Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Prof. Dr. Volkan Ediger ile Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri Araştırması üzerine röportaj.
Uygar Özesmi: Prof. Dr. Volkan Ediger. Volkan Hocam üç Dönem Cumhurbaşkanlığı - yani Süleyman Demirel, Necdet Sezer ve Abdullah Gül dönemlerinde - Cumhurbaşkanlarının Enerji Danışmanlığını yaptı ve şu anda Kadir Has Üniversitesi, Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü. Sevgili Prof. Dr. Volkan Ediger, benim Ortadoğu Teknik Üniversitesi ODTÜ Jeoloji Mühendisliği’nde de hocam oldu. Sevgili hocam yıllardır Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri Araştırması yapıyorsunuz… Ekibinizde Doç. Dr. Gökhan Kirkil ve Dr. Öğr. Görev. Emre Çelebi, Prof. Dr. Meltem Ucal, ve Prof. Dr. Çiğdem Kentmen Çin’de var. Araştırmada yıllar içinde ne gibi değişimler oldu ne gibi sonuçlar elde ettiniz?
Prof. Dr. Volkan Ediger: Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi olarak biz bu araştırmayı 2016’dan beri yapıyoruz. Bu yıl beşincisini gerçekleştirdiğimiz anket çalışması 10-22 Aralık 2021 tarihleri arasında yürütüldü ve Türkiye genelini temsilen 16 ilde ikamet eden 18 yaş ve üzeri 1237 kişi ile yüz yüze görüşüldü.
Bu yıl da --daha öncekilerde olduğu gibi-- enerji pahalılığı ve ekonomik sorunlar ankete damgasını vurdu. “Türkiye’nin günümüzdeki en önemli sorunu nedir?” sorusuna katılımcıların yüzde 44’ü ekonomi, yüzde 18’i eğitim ve yüzde 8’I de göçmenler yanıtını verdi. Dünyadaki en önemli sorun olarak da benzer şekilde ekonomi yüzde 43 ile ilk sırada gösterilirdi.
Fiyatlarda ise, elektrik fiyatlarını yüksek bulanların oranı yüzde 77, normal bulanların oranı yüzde 17 olurken, katılımcıların yüzde 43’ü elektrik dağıtım bedellerini çok yüksek buldu. Doğalgaz fiyatlarını yüksek bulanların oranı ise yüzde 77, normal bulanların oranı da yüzde 15 olurken; katılımcıların yüzde 44’ü doğalgaz dağıtım bedellerini çok yüksek buldu.
Katılımcılar kullandıkları enerjinin temiz ve çevreye zararsız olmasını istiyor. Türkiye’de enerjiden kaynaklanan çevre sorunları arasında iklim değişikliği ilk sırada, insan sağlığının bozulması ikinci sırada, hava kirliliği de üçüncü sırada geliyor.
Türkiye halkının yüzde 56’sı enerji verimliliğini doğru tanımlarken, yüzde 29’u enerji verimliliği ve tasarrufu arasındaki farkı bilmediğini ifade ediyor. Öte yandan, enerji tüketimini azaltmak ve enerji verimliliğini sağlamak için tedbir uygulayanların oranı yüzde 38,4 olarak kaydedildi. Tedbir almayanların tedbir almama nedenleri arasında ise yüzde 29,9 oranında konu hakkında yeterli bilgisinin olmaması gösterildi.
Enerji verimliliğini artırıcı önlemler arasında, enerji verimli aydınlatma ürünleri kullanmada yüzde 53, enerji verimli sıcak su sistemlerini kullanmada yüzde 46, yakıt verimli ulaşım araçlarını kullanmada yüzde 45 olarak ortaya çıktı. Öte yandan, enerji verimliliği için dikkat edilen hususlar arasında en fazla, “bulaşık, çamaşır ve ütüyü biriktirerek yapıyoruz”, “evde kullanılmayan alanlarda aydınlatmayı kapatıyoruz”, “buzdolabının kapağını mümkün olduğu kadar az açıp kapatıyoruz” yanıtları alındı.
Elektrikli aleti alırken enerji etiketinde yazan bilgilerin yeterince değerlendirilmediği ortaya çıktı. Katılımcıların yüzde 31’i “zaman zaman dikkate alırım” derken, yüzde 30’u “çoğunlukla dikkate alırım” cevabını verdi. “Ampul alırken hangisini tercih edersiniz?” sorusuna ise yüzde 65,6 oranında “flamanlı klasik ampul”, yüzde 53,5 oranında ise “tasarruflu LED ampul” cevabı verildi.
Vatandaşlarımız enerji ihtiyaçlarını karşılamak için en fazla olanlar güneş, doğalgaz ve rüzgar oldu. “Bunlardan hangisini kullanmayı en çok tercih edersiniz?” sorusuna ise, güneş, doğalgaz ve hidroelektrik cevabı verildi.
Yenilenebilir enerji kaynağını tercih edenlere bu tercihin nedenleri sorulduğunda, ilk üç sırada, “Çocuklarım ve torunlarımın geleceğini düşünüyorum”, “temiz ve çevre dostu” ile “dünyada geleceğin yakıtı” yanıtları verildi.
UÖ: Araştırmanın ışığında dinleyicilerimize vermek isteyeceğiniz üç mesaj ne olurdu?
VE: Gelişmiş demokratik toplumlarda ülkelerin enerji politikaları belirlenirken, kamuoyunun görüşleri öncelikli bir yere sahiptir. Yani, politikalardan kimler etkilenecekse onların söz sahibi olmasına dikkat edilir. Vatandaşlar da konuyla ilgilenir ve desteklediklleri siyasi partileri görüşleri doğrultusunda zorlar.
Yaptığımız anket bu konuda henüz yeterli başarıyı sağlayamadığımızı gösteriyor. “Genel seçimlerde oy verdiğiniz partinin enerji politikaları konusunda ne derece bilgilisiniz?” sorusuna “bilgiliyim” diyenleri oranı sadece yüzde 33 düzeyinde kalıyor. Benzer şekilde, katılımcıların yüzde 36’sı seçimlerde oy vereceği siyasi partinin enerji politikalarını dikkate aldığını söylüyor.
Dolayısıyla birinci mesajım, vatandaşlarımızın oy verdikleri siyasi partilerin enerji politkalarını izlemeleri ve onlardan ucuz, erişilebilir, doğa dostu ve temiz enerji talebinde bulunmalarıdır.
İkinci mesajım enerjinin verimli ve etkin kullanımı için ellerinde geleni yapmalarıdır. Ülkemizde maalesef verimlilik tedbirleri alanların ve bu tedbirleri gündelik yaşamlarının bir parçası haline getirenlerin oranları çok azdır.
Son mesajım da, eğitimin önemi konusunda. Örneğin küresel iklim değişikliğine inanma oranları ilkokul mezunu veya düşük eğitim düzeyindekilerde yüzde 59,1 olurken, üniversite mezunlarında bu oran yüzde 73,3’e yükselmektedir.