Foto Müze Kayıt Arşivi
Podcast kanalları ve üyeliği hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın.
Foto Müze: 21 Ocak 2020
Yüzlerce fotokart ve kartpostalın, bir asır önce çıktıkları yolculuğu ve bunu kesintiye uğratan sebepleri; taşıdıkları duygu yüklü sözcükleri, umutları ve özlemleri konuştuk.
Posta memurunun alıkoyduğu kartpostallar: Saadet Özen'le söyleşi
Bir zamanların lüks işletmeleri olan ‘peri sarayı’ ya da ‘sanat tapınağı’ olarak anılan ilk fotoğrafhaneler, dönemin gazete ve dergileri tarafından en çok yazılan konular arasındaydı. Adeta bir sanat galerisi ve neredeyse bir müze tadında olan, teatral dekor ve aksesuarlarla doldurulmuş ilk stüdyoların nasıl yerler olduğunu, nasıl düzenlenip tanzim edildiğini, buralarda kaç kişinin çalıştığını konuşacağız.
İlk stüdyolar: Bir zamanların “peri sarayları” ya da “sanat tapınakları”
Yakın tarihimize kadar meydanlarda, resmi dairelerin önünde, ada ve mesire yerlerinde görülen alaminüt fotoğrafçılar ve onların naif üretimleri fotoğraf tarihimizde önemli bir yere sahip. Çünkü bu fotoğraflar, halkın en alt kesimine inmeyi başaran, kayıt altına alan önemli sosyal belgelerdir.
Alaminüt fotoğrafçılar: Geriye bıraktıkları hazinenin değerini bilemeden teker teker silinip gittiler
Gölge Fanzin, 2003 yılından bu yana, fotoğraf üzerine çıkan tek fanzin. Kuruculardan Cenk Mirat Pekcannattı ile bu uzun maceranın ayrıntılarını konuşuyoruz. Bu fikrin kıvılcımını çakan olaylara ve kurucuların taşıdığı kaygılara değinip, manifestoyu masaya yatırıyoruz. 13 yılda nelerin değiştiği, nelerin başarıldığı ve fotoğraf camiasındaki eleştiri kültürünü de eni boyu konuşuyoruz.
Cenk Mirat Pekcanattı ile "Gölge Fanzin" üzerine
1800’lerin ortalarında görülen ve ‘kartomania’ olarak tanımlanan fotoğraf toplama çılgınlığı, Fransız mucit Disderi’nin tasarımından sonra yaşandı. Yeni
bulunan Kartvizit format fotoğrafı ucuzlattı ve halk tabakasına doğru yaydı. İşte olanlar da ondan sonra oldu...
Fotoğrafın ilk yılları: ‘Kartomania’ olarak tanımlanan fotoğraf toplama çılgınlığı nasıl ortaya çıktı?
Bu haftaki stüdyo konuğumuz, fotoğraf camiasının en üretken isimlerinden Merih Akoğul. Kendisiyle, fotoğraf koleksiyonumdan seçmiş olduğum beş adet eski fotoğraf üzerine sohbet ediyoruz. Birlikte ‘fotoğraf’ olarak adlandırdığımız görüntü ve bu görüntüyü taşıyan malzemeleri yorumlayacağız. Aynı zamanda şiir ve müzikle de yakından ilgilenen Merih Akoğul, fotografik görüntüleri pek çok katmanda değerlendirecek. Üzerine yazılmış notlarla, stüdyolara ait damga ve yazılarla ve geçmiş zaman dilimlerinden koparılıp günümüze gelen görüntüler üzerine yapacağımız ‘fotoğraf okumaları’ ilk etapta sıradan kişilere ait ve bizimle ilgili görünmeyen bu nesnelere bakışımızı değiştirecek.
Merih Akoğul ile fotoğraf okumaları
Şükrü Oral’la önceki programda fotoğraf konservasyonu nasıl olmalıdır, tahribatlar nasıl düzeltilir; yırtık, delik, kurt yenikleri giderilebilir mi gibi sorulara cevap aramıştık. Bu programımızda da fotoğraf restorasyonunda, teknik ve etik sınırlara da değineceğiz.
Fotoğraf restorasyonunda teknik ve etik sınırlar
Fotoğraf ve efemera konservasyonu üzerine uzmanlaşmış Şükrü Oral bu haftaki stüdyo konuğumuz olacak. Kendisiyle fotoğraf konservasyonu nasıl olmalıdır, tahribatlar nasıl düzeltilir; yırtık, delik, kurt yenikleri giderilebilir mi gibi sorulara cevap arayacağız. Ayrıca teknik ve etik sınırlara da değineceğiz. Restorasyonda malzemelerin seçimi nasıl olur, yapılan müdahaleler geri alınabilir mi; müdahalede sınır nedir ve bu etik midir gibi başlıklar sohbetimizin konuları arasında olacak.
Konservatör Şükrü Oral’la fotoğraf restorasyonu üzerine
İcadından sonraki ilk zamanlarında fotoğraf ne kadar resme benziyorsa o kadar başarılı kabul ediliyordu. Tabii ressamlarda konularını ve detayları ince
ince işleyip, gerçekmiş gibi resimler yaparak fotoğrafa yaklaşıma çabası içindeydiler. Zamanla bu iki sanat birbirini pek çok açıdan etkiledi. İşte bu haftaki konumuz fotoğrafla resim arasındaki, bir dargın bir barışık ilişkiye dair…
Fotoğrafla resmin etkileşimi: Bir dargın, bir barışık ilişki