Ufuk Turu'nda Ahmet İnsel'in gündemini ABD'de Yüksek Mahkeme'nin kürtaj hakkı ve silahların serbest dolaşımı kararları ile kapatılma davası sürerken HDP'de 5. Olağan Kongre hazırlıkları oluşturdu.
Ahmet İnsel, Ufuk Turu'na bu hafta Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gelişmelere dikkat çekerek başladı. İlk konu olarak, Yüksek Mahkeme’nin kürtaj hakkının serbest bırakılıp bırakılmamasının federal eyaletlere bırakılması kararını ele alan İnsel, bu durumu "muhafazakarlığın ötesinde bir gericilik olarak" tanımladı.
İnsel, 1972'lerde tüm Amerika'da hak olan kürtaj olma hakkının, bugün eyaletlere devredilmekte olduğunu ve yapılan güncel araştırmaların, mevcut eyaletlerin hemen hemen yarısında, kürtajın ya yasaklanacak ya da sınırlandırılacak olduğuna dair öngörü sağladığını belirtti.
Bir gelişme olarak İnsel, bazı büyük şirketlerin, kürtaj için farklı eyaletlere gitmek zorunda kalan kadın çalışanlarının masraflarını karşılama kararı aldıklarını belirtti. JP Morgan, Disney, Uber, Amazon, Apple, Starbucks, Netflix gibi şirketlerin bu grupta yer aldığını belirten İnsal, buna karşılık McDonald's, Coca Cola, General Motors, Valmark gibi şirketlerde bu yönde herhangi bir girişim olmadığını belirtti.
ABD'nin bütününde yapılan bir çalışmada halkın %59'unun kürtajın bu şekilde sınırlandırılmasına ya da yasaklanmasına karşı fikir bildirdiğini belirten İnsel, buna karşılık Cumhuriyetçileri destekleyenlerin oluşturduğu grupta bu kararı onaylayanların oranının %78 olduğunu ifade etti. İnsel, bu grubun Amerika'da çoğunluğu oluşturmadığını, ancak Cumhuriyetçiler arasında çok büyük bir muhafazakar (aşırı sağ) güruhun söz konusu olduğunu söyledi. Aynı araştırmaya ithafen Özdeş Özbay, kürtajın yasaklanması fikrini beyaz ve aşırı sağ kesimin, diğer gruplara oranla yüksek oranda onayladıklarını vurguladı. İnsel, muhafazakar kesimin toplumun %30'unu dahi oluşturmadığını ama bu kitlenin büyük çoğunluğunun seçime katıldığını, oy kullandığını ve bu yanıyla da belirleyici olabileceğini belirtti.
Afro-Amerikalılar, Hispanikler gibi bu konuyu hak ihlali olarak değerlendiren grupların seçimlere aynı oranda katılım göstermediği bilgisini veren İnsel, bu yönüyle siyasi kararlar üzerindeki etkinin dar bir çevrede kaldığını belirtti. Sosyal yardım haklarına karşı direnişin genişletilmesi gibi bir dizi konu için de benzer bir durum söz konusu olduğunu ekledi.
Amerika'da Yüksek Mahkeme Sokaklarda Silahlarla Dolaşmayı Doğruladı
İkinci önemli konu olarak İnsel, silah kullanımı ile ilgili olayların haftalık değil günlük olduğunu, giderek de arttığını ve silahların serbest ulaşımı nedeniyle daha da artacağı endişesini ifade etti.
İnsel, insanların bir nedene bile ihtiyaç duymadan, sadece "batsın bu dünya" gibi bir refleksle bile zarar verdiklerini, giderek bu durumun artış gösterdiğini belirtti. İnsel, “Amerika'da Yüksek Mahkeme sokaklarda silahlarla dolaşmayı doğrulamış oldu” ifadesini kullanırken, Ömer Madra ise "Yaşama hakkı olarak kürtaj engelleniyor, var olma hakkı olarak öldürmek, silahla dolaşmak imkanı sağlanıyor" dedi.
İnsel, kürtaj için eyalet değiştirmenin ayrı bir tartışma alanı oluşturabileceğini, bu konunun belirsizliğini koruduğunu ifade ederken, bir demeçten aldığı alıntıdan hareketle, Teksas örneğine yer verdi. Teksas'ın teknoloji anlamında gelişen bir eyalet olduğunu ancak bu gibi kısıtların çalışan genç kesimler için kentleri zor yerler haline dönüştürdüğünü, gençler için yer değiştirmek gibi gündemler oluşturduğunu belirtti.
İnsel, büyük şirketlerin çalışanlarını sağlık giderleri başlığı ile korumalarını iyi bir seçenek olarak ifade ederken, bu grubun dışında kalan ve daha yoksul bir grubu oluşturan kesimlerin istenmeyen gebelik sorunu ile başa çıkabilecekleri desteklerin yoksunluğunu vurguladı. Bunun üzerine Özbay, Aleksandra Ocasio-Cortez'in geçen hafta yaptığı duygusal paylaşıma dikkat çekti. 20li yaşlarının başlarında uğradığı tecavüz sonrasında hamilelik testinin sonucunu beklerken Cortez'in "iyi ki seçme hakkım var" diyerek, kendisini teselli ettiğini söylediği açıklamasını aktardı ve artık insanların elindeki bu hakkın risk altında olduğunu ifade ettiğini belirtti.
İnsel bu durumların karmaşık davalar zincirine yol açabileceğini söyledi. Genç ve yoksul kadınlar için ciddi bir mağduriyet oluşabileceğini ekledi.
Kapatılma Davası Sürerken HDP'de 5. Olağan Kongre Hazırlıkları
İnsel, Ankara'da gerçekleştirilecek olan ve mahkemede kapatılma davası süren Halkların Demokratik Partisi’nin 5. Olağan Kongresi'nin 3 Temmuz'da yapılacağı bilgisini vererek, kongrenin ana temasının önümüzdeki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde alınacak siyasi tavır olduğunu belirtti. İnsel, Mithat Sancar'ın ya da Pervin Buldan yaklaşımlarının, oluşturulacak tavır ile ilgili öngörü sağlasa da çok net çizgilerle belirlenemeyeceği ifade etti. Yine de milletvekili seçimleri için HDP’nin muhtemelen kendi listesini çıkaracağını söyledi. İnsel, “Büyük olasılıkla Demokrasi İttifakı listesi olacak ve en yüksek sayıda milletvekili çıkarmayı amaçlayacak” dedi. Buna karşılık Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birinci turda aday çıkartılıp çıkartılmayacağının (başka bir adayı destekleme olasılığının) belirsizliğini koruduğu ifade edildi. Ancak Mithat Sancar'ın deyimiyle karşı tarafın (millet ittifakının) seçeceği adaya göre, yeni bir adayın varlığı ya da yokluğunun belirlenebileceği İnsel tarafından aktarıldı.
Adana ve Diyarbakır'daki gözaltı operasyonlarını hatırlatan Ömer Madra, bu durumu 3 Temmuz kongresine katılımı engellemeye yönelik bir hamle olarak değerlendirdi. İnsel bu operasyonların, gözaltıların ve devamında tutuklamaların arttığını ve ciddi sayılara ulaştığını ekleyerek bugün hapishane nüfusunun 320.000 civarında olduğunu ve bunların yaklaşık 45 bin - 50 bininin siyasi tutuklulardan oluştuğunu ekledi.
(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Burcu Baydar’a teşekkür ederiz.)