
Maceraperest Bir Mimarın Fotoğrafhanesi: Arif Hikmet Koyunoğlu 1893-1982
Arif Hikmet Koyunoğlu döneminin aykırı bir mimar karakteri; mimarlığın yanı sıra fotoğrafçılık, savaş muhabirliği, aşçılık, sporculuk, meyhanecilik, tayfalık, galericilik, tesisatçılık, antrenörlük, vaizlik gibi çok farklı işleri ömrüne sığdıran biri. Köklü bir aileye mensup, babasının on yaşındayken kendisine hediye ettiği fotoğraf makinesi ile fotoğrafa merak salıyor. Sanayi-i Nefise Mektebi'ndeki öğrencilik yıllarının ardından işgal İstanbul'unda iş bulamadığından Yeraltı Fotoğrafhanesi'ni açıyor ve fotoğrafçılıkla geçimini kazanıyor. Fransız işgal kuvvetleri ile sorun yaşıyor ve sahte kimlik çıkararak Ankara'ya gidiyor. Birinci Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'nde savaşıyor, cepheye giderken yolda Anadolu'yu fotoğraflıyor. Cumhuriyet döneminin ilk anıtı olarak Dumlupınar Anıtı projesi kendisine Atatürk tarafından veriliyor. Maarif Vekaleti Binası, Çocuk Esirgeme Kurumu, Türk Ocağı gibi yeni rejimin anıtsal yapılarını inşa ediyor. 1980 yılında Devlet Sanatçısı ünvanı alan ilk mimar oluyor. Bu ilginç mimarın Suna ve İnan Kıraç Vakfı'na bağışlanan arşivinden cam negatifler, asetatlar ve baskı fotoğraflarla kurgulanan bir sergi İstanbul Araştırmaları Enstitüsü'nde ziyarete açıldı; proje ekibinden Gülru Tanman ve Mustafa Ergül ile Arif Hikmet Koyunoğlu üzerine konuşuyoruz.