Yeni Zelanda'da hükümet, sera gazı emisyonlarını vergilendiriyor

-
Aa
+
a
a
a

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde maden projelerine ve madencilik faaliyetlerine karşı miting düzenlendi.

Fotoğraf: İklim Haber
Gezegenin Geleceği: 13 Ekim 2022
 

Gezegenin Geleceği: 13 Ekim 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Maden projelerine ve madencilik faaliyetlerine karşı miting

İklim Haber’den Şenol Bali’nin haberine göre, Dersim Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde maden projelerine ve madencilik faaliyetlerine karşı miting düzenlendi. Bu madenler ya faaliyetlerini sürdürüyor ya da şu sıralar yapılması hedefleniyor. Hazırlıkları günler öncesinden yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Konuşmaların ve tiyatro gösterilerinin yapıldığı mitingde yörede devam eden ekolojik yıkımlara karşı duyarlılık çağrısı yapıldı. Binlerce kişi “Yaşam alanlarımızı savunuyoruz, biz kazanacağız” pankartıyla Sanat Sokağı’ndan Seyit Rıza Meydanı’na davul, zurna ve zılgıtlarla yürüyüşe geçti. Dövizlerin açıldığı, sloganların atıldığı yürüyüş sırasında, “Madene hayır Dersim’e sahip çık”, “Dersim’de maden istemiyoruz” sloganları dillendirildi. Mitingde ilk olarak Dersim Emek ve Demokrasi Platformu adına söz alan Tunceli Baro Başkanı Kenan Çetin ortak basın metnini okudu. Çetin şöyle dedi:

Tarihî bir kent olan Hasankeyf, Pertek ilçemiz gibi onlarca köyümüz baraj altında bırakıldı. Doğa katliamı aylardır Şırnak, Hozat ve Ovacık’ta katledilen ormanlarla devam ediyor. Dersim doğası, yer altı ve yer üstü kaynakları uzun zamandır saldırılarla karşı karşıya. Barajlar, HES’ler, altın ve başka madenler için açılan sahaların toplamında, sahadaki 40’a yakın yaban canlının hayatına, suya, havaya, kutsal mekânlarımıza, küçükbaş hayvanımızın ve arılarımızın alanlarına ve toplamda iki bin ailemizin geçim kaynağına saldırılıyor. Küresel düzlemde, kapitalizmin ihtiyaç duyduğu enerji ve maden kaynaklarının tüketilmesini, ulusların ve halkaların sömürülmesini, doğanın talan edilmesini amaç edinen sermaye grupları, bizleri “bir ağacın gölgesine” hasret bırakmak istiyor. Dersim topraklarının önemli bir kısmı maden ruhsatlı ya da maden alanı olması için arama çalışması kapsamında. Ayrıca başta Hozat-Ovacık olmak üzere orman kesimleri giderek artmakta. Onlar insanımıza, doğamıza, kültürümüze, inancımıza, aşımıza, ekmeğimize saldırdılar.

Sera gazı emisyonlarını vergilendirmeye yönelik plan

Yeni Zelanda'da hükümet, iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik tartışmalı bir tasarının parçası olarak çiftlik hayvanlarından kaynaklanan sera gazı emisyonlarını vergilendirmeye yönelik bir plan açıkladı. Başbakan Jacinda Ardern, hayvanların dışkı ve idrar yaptığı ya da geğirdiği sırada çevreye salınan gazlardan alınması planlanan verginin dünyada bir ilk olacağını duyurdu. 5 milyon nüfusa sahip ülkede 10 milyon büyükbaş ve 26 milyon küçükbaş hayvanın saldığı gazlar ülkenin en büyük çevre sorunlarının başında geliyor. Hükümetin projesine göre, hayvanların saldıkları metan ve azot oksitler nedeniyle çiftçiler vergiye tabi tutulacak.

27. BM İklim Değişikliği Konferansı raporu

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) ve Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Federasyonu (IFRC) tarafından Mısır’da önümüzdeki ay düzenlenecek 27. BM İklim Değişikliği Konferansı (COP27) öncesinde sunulan rapora göre, sıcak dalgaları kaynaklı tahmini ölüm oranları “şaşırtıcı derecede yüksek” ve tüm kanserler veya bulaşıcı hastalıkların yarattığı toplam ölüm oranıyla karşılaştırılabilir düzeyde. Buna göre 2100 yılına kadar aşırı sıcak olaylarının Asya ve Afrika’nın bazı bölgelerini 600 milyona kadar insan için yaşanmaz hâle getirecek. Rapor, iklim değişikliğinin aşırı hava olaylarının büyüklüğünü ve sıklığını şiddetlendirdiğini gösteren artan sayıda çalışmaya katkıda bulunuyor ve Pakistan ve Somali gibi ülkelerde bu yıl felaketlere neden olan rekor yükseklikteki sıcaklıkların daha ölümcül, daha sık ve daha yoğun yaşanabileceği konusunda uyarıyor. Dünyanın en düşük gelirli ülkeleri aşırı ısınıyor ve bundan orantısız şekilde etkileniyor. İklim değişikliğinde en az sorumluluğu olan bu ülkeler, önümüzdeki on yıllarda risk altındaki insan nüfusunda önemli bir artış görecek. OCHA Koordinatörü Martin Griffiths şöyle diyor:

İklim krizi kontrol altına alınmadıkça, sıcak dalgaları ve sel gibi aşırı hava olayları en savunmasız insanları vuruyor.

Rapora göre, önümüzdeki on yıllarda sıcak dalgalarının Sahel, Afrika Boynuzu ve Güneybatı Asya gibi bölgelerde insanın fizyolojik ve sosyal sınırlarını zorlamaya başlaması bekleniyor. Raporda, küresel sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerin 2 ila 2,5 derece üzerine çıkması durumunda, aşırı sıcak dalgaların ayrıca Georgia, Alabama, Louisiana ve California da dahil olmak üzere ABD’nin bazı bölgelerini 2070 yılına kadar insan yerleşimi için daha az uygun hâle getireceği belirtildi. Ayrıca böylesi bir durumda, daha sık ve daha şiddetli aşırı sıcaklar, daha fazla hayvanın ölmesine ve bitkilerin yok olmasına da neden olacak. Raporun yazarları, bulgularının “şaşırtıcı ve rahatsız edici” olduğunu belirtti.

“Kentsel dönüşüm” sürecini tartışmak

İstanbul Başakşehir’de Şahintepe Halk Dayanışması’nın çağrısıyla toplanan mahalle halkı, “kentsel dönüşüm” sürecini tartışmak için bir araya geldi. Şahintepe Halk Dayanışması’nın çağrısıyla toplanan mahalle halkı, “Ranta izin vermeyeceğiz” dedi. Şahintepe Halk Dayanışması’nın düzenlediği toplantıya, mahalleyle dayanışma içerisinde olan avukatlar Gül Altay ve İsmail Kahveci, Şahintepe Halk Dayanışması üyeleri İbrahim Kabak ve Yasin Serindere katıldı. Toplantıda kentsel dönüşüm adı altında uygulamaya sokulan “rantsal dönüşüm”ün nasıl engellenebileceği tartışıldı.