Türkiye'de nadir kaydedilen türlerden olarak bilinen karabaşlı çulha kuşu, kayıt altına alındı.
KuzeyDoğa Derneği'nin, Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü'nün izniyle Iğdır'ın Tuzluca ilçesine bağlı Yukarı Çıyrıklı Köyü'ndeki Aras Nehri Kuş Cenneti'ndeki ‘kuş halkalama ve araştırma’ çalışmaları devam ediyor. Türkiye'de nadir kaydedilen türlerden olarak bilinen karabaşlı çulha kuşu, geçen yılın Nisan ayında derneğin bölgede yaptığı çalışmalarda kayıt altına alındı. Derneğin başkanı ve Koç ile Utah Üniversiteleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu'nun tespit edilen kuşla ilgili hazırladığı makale ise yaban hayatı açısından bölgesel olarak önemli bilimsel dergileri arasında yer alan Zoology In The Middle East'da yayınlandı. Türkiye'nin 498. türü olarak kayıtlara geçen kuşun çekilen fotoğrafı ise derginin 2022 Aralık sayısının kapak fotoğrafı oldu. Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine bilimsel dergide yayınlanan kuşun, resmi olarak Türkiye'nin 498. türü olarak bilimsel kayda geçtiğini söyledi.
Büyük Etoburların Araştırılması
Yine KuzeyDoğa Derneği tarafından 2006 yılında başlatılan ‘Büyük Etoburların Araştırılması’ projesi kapsamında, sarıçam ormanlarıyla çevrili Allahuekber Dağları Milli Parkı'nın, Hamamlı, Komdere, Suludere, Cıbıltepe, Acısu, Handere ve Keklik vadisi bölgesine fotoğraf ve video çekebilen 62 fotokapan yerleştirildi. Bölgede sürekli gözlenen yaban hayvanlarının popülasyonları da takip ediliyor. Fotokapanlarca bu kış sezonunda, Kafkas vaşağı, bozayı, kurt ve domuzların hareketlilikleri kaydedildi. KuzeyDoğa Derneği Bilim Koordinatörü Emrah Çoban, AA muhabirine Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP), Iğdır, Utah ve Koç Üniversiteleri ile ortaklaşa gerçekleştirdikleri projeyle, yaban hayatını izlemeye ve araştırmaya devam ettiklerini söyledi.
Avustralya, iklim kriziyle mücadelede son yılların en önemli adımını attı
Avustralya Parlamentosu, 2030 yılına kadar büyük endüstriyel emisyon azaltımları gerektiren önemli bir yasa tasarısını onayladı. Enerji üretimi için hala büyük ölçüde kömüre bağımlı olan Avustralya, iklim kriziyle mücadelede son yılların en önemli adımını attı. Ülke parlamentosu, en yüksek emisyona sahip endüstriyel tesislerin emisyonlarını 2030 yılına kadar yaklaşık %30 oranında azaltmasını gerektirecek bir ‘emisyon azaltma yasası’nı onayladı. Ülkenin İklim Değişikliği Bakanı’na göre, bu emisyon azaltımlarının sonucunun, ülkedeki tüm arabaların üçte ikisinin yoldan çekilmesine eşdeğer olduğu tahmin ediliyor. Bu neden iyi bir haber? Kömür ve iklim değişikliği, dünyanın ikinci en büyük kömür ihracatçısı ve en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatçısı olan Avustralya'da, on yıllardır hassas bir konu. İklim politikası uzun zamandır siyasi bir çıkmaz ve bu nedenle bu yasa ülke için büyük bir değişime işaret ediyor. Büyük ölçüde, giderek daha sık ve yoğun yaşanan doğal afetlerin ardından kamuoyundaki değişikliği yansıtıyor.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali açıldı
BBC’den Asya Robins’in haberine göre, Mersin’de inşaatı süren Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ne enerji üretiminde kullanılacak ‘taze nükleer yakıt’ getirildi. Böylece tesis, ‘nükleer santral’ statüsüne kavuşarak teknik anlamda açıldı. Ardından enerji üretimi için test aşamasına geçilecek. Rosatom Devlet Nükleer Enerji Şirketi’nin (Rosatom) internet sayfasında yer alan bilgiye göre, anlaşma kapsamında inşası 2025’e kadar devam edecek olan tesisin açılışı, ilk nükleer yakıtın getirilmesiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yıl kutlamaları için hızlandırılıyor. Süreci takip eden uzmanlar, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve milletvekilleri, tesise nükleer yakıtın nasıl getirildiği, yakıtı taşıma işlemini hangi firmanın üstlendiği, yakıtın tesiste nerede muhafaza edileceği ve sürecin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) güvenlik standartlarıyla uyumlu olup olmadığı yönündeki endişelerini dile getirdiklerini ve bilgi talebinde bulunduklarını, ancak henüz hükümet tarafından konuya ilişkin bir açıklama yapılmadığını söylüyor. Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK) ve Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu’nun (TENMAK) bağlı olduğu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, BBC Türkçe’nin konuyla ilgili sorularını yanıtlamadı.
Phaselis için mücadele devam ediyor
Antalya 3. İdare Mahkemesi’nin 13 Nisan’da aldığı yürütmeyi durdurma kararına rağmen iş makineleri 25 Nisan’da Antalya’da bulunan Bostanlık Koyu’nda çalışmalara başladı. Phaselis'e Dokunma Hareketi ise yaşananlara ilişkin suç duyurusunda bulundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Antalya’da bulunan Phaselis Antik Kenti’nde yaptığı Halk Plajı Projesi Antalya 3. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararına rağmen devam ediyor. Antalya 3. İdare Mahkemesi bölge hakkında, ‘Uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğurabilecek nitelikte olduğu’ gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı almıştı. Antalya 3. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararına rağmen, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bölgeye gerçekleştirdiği ziyarette açılışı yapmıştı. Ersoy, “Sezonun yoğun olduğu günlerde 12 bin ziyaretçi geliyor. Vatandaşlarımızın ihtiyacına yönelik çalışma yapıldı,” diyerek projeyi savunmuştu. Phaselis'e Dokunma Hareketi ise iş makinelerinin Bostanlık Koyu'nda çalışma başlatmasına dair açıklama yaptı. Açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bölgeyi özel bir şirkete ihale ettiği ve bölgenin 1. Derecede Sit alanı olduğu hatırlatılarak, bölgeye iş makinelerinin girmesine tepki gösterildi. Açıklamada, Bostanlık Koyu’na 160 KW'lık elektrik altyapısı planlandığı vurgulanarak, söz konusu altyapı ve projelerin sınırlı kalmayacağına dikkat çekildi.