Apaçık Bir Kayma: Avrupa Parlamentosu Seçimleri ve Göçmen Karşıtı Milliyetçiler Avrupa Çapında Zemin Kazanıyor
Dün gece Libya'da 12 sığınmacı Akdeniz'de - uluslararası sularda - boğularak hayatlarını yitirdi. Akdeniz, artık rutin olarak göçmenler için bir mezarlık haline geldi. Hatırlayacağınız üzere Hannah Arendt, Kötülüğün Sıradanlığı adlı kitabında bu tür kötülüklerin 'rutin' hale geldiğini söylerdi. Böylesi her gün yaşanan ölümler artık kötülüğü sıradanlaştırıyor, ölümü sıradanlaştırıyor, rutin haline getiriyor. Öyle ki artık onu görmüyoruz...
Avrupa Parlamentosu'nda seçimler yapılırken, aşırı sağın bu konulara göz yumması hem insan haklarının, hem de somut olmayan varlıkların yok edilmesine yol açıyor. Burada Avrupa Parlamentosu seçimlerinin neoliberal sisteme - görünmez sistem - çok doğrudan işaret ettiğini görüyorum.
Ahmet İnsel'in Ufuk Turu programında Ömer Madra'nın söylediğine çok benziyor: "Bu şekilde devam ederse, hepimizi etkileyecek."
Yarın ayrıca, üç yayından bu yana yapmaya - yön vermeye - çalıştığımız iklim mültecileri kavramı üzerine bir tartışma alanı yaratmaya çalışacağız: 2021 ve 2023'te Zürih Üniversitesi ve UNHCR tarafından yazılmış raporları, 'mitler' ve 'gerçekler' başlıkları altında aramızda tartışacağız.