Proleteryanın Ürkütücülüğü ve Melezliğin Tekinsizliği
Hayvanlardan alınan dokuların insanlara nakil denemelerinin başladığı 20. yüzyıl başı tıp çalışmalarından ilhamla yazılmış olan Mihail Bulgakov’un Köpek Kalbi romanını konuşmaya devam ediyoruz. Sovyet devriminin yarattığı yeni insanın eleştirisi olarak konumlandırılan romanın, insanla insan dışının sınırında dolaşan kahramanı Şarik’in hem proleteryanın ürkütücülüğünü, hem de melezliğin tekinsizliğini nasıl aynı anda temsil ettiğini tartışıyoruz.