi içindeki yerini ve önemini ve Koruma Kurulu’nun vermiş olduğu korunması gerekli kültür varlığı olarak tesciline gerek olmadığı kararını ele alıyoruz. REXX Sineması gibi İstanbul’un kültür hayatına damgasını vurmuş bir varlığın nasıl olup da koruma altına alınmadığını, neden tam tersine yıkım kararı alındığını değerlendiriyoruz.
REXX Sinemasını da kaybetmeyelim!
Konuklarımız İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Doç. Dr. Yıldız Salman ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ebru Omay Polat ile ile deprem riski nedeniyle yıkılmak istenen Ataköy I. kısımda yer alan F Blok vakasını ve İstanbul’un modern mimari mirasının önemli örneklerinden Ataköy toplu konutlarının bu şekilde nasıl kaybedileceğini, tam tersine yıkmadan neden ve nasıl korunmaları gerektiğini konuşuyoruz.
Modern mimarlık değerlerini yıkmadan güvenli kılmak ilk seçenek olmalı: İstanbul Ataköy I. ve II. Kısımlar Vakası