İstek Acıbadem Anadolu Lisesi ve Slovenya Gimnazija in srednja šola Rudolfa Maistra Kamnik Lisesi, Çevrenin Genç Sözcüleri Grubu'nun iklim değişikliğinin kuş göçlerine olan etkilerini anlattığı yazıyı paylaşıyoruz.
Kuşlar...
Bazen şiirlerin ana imgesi, bazen belgesellerin araştırma konusu, bazen de insanlar için değişen mevsimlerin göstergeleri olurlar.
Peki kuşlar son zamanlarda bize neler duyurmaya çalışıyor?
Bir gün Adem Yılmaz’ın Eskikaraağaç’taki Uluabat Gölü üzerindeki teknesine bir leylek konar. Balıkçı leyleğin aç olup olmadığını merak edip ona balık verir. Leylek, yedikten sonra yuvasına geri döner. Yılmaz yuvanın nerede olduğunu bilmez ve leyleğin yeniden uğrayıp uğramayacağını merak eder. Sonraki gün, leylek yeniden tekneye gelir ve on iki yıldır süren arkadaşlık başlamış olur.
Beş yıllık düzenli ziyaretten sonra leyleğin adı yakın arkadaş anlamına gelen “Yaren” koyulur. Bir yılın 6 ayını Türkiye'de, (Eskikaraağaç) diğer 6 ayını ise Afrika kıtasında geçiren Yaren'in 15 yaşında olduğu tahmin ediliyor.
Adem Yılmaz’ın Yaren’le kurduğu dostluk, doğal yaşam fotoğrafçısı Alper Tüydeş tarafından renkli fotoğraflarla kaydediliyor. Yaren leylek ve seçmiş olduğu göç rotasındaki değişimler hakkında bilgi almak için Adem Yılmaz ve Alper Tüydeş ile konuştuk.
Adem Yılmaz ve Yaren Leylek. Fotoğraf: Alper Tüydeş
Yılmaz, balıkçı olarak leylek sayısında yıllar içinde azalma gözlemlediğini bildirdi. 3-5 yıl önce yaklaşık 50 leylek gelirken bu sayının son zamanlarda 10 civarına düştüğünü açıkladı. Bunun nedeni olarak beslenme alanlarının daralması ve göllerdeki balık sayısının azalması olduğunu belirtti.
Türkiye örneğinde olduğu gibi, Slovenya'da beyaz leylekler de dahil olmak üzere birçok tür değişen iklim koşullarından etkilenmektedir. Slovenya Kuş Gözlemi ve İnceleme Derneği'nde çalışan ekolojist ve çevreci Tilen Basle, kuşlarla çalışmaya başladığından beri daha önce mevcut olmayan ve rahatça gözlemlenebilen değişiklikler olduğunu ve bunların en önemli nedeninin neredeyse sadece iklim değişikliği olabileceğini söyledi.
İklim değişikliği nedeniyle araziler, çayırlar ve tarlaların daha kısa süre boyunca karla kaplı olması, kuşların beslenebilmesine olanak tanıyor. Basle, leyleklerin Slovenya'da kalmayı tercih etmelerinin ana nedenlerinden birinin bu olduğunu açıklıyor. Zaman geçtikçe leylekler daha az göç ediyorlar ya da göç etmeyi bırakıyorlar. Uzun mesafeler kat etmeden yiyecek bulabildikleri ve yuvalarına yakın kalabildikleri için göç etmek neredeyse anlamsız hale geliyor.
İklim değişikliğinin kuşların göç yolları ve göç alışkanlıkları üzerindeki etkisinin gözlemlendiği bir diğer örnek ise Hollanda'da bulunan Çamur Çullukları. Uzun süreli izleme ve raporlama sonucunda Slovenya'ya her zamanki tarihten yaklaşık 14 gün önce göç ettikleri tespit edilmiştir.
Ayrıca Nehir Ötleğenleri artık Slovenya'da görülmese de turnaların sayısı son 10 yılda önemli ölçüde artmıştır. Kuzey Doğa Derneği Eğitim Koordinatörü Emrah Çoban'a göre iklim değişikliği yükseklerde göç eden kuşları etkilememiş ancak alçaklarda göç eden bazı türler rotalarını 400 km'ye kadar kuzeye kaydırmıştır.
Bununla birlikte, kuşların davranışına zararı olan diğer bir faktör ise doğrudan insan etkisi.
Görüştüğümüz tüm uzmanlar insanın doğa üzerindeki etkisi ile ilgili kritik bir faktör olarak habitat kaybına dikkat çekiyor. Tilen Basle, göçmen kuşlardaki azalmayı yaşam alanlarının yok olmasına veya göç üzerindeki diğer etkilere bağlıyor.
"Adaptasyon hayatın bir gerçeğidir." diyor Emrah Çoban. “Kuş türleri, göç sürelerini kısaltarak iklim değişikliğine kısmen uyum sağlayabilirler. Ancak yaşayacak bir yerleri olmadığında habitat kaybına uyum sağlamaları mümkün olmayabilir”.
OMÜ Ornitoloji Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Sancar Barış ve Tilen Basle, göçmen kuşlar için en büyük tehditlerden bir diğerinin ise kaçak avlanma olduğuna dikkat çekti. Yapılan bir BirdLife araştırmasına göre Akdeniz'de her yıl 25 milyon kuş öldürülüyor.
Türkiye ve Slovenya'dan farklı yaş gruplarından toplamda 368 kişiye kuş göçleri ile ilgili sorular sorduk. Anketimizin sonuçlarından en çarpıcı olanı cevaplayanların %65,8'inin son zamanlarda çevrelerinde çok daha az kuş gördüklerini belirtmiş olmalarıydı.
Bu halde, ne yapmalıyız?
Kuşlar, türlerine bağlı olarak çok sayıda böcek, meyve, tohum, küçük kemirgen veya leş tüketerek ekosistemimizde çok önemli bir rol oynamaktadırlar. Genel olarak, uzmanlar kuşların doğal yaşam alanlarını korumanın alabileceğimiz en kritik önlem olduğu konusunda hemfikir. Yaşam alanları üzerindeki her türlü insan etkisini azaltmak, sadece kuşlar için değil, aynı zamanda tüm yaban hayatı için büyük önem taşıyor.
Bireysel olarak çimleri çok sık biçmekten kaçınarak veya çalılarımızı koruyarak çevremizi daha kuş dostu hale getirebiliriz. Ancak bireysel çabalar yeterli olmayabilir.
Bu nedenle, iklim değişikliği ve kuşların korunmasıyla ilgili yasal protokollerin yapılandırılması için mücadele etmek ve uygulanmalarını sağlamak yapılacak işlerin başında gelmektedir.
Kuşlar sadece ekosistemler için değil, aynı zamanda kültürel ve estetik öneme de sahiptir. Onları korumak için en kısa zamanda harekete geçmeliyiz.
Çünkü Prof. Sancar Barış'ın dediği gibi: “Kırlangıçsız, leyleksiz bir bahar mevsimini kim ister ki?”