
Çoktürlülük ve Dünya Edebiyatı
Dünya Edebiyatını ulus aşırı ve dil aşırı olarak okurken hayvanların, bitkilerin tarihinden, göçlerinden, yollarından geçerek de yeniden düşünebilir miyiz sorusunu soruyoruz.
Dünya edebiyatının dünyaları sadece insanlardan mı ibarettir? Edebiyatta hayvanların, bitkilerin, mantarların, mikroorganizmaların ve bu varlıklar arasındaki etkileşimlerin işitilebilir, görülebilir ve hissedilebilir hâle gelebilmesi için nasıl bir edebi dil gerekir?
Bu sorulardan yola çıkarak insan olmayan muhatapların varlığı ve yakınlığını tartışıyoruz.