Orhanlı'daki 3 jeotermal alanın ruhsatı iptal edildi

-
Aa
+
a
a
a

Mısır, COP27'ye ev sahipliği yaparken bir petrol terminali her gün 40 bin metreküp zehirli su akıtıyor.

İzmir 3. İdare Mahkemesi, İzmir'in Seferihisar İlçesi'ne bağlı Orhanlı Köyü’nde kurulmak istenen Jeotermal Enerji Santrali (JES) projesine ilişkin ruhsatların iptaline karar verdi. Orhanlı köylüleri, mahkemenin kararını zeybek oynayarak kutladı. Seferihisar'ın Orhanlı Köyü'nde yapılmak istenen JES projelerini durdurmak için iki yıldır mücadele veren köylüler ve çevreciler, mahkemeden gelen kararla sevindi. İzmir 3'üncü İdare Mahkemesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin açtığı, Orhanlı Köyü Doğa Derneği ve CHP Seferihisar İlçe Örgütü'nün de müdahil olduğu davada, Orhanlı'daki 3 jeotermal alanın ruhsatını iptal etti.

Kızıldeniz’in suları kirletiliyor

BBC’den Ziad Al-Qattan’ın haberine göre, BBC Arapça Servisi tarafından yapılan bir araştırmaya göre Mısır, iklim değişikliğiyle ilgili eylemleri tartışmak üzere COP27'ye ev sahipliği yaparken bir petrol terminali ülkenin Kızıldeniz kıyısına her gün 40 bin metreküp (16 olimpik yüzme havuzuna eşdeğer) zehirli su akıtıyor. Gezegen ısınırken okyanus yaşamının korunması için umut aşılayan bir mercan türü yok olma tehlikesi altında. BBC ve kâr amacı gütmeyen gazetecilik grubu SourceMaterial'a ulaşan sızdırılmış belgeler, Mısır'ın Ras Shukeir petrol terminalinden üretim atık suyunun her gün Kızıldeniz'e boşaltıldığını ortaya koyuyor. Petrol ve gaz sondajı sırasında yüzeye çıkarılan arıtılmamış atık su, yüksek düzeyde toksin, yağ ve gres içeriyor. Belgeler, bir petrol firması tarafından 2019 yılında suyun arıtılması için bir şirketin tutulması amacıyla hazırlanmış. Belgelerde kirlilik seviyelerinin Mısır çevre yasa ve yönetmeliklerine "uymadığı" söyleniyor.

ÇED olumlu kararının iptaline red

Giresun’un Çanakçı ilçesinden Doğu Karadeniz Havzası’nda Görele Çayı üzerinde kurulacak olan 11,320 MW kurulu güce sahip Görele Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali’ne verilen “ÇED Olumlu Raporu”nun iptali için dava açan yöre halkı ve çevreciler beklenmedik bir sonuçla karşılaştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan verilen “ÇED Olumlu Kararı”nın iptali için açılan dava Giresun İdare Mahkemesi yürütmenin durdurulması talebinin reddine dair itiraz yolu kapalı olmak üzere karar verdi. Karar sonrası açıklamalarda bulunan çevreci avukat Remzi Kazmaz, “Karar kanuna uygun görünse de hukuki ve vicdani olduğunu söylemek pek mümkün değil” dedi. Av. Kazmaz, “Daha önce açmış olduğumuz ÇED kararlarının iptaline ilişkin davalarda hiçbir zaman bu işlemi ivedi işlerden görüp de yürütmenin durdurulması talebimizin reddine dair kararlara karşı itiraz yolunun kapatılmış olmasına dair kararlarla karşılaşmamıştık” diye konuştu. “Bu karar hukuk ve mahkemelerin geldiği en son durumu anlatmak için iyi bir örnek” diyen avukat, “Özellikle dava konusu HES projesinin çevre üzerinde açık ve gerçek anlamda tahribat ve yıkıma neden olacak. O bölgede yaşayan canlıların ve bitki örtüsünün olumsuz olarak etkileneceğine dair birçok bilgi, tehlike ve ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracak olayların mevcudiyeti sabit olup, bir gerçekliktir." Çanakçı Deresi üzerinde dört adet daha HES’in olduğunu aktaran Remzi Kazmaz, “Bölgede UNESCO mirası olarak tescilli Kuşdili ile ünlü Kuşköy de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Ayrıca koruma altına alınan tarihî köprü, değirmen gibi korunması gereken kültür varlıkları da HES’ten etkilenecek. Bölgede nesli tükenmekte olan kırmızı benekli alabalık ve su samurları da yok olma tehlikesi yaşayacak” ifadelerini kullandı.

COP27’de istenen sonuç elde edilemedi

Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Zirvesi (COP27) tartışmalar ve protestolar eşliğinde sona erdi. 6-18 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen ve pek çok liderin de katıldığı COP27’de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in devletleri güçlü bir iklim anlaşması için “ayağa kalkmaya ve elinden geleni yapmaya” çağırmasına rağmen istenilen sonuç elde edilemedi. Zirvede yayımlanan taslak müzakere metni görüş farklılığını ve tartışmaları ortaya serdi. Yıkıcı afetlere maruz kalan gelişmekte olan ülkelere fon sağlamak için önerilen kayıp-hasar finansmanının yer almadığı metinde Glasgow ve Paris Anlaşmaları’ndaki küresel sıcaklıklardaki artışı sınırlamaya ilişkin kilit noktalar teyit edildi. Buna göre en savunmasız ülkelerdeki kayıp ve zararları karşılamak için geniş bir donör tabanından finanse edilecek özel bir fon oluşturulacak. Bu, yalnızca tarihsel olarak ısınmaya en çok katkıda bulunan zengin ülkeler tarafından finanse edilen fona sahip olmak yerine, Çin gibi yüksek emisyonlu gelişmekte olan ekonomilerin katkıda bulunması gerektiğini gösteriyor. Nihai müzakerelerin yoğunluğunu yansıtan kapsayıcı anlaşma metni, geçen yıl Glasgow‘da yapılan COP26 anlaşmasındaki ve küresel sıcaklıklardaki artışı sınırlamaya ilişkin 2015 Paris Anlaşması’ndaki kilit noktaları teyit etti. Metinde şu ifadeler yer alıyor: 

Küresel ortalama sıcaklıktaki artışı sanayi öncesi seviyelerin 2 derecenin oldukça altında tutma ve sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derecenin hemen üzerinde sınırlama çabalarını sürdürme şeklindeki Paris Anlaşması sıcaklık hedefini yeniden teyit ediyoruz.

Diplomatlar uzlaşma yolu bulmaya çalışırken genel kurul salonunda zorlu tartışmalar yaşandı. “Aşamalı durdurma” yerine “aşamalı azaltma” kararı alındı. Burada Hindistan ve diğer bazı ülkeler bu ifadeyi petrol ve gazı da kapsayacak şekilde genişletmek istediler. Zirve ilk günden son güne kadar doğa savunucuları ve kitle örgütleri tarafından protesto edildi. Protestocular gelişmiş ülkelerin verdikleri sözleri tutmasını ve doğayı yok eden politikalardan vazgeçmesini talep etti. İklim krizi için tahsis edilen paraların ödenmesi talep edilirken, zirvenin amaca ulaşmaktan çok uzak olduğu, göstermelik şekilde düzenlendiği dile getirildi.