Geçen ay İngiltere’de kaydedilen en sıcak Haziran ayı oldu.
Yeşil Gazete’de yer alan habere göre Birleşik Krallık ulusal hava durumu servisi Met Office, geçen ayın İngiltere’de kaydedilen en sıcak Haziran ayı olduğunu bildirdi. Met Office, insan kaynaklı iklim değişikliğinin bu tür sıcaklık kayıtlarını giderek daha olası hale getirdiği konusunda da uyarıda bulundu. Met Office, kaydedilen sıcaklık derecesinin neredeyse 140 yıldan bu yana en yüksek seviye olduğunu bildirdi. Reuters’in aktardığına göre bilim insanları sıcaklıklardaki artışı durdurma çabalarının küresel ısınmanın en yıkıcı etkilerini önlemek için gerekenin altında kaldığı konusunda uyarıda bulunuyor. Artık rekor sıcak dalgaları dünya çapında sık görülen bir durum haline geldi. Met Office en son rekoru ‘iklim değişikliğinin parmak izi’ olarak tanımlıyor.
Kuraklık, su sorununu da beraberinde getiriyor
MedyaScope’dan Sahra Atila’nın haberine göre, küresel iklim değişikliğinin yol açtığı kuraklık, su sorununu da beraberinde getiriyor. Hava sıcaklığının artması ve yağışların yok denecek kadar az olması nedeniyle İstanbul’a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı da günden güne azalıyor. Kentin barajlarındaki su seviyesi son bir haftada %1,06 azalarak %43,62’ye geriledi. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’ne (İSKİ) göre bu veri son dokuz yılın en düşüğü. Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız’a göre, İstanbul’u bir su krizi beklemiyor ancak sorun kronikleşiyor ve suyun kalitesi giderek düşüyor. İSKİ verilerine göre, 26 Haziran’da barajların doluluk oranı %44,68 iken, 3 Temmuz itibarıyla %43,62’ye geriledi. Sadece bir haftada %1,06 gerileyen doluluk oranı, son bir yılda %23,07 düştü. En dolu baraj Ömerli, %75,11, en boş baraj Pabuçdere ise %3,95 oranında dolu. Barajların doluluk oranının gerilemesinin en önemli sonucu, içme suyu temin maliyetinin artması ve bu nedenden dolayı suyun kalitesinin düşmesi. Dursun Yıldız’a göre, Melen Barajı’nın bitmemesi İstanbul’da su sorununun her yaz gündeme gelmesine ve kronikleşmesine yol açıyor. İddiaya göre kronikleşen sorunun çözümünde Melen Barajı’nın payı büyük. Ancak alternatif su kaynaklarının yol açtığı olası kirlilik, suyun kalitesinin düşme ihtimalini de beraberinde getiriyor, Melen havzasına ait su başka havzaya aktarılıyor. Su sorununun kronik bir duruma dönüşmemesi için Melen Barajı yanlış bir çözüm olarak gösteriliyor ancak daha önemlisi suyun verimli kullanılması, dikkatli kullanılması ve aşırı su kullanan sektörlerin daha fazla denetim altına alınması, su kullanan orta ve küçük ölçekli sanayide kullanımın daha da azaltılması, İstanbul’dan dışarı göçün hızla teşvik edilmesi. Melen Barajı tamamlanır su gelirse israf devam edecek ve en önemlisi başka bir havzanın suyunu çalmak anlamına gelecek.
Küresel denizcilik iklime zararlar vermeye devam ediyor.
Yeni bir rapor, iklim üzerindeki etkisi de dahil olmak üzere deniz taşımacılığının zararlı etkilerini dizginlemeye yönelik önceki tüm girişimlerin başarısız olduğunu ortaya koydu. Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), uluslararası toplum ve denizcilik sektörü sorunları gerektiği gibi ele almakta sürekli başarısız olurken, küresel denizcilik iklime, okyanuslara ve insan sağlığına ciddi zararlar vermeye devam ediyor. Uluslararası deniz taşımacılığının çevresel etkilerini ele almak üzere tasarlanmış en önemli uluslararası yasa olan Gemilerden Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi’nin (MARPOL) 50. yıldönümü vesilesiyle yayınlanan ve denizcilik sektörünün zararlı etkilerini ortaya koyan son incelemenin bulgusu bunu ortaya koyuyor. Seas At Risk tarafından yaptırılan ve ‘Denizcilik ve Okyanusların Durumu’ başlığını taşıyan çalışma, dünyanın dört bir yanından hükümetlerin denizcilik için yeni bir iklim stratejisi üzerinde anlaşmak üzere Londra’da IMO’da bir araya geldiği sırada yayınlandı. Rapor, iklim üzerindeki etkisi de dahil olmak üzere deniz taşımacılığının zararlı etkilerini dizginlemeye yönelik önceki tüm girişimlerin başarısız olduğunu ve bugüne kadar yapılanlar ile Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) ve en son bilim tarafından talep edilen azaltımlar arasında büyük bir uçurum olduğunu vurguluyor.
İkizköylülere açılan dava sonuçlandı
Akbelen Ormanı’nı yok edecek kömür ocağına karşı direnen İkizköylülere açılan dava sonuçlandı. Mahkeme, jandarmaya mukavemet gerekçesiyle yargılanan aktivistlere önce hapis cezası verdi, ardından bu cezayı adli para cezasına çevirdi. Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nda açılması planlanan kömür ocağına karşı direnen İkizköylü kadınlardan ikisi hakkında açılan davada karar çıktı. Mahkeme, jandarmaya mukavemet ettikleri gerekçesiyle Füsun Ergün ve Gülören Demir’e önce altı ay 20’şer gün hapis cezası verdi, daha sonra bu cezaları adli para cezasına çevirdi.