“Türkiye’de İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi” devam ediyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Avrupa Birliği’nin finansörü olduğu, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından yürütülen “Türkiye’de İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi”, 9 Ekim 2019’dan bu yana sürdürülüyor. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, AA muhabirine, 48 ay sürecek projenin pilot il seçilen Samsun’un yanı sıra Konya, Muğla ve Sakarya’da uygulandığını söyledi. Proje kapsamında iklim değişikliğine uyum stratejisi, eylem planlarıyla şehirler için izleme ve değerlendirme sistemi ile finansman stratejileri geliştirileceğini anlatan Demir, öncelikle mevcut durum ve etkilerin tespiti yönünde çalışma yapıldığını belirtti. Özellikle karbon izinin tespiti ve 2050 yılında nötr hale getirmeyi hedefleyen eylem planı hazırlığı yaptıklarını dile getiren Demir, “İklim değişikliğinin etkisiyle son yıllarda ciddi olumsuzluklar yaşadık. Karadeniz Bölgesi’nde kısa süreli ve çok yoğun yağış, sel ve afetlere neden oluyor. Samsun, çok kıymetli tarım arazilerine sahip. Su kaynakları noktasında Türkiye’nin en mümbit şehirlerinden biri. İklim değişikliğinin ortaya çıkaracağı handikapları olabildiğince önceden görüp tedbir alma noktasında çok ciddi yönelimimiz var” dedi.
4 Şubat’ta başlayacak olan Pekin Oyunları, kayak pistlerini örtmek için 100’den fazla kar jeneratörü ve 300 kar yapma tabancası kullanarak %100 yapay kar kullanan ilk Kış Olimpiyatları olacak. İngiltere’deki Loughborough Üniversitesi’ndeki Spor Ekoloji Grubu araştırmacıları ile Protect Our Winters çevre grubu tarafından yazılan raporda, “Bu, yalnızca yoğun enerji ve su kullanımı ile erimeyi yavaşlatmak için sıklıkla kimyasallar kullanmakla kalmıyor, aynı zamanda birçok sporcunun potansiyel olarak tehlikeli olduğunu söylediği bir yüzeye neden oluyor” dedi. Araştırmaya göre, doğal olarak kurak iklimlerde yer alan iki ortak ev sahibi şehir olan Pekin ve Zhangjiakou, kar makinelerinde donmuş, tahmini 49 milyon galon kimyasal olarak arıtılmış su kullanabilir. Çin, sürekli kar yapımında, yalnızca doğal yağış ve geri dönüştürülmüş su kullandığını iddia etse de, yüksek su kullanım oranının, bölgenin zaten kıt olan kaynakları üzerinde ek baskı oluşturacağına dair endişeleri de var. Doğal kar, bazı bölgelerde daha az rastlanır hale geliyor ve iklim değişikliğinin bir sonucu olarak kar yapımı için su mevcudiyeti düşüyor ki bu da küresel ölçekte kar sporu endüstrisini riske atıyor. Araştırma, “Düzensiz kar mevsimlerinde gezinmek ve düşük seviyelerdeki tatil yerlerinin hızla erimesi artık norm haline geldi. Risk açık: İnsan kaynaklı küresel ısınma, kış sporlarının uzun vadeli geleceğini tehdit ediyor. Kış Olimpiyatları için iklimsel olarak uygun ev sahibi mekanların sayısını da azaltıyor” diyor.
İklim krizi, Birleşik Krallık‘ta turbalık alanların kurumasına ve bu tabakanın koruduğu arkeolojik mirasın zarar görmesine neden oluyor. Yağış oranı yüksek yerlerde su altında kalan bitkilerin çok yavaş bir şekilde çürümesiyle oluşan yarı kömürleşmiş tabakaya turba deniyor. Birleşik Krallık’ta yaklaşık 22 bin 500 kazı alanının tehlike altında olma ihtimali var. Romalılara ait bir tuvalet oturağı, dünyanın en eski boks eldiveni ve bir kadının elinden çıkan en eski mektup, Birleşik Krallık’ın kuzeyindeki turbalık alanda bulunan olağan dışı arkeolojik kalıntılardan sadece birkaçı. Turba tabakasında oksijen miktarı son derece düşük olduğu için tahta, deri ve kumaş gibi organik malzemeler çürümüyor ve oksijensiz ortamda binlerce yıl bozulmadan kalabiliyor. Ancak toprak kurumaya başladığı zaman oksijen devreye girerek çürüme sürecini başlatıyor. Böyle durumlarda el yapımı eşyalar hızla çürüyüp yok olabiliyor. BBC Türkçe‘nin aktardığına göre, sorun, yüzde 10’u böyle sulak arazilerden oluşan Birleşik Krallık’da değişen hava koşullarının bazı turbalık alanları kurutmaya başlamış olması. Bu devasa alanların kazılması hem milyonlarca sterline mal olabilir, hem de yıllar sürebilir. Bu arada toprak altında gömülü olan kalıntılar da büyük zarar görebilir. Arkeologlar, Birleşik Krallık’ın kuzeyinde, ülkeyi enlemesine ikiye bölen Hadrian‘ın Duvarı üzerindeki Roma kalelerinden Magna’da bu bozulma sürecinin başlamış olmasından kaygı duyuyor.
Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, Çin Ulusal Enerji İdaresi, 2021 için şebekeye bağlı yeni rüzgar kurulum rakamlarını açıkladı: Ülkede 16,9 GW açık deniz ve 30,67 GW kara tipi olmak üzere toplam 47,57 GW yeni rüzgarı enerjisi santrali kurulumu yapıldı. Bu, bir yılda inşa edilen dünyanın toplam açık deniz rüzgar kapasitesinin neredeyse yarısına denk geliyor: Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) ‘in 2021 açık deniz rüzgar raporuna göre, küresel açık deniz rüzgar kurulumları 2020 yılı sonunda 35,3 GW’a ulaşmıştı. Çin, şu anda şebekeye bağlı açık deniz rüzgar gücü açısından dünyanın geri kalanını gölgede bırakıyor. Bir yılda, dünyanın geri kalanının son beş yılda kurabildiğinden daha fazla açık deniz rüzgar kapasitesi inşa etti.