"Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası" raporu yayımlandı

-
Aa
+
a
a
a

“Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2050’de Net Sıfır” başlıklı rapor İstanbul Politikalar Merkezi tarafından yayımlandı

Gezegenin Geleceği: 23 Şubat 2022
 

Gezegenin Geleceği: 23 Şubat 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Yeşil Gazete’nin haberine göre, Türkiye’nin, Paris Anlaşması‘na uygun olarak küresel sıcaklık artışını 1,5 derecenin altında tutmak amacıyla ekonomisini 2050’ye kadar karbonsuzlaştırmak için nasıl bir dönüşümden geçmesi gerektiğini ortaya koyan “Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2050’de Net Sıfır” başlıklı rapor İstanbul Politikalar Merkezi (IPM) tarafından yayımlandı. Türkiye’nin mevcut Net Sıfır hedefine nasıl ulaşacağına ve güncellenmesi beklenen Ulusal Katkı Beyanı’nın içeriğine dair yayımlanmış ilk çalışma olan bu raporun sonuçlarına göre; Türkiye ekonomisinin fosil yakıtlar terk edilerek, yenilenebilir enerjiye geçilerek, enerji verimliliği ve ilgili sektörlerde elektrifikasyon yoluyla 30 yıl içinde büyük ölçüde karbonsuzlaştırılması ve 2050’lerin başında Net Sıfır hedefine yaklaşılması mümkün. Raporda kullanılan varsayımlarda mevcut ekonomik yapının temel nitelikleri korunmakta, ağırlıklı olarak enerji dönüşümü ve karbonsuz teknolojilere yapılacak yatırımlara dayanan politika değişikliklerinin sonuçları gösteriliyor. IPM’in raporunda bunun için orta ve uzun vadede net ve ölçülebilir hedeflerin konulması gerektiği belirtiliyor. Çalışmada yapılan incelemeler sonucunda Türkiye’nin 1990’dan itibaren yaklaşık yüzde 130 artan emisyonlarının 2018’de tepe noktasına çıktıktan sonra azalmaya başladığı ve 2050’de Baz Senaryo’da öngörüldüğü gibi 700 milyon ton yerine Net Sıfır Senaryosu’nda 2018’e göre yüzde 70 azaltımla 130 milyon tona düştüğü ve 1990 seviyesinin yüzde 13 altına indiği ifade ediliyor. 2050’de kalan artık emisyon düzeyinin sanayi prosesleri dahil edilmediğinde 2018 seviyesine göre yüzde 80 azalarak 74 milyon tona düştüğü belirtilen raporda, 1990 seviyesinin yüzde 43 altına indiği aktarılıyor. IPM’in raporunda tüm sektörlerde enerjiden kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının 2030’da 2018 seviyesine göre yüzde 37, bütün karbondioksit emisyonları ise 2030’da 2018 seviyesine göre yüzde 32 azaltılabileceğine dikkat çekiliyor. Raporda ayrıca elektrik üretiminin en hızlı azaltım sağlanacak sektör olmasından hareketle elektrik sektöründen kaynaklanan emisyonların 2030’da yarıya indirilmesinin hedeflenebileceği belirtiliyor.

Küresel araştırma şirketi Ipsos’un Plastic Free Vakfı için aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 28 ülkede, 16 - 74 yaş arasında 20 bin 513 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği anketin sonuçları açıklandı. WWF işbirliğiyle anket sonuçlarının analiz edildiği bir rapor yayımlanarak, dünya kamuoyunun tek kullanımlık plastiğe ilişkin tutumu ortaya kondu. Çarpıcı veriler içeren ve alanında bir ilk olan rapora göre, ankete katılanların dörtte üçü tek kullanımlık plastiklerin en kısa sürede yasaklanması gerektiğini düşünüyor. Katılımcıların % 85'i plastik ambalajların azaltılması, yeniden kullanılması ve geri dönüştürülmesinden üreticilerin ve perakendecilerin sorumlu olması gerektiği konusunda hemfikir. Ankete katılanların % 82'si ise mümkün olduğunca az plastik ambalaj içeren ürünler satın almak istediğini belirtiyor. Satın alma alışkanlıklarına ilişkin bu soruya aynı cevabı verenlerin sayısında pandemi öncesine kıyasla  % 7’lik bir artış olduğu dikkat çekiyor. Ankete katılan her 10 kişiden dokuzu ise plastik kirliliği krizi ile etkili bir şekilde mücadele edebilmek için küresel bir Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi’nin önemli olduğu görüşünde. % 90’ı bulan düzeyindeki bu toplumsal talebin, yasal olarak bağlayıcı bir küresel anlaşmanın kabul edilmesiyle sonuçlanması bekleniyor. WWF ve Plastic Free Vakfı, BM üye ülkelerini Şubat sonunda düzenlenecek BM Çevre Asamblesi’nde plastik kirliliğine karşı halkın talebini yansıtan ve yasal olarak bağlayıcı bir küresel sözleşme için müzakereleri başlatmaya çağırıyor. BM'den plastiklerin yaşam döngüsünün tamamını kapsayan ve uygulama alanı geniş bir anlaşma kararı çıkmazsa, plastik kirliliği krizini kısa sürede çözmenin mümkün olmayacağı belirtiliyor. Araştırmanın sonuçları aşırı plastik tüketimi ve kirlilik sorunu katlanarak arttıkça, krizle ilgili kamuoyu bilinci ve kaygı düzeyinin de arttığını ortaya koyuyor.  WWF’in uluslararası düzeyde yayımladığı  “Denizlerdeki Plastik Kirliliğinin Denizel Türler, Biyolojik Çeşitlilik ve Ekosistemler Üzerindeki Etkileri” başlıklı son raporu da ekolojik riskleri ortaya koyarak denizlerdeki plastik kirliliği 2050'ye kadar dört katına çıkacağına; 2100 yılına kadar mikroplastiklerde 50 kat artış görülebileceğine dikkat çekiyor.

Öğrenciler tarafından hazırlanan bir rapora göre, Oxford Üniversitesi, 2035 net sıfır taahhüdüne rağmen 2020-21’de petrol, gaz ve petrokimya şirketlerinden en az 1,6 milyon sterlin kabul etti. Fonlama, Oxford’un 2015 ve 2020 yılları arasında fosil yakıt bağışçılarından aldığı yaklaşık 11 milyon sterline ek olarak yapıldı. Araştırma verileri, öğrenciler tarafından yürütülen Oxford İklim Adaleti Kampanyası (OCJC) tarafından, Ekim ayında talep edilen bilgi edinme özgürlüğüne dayanıyordu. Eni, Mitsubishi, BP ve Shell’in, üniversiteye 1 Ağustos 2020’den 31 Temmuz 2021’e kadar toplam 1,6 milyon sterlin ile 1,7 milyon sterlin arasında bağış ve araştırma fonu verdiği ortaya çıktı. En büyük katkı İtalyan petrol grubundan geldi ve Saïd Business School’a 1.3 milyon sterlinden fazla bağışta bulundu. Bunun bir kısmı Eni burslarını finanse ederken bir kısmı ise okulun Kurumsal İtibar Merkezine aktarıldı. Rapor, bunu “bir başka kurumsal yeşil badana vakası” olarak tanımlıyor.