Fransa'da sıcak hava dalgası ve Covid-19 10 binden fazla ölüme neden olmuş olabilir.
Fransa Sağlık Bakanlığı, art arda üç sıcak hava dalgasının ve Covid-19’un bu yaz Fransa’da 10 binden fazla ölüme yol açmış olabileceğini duyurdu. Halk sağlığı kurumundan alınan verilere göre, Fransa’nın 1900’den bu yana en sıcak ikinci yazında, 1 Haziran ile 15 Eylül arasında toplam 10.420 fazladan ölüm kaydedildi. Sıcak hava dalgaları sırasında ölen insanların neredeyse tamamı 75 yaş ve üstü kişiler oldu.
Gelişmekte olan ülkeler için COP27 fonu
Birleşmiş Milletler COP27 İklim Zirvesi görüşmelerinde, iklim krizinden en fazla etkilenen gelişmekte olan ülkelerin kayıp ve zararlarının karşılanmasına yönelik bir fon oluşturulacağı açıklandı. Fonun işleyişine yönelik detaylar önümüzdeki yıl içerisinde netleştirilecek. Ayrıca görüşmeler sonrasında Emisyon Azaltımı Çalışma Programı’nın hayata geçmesine karar verildi. COP27’nin hemen sonrasında çalışmaya başlayacak olan program, 2030 yılına kadar devam edecek. Program kapsamında taraf ülkelerin küresel düzeyde emisyonların azaltılmasına hizmet edecek önlemleri tartışmak üzere yılda en az iki kez bir araya gelmesi planlanıyor. COP27’de Türkiye de sera gazı emisyonunu azaltmaya yönelik 2030 iklim hedefini yüzde 41 oranında artıştan azaltım olarak açıkladı. Söz konusu hedef Türkiye'nin emisyonunu 2030 yılında 693 milyon ton civarında sınırlandırmayı öngörüyor. Bir başka deyişle Türkiye, 2020'de 523 milyon ton olan emisyon seviyesini 2030'da yüzde 33 oranında artırmış olacak. Verilen hedef kapsamında emisyonlar 2038 yılından sonra azalmaya başlayacak."2053'te net sıfır emisyon"vizyonuyla uyumlu olmayan bu hedef, ülkemizin enerji dönüşümünü geciktirirken iklim kriziyle mücadelenin ve iklim krizine uyumun maliyetini artıracak. COP27 öncesinde WWF-Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 17 sivil toplum kuruluşu tarafından yapılan çağrı, Türkiye'nin 2053 net sıfır vizyonu doğrultusunda 2030 için en az yüzde 35 oranında mutlak azaltım hedeflemesi gerektiğini ortaya koymuştu. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Yönetim Kurulu Başkanı Nafiz Karadere COP27’yi şu sözlerle değerlendirdi:
Küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırabilmemiz için 2030 yılında emisyonların 2019 yılı seviyesine kıyasla tüm dünyada yüzde 43 oranında azaltılması gerekiyor. Mevcut iklim hedefleri ise bizi 2,5 derecelik bir ısınmaya götürüyor. Emisyonlarımızı azaltmaya yönelik acilen harekete geçilmediği takdirde hiçbir fon uğranılacak kayıp ve zararları yönetmeye yetmeyecek. 27. Taraflar Konferansı ardından belirlenen hedeflerin hâlâ çok yetersiz olduğunu görüyoruz. Kömürden çıkış başta olmak üzere sıfır emisyonlu bir gelecek için somut adımlar atmak ve iklim krizinin yıkıcı etkilerinin önüne geçmek imkânsız değil fakat acil.
TEİAŞ’ın Ekim 2022 verileri
Cumhuriyet’ten Çağdaş Bayraktar’ın haberine göre, Türkiye Elektrik Üretim-İletim İstatistikleri’nin (TEİAŞ) Ekim 2022 verilerini Cumhuriyet’e değerlendiren Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Genel Sekreteri Hakan Erkan, “Mevzuattaki düzenlemelerle birlikte Güneş kurulu gücündeki artış umut verici”dedi. Türkiye Elektrik Üretim-İletim İstatistikleri’nin Ekim 2022 verileri açıklandı. Elektrik üretim gücü 1990 yılında 16 bin MW olan Türkiye, 2022 Ekim ayı itibarıyla bu gücü 103 bin MW’a çıkardı. 2022 yılı itibarıyla toplam santral kurulu gücünün dağılımının yüzde 25.3’ünü Doğalgaz, yüzde 23.2’sini Hidroelektrik, yüzde 9.1’ini ise Güneş’in oluşturduğuna dikkat çekti. Erkan, son dönemlerde yenilenebilir santral sayısında önemli bir artış olduğunu belirtti. Sözlerini ise şöyle tamamladı:
Güneş enerji santralleri özelinde baktığımızda, 2022 Ekim ayı sonu itibarıyla kurulu gücün 9.120,4 MW seviyesine ulaştığı görülüyor. Ve bu kurulu gücün 7.709,1 MW’ını lisanssız GES’ler oluşturuyor. Geriye kalan 1.411,3 MW’ı da lisanslı güneş enerji santrallerinin oluşturduğu görülmekte. Yakın dönemde yayımlanmış olan enerji depolama mevzuat düzenlemeleriyle, özellikle GES ve RES’le birlikte kurulabilecek enerji depolama sistemlerinin toplam kurulu güç içerisindeki oranının önümüzdeki 5 yıl içerisinde yüzde 50’lerin üzerine çıkması Türkiye’nin gelecekteki temiz enerji hedeflerine ulaşmasına büyük katkı sunacak.
Deniz kaplumbağaları tehlike altında
Deniz biyoçeşitliliği açısından zengin kaynaklara sahip Kuşadası Körfezi’ne beslenmek amacıyla gelen ve Kuşadası sahillerinde de yuvaları tespit edilen deniz kaplumbağaları, son günlerde artan ölüm sayılarıyla tehlike altında. Son 4 günde Kuşadası Yavansu’da 1 dişi Caretta caretta iribaş deniz kaplumbağası, Güvercinada’da 1 genç Chelonia mydas yeşil deniz kaplumbağası, Pamucak plajında ise 1 dişi Caretta caretta ölü ve 1 Mauremys rivulata türü Balkan Kaplumbağası canlı olarak bulundu. Artan ölüm sayılarına dikkat çeken Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürüc şöyle konuştu:
“Caretta caretta türü iribaş deniz kaplumbağaları ve Chelonia mydas türü yeşil deniz kaplumbağaları Kuşadası Körfezi’ne beslenmek amacıyla gelmekte. Bazen ağlara hedef dışı av olarak yakalanan kaplumbağalar su yüzeyine çıkıp nefes alamadıkları için boğularak, bazen de insan kaynaklı kirlilikten dolayı, denizlere atılan plastikleri deniz anası sanıp yutarak ölmekte.”