Ahmet İnsel, Haftanın Ufuk Turu’nda Honduras ve Venezuela seçimlerini değerlendirdi. Çin-Afrika zirvesine değinip Etiyopya başbakanının görevden ayrılması hakkındaki gelişmelerini yorumladı.
Honduras başkanlık ve milletvekili seçimlerinin geçtiğimiz pazar günü yapıldığını ve henüz netlik kazanmayan sonuçlara göre 2009 yılında darbe ile iktidarı kaybeden merkez sol parti liderinin eşi ve Özgürlük ve Yeniden Kuruluş Partisi’nin adayı olan Xiomara Castro’nun oyların %53’ünü elde ederek ilk sırada bulunduğunu belirten Ahmet İnsel, ikinci sırada ise %33 oy alan şuanki başkanın partisi Ulusal Parti’nin desteklediği aday Nasry Asfura’nın olduğunu aktardı ve henüz oyların %55’inin açıklandığını ekledi. Mevcut başkanın iki kez üst üste seçildiği için bu kez aday olmadığını, ülkenin narko-devlet sıfatını almasına yol açan ailenin bir üyesi olduğunu ve kardeşinin ABD’de uyuşturucu ticareti suçlamalarıdan dolayı ömür boyu hapse mahkum edildiğini açıklayan İnsel, üçüncü sırada gözüken ve oyların %9’unu alan Honduras Liberal Parti adayının da uyuşturucu ticareti nedeniyle ABD’de üç yıl mahkum edildikten sonra seçimlere katıldığını iletti.
Honduras’ın 10 milyonluk nüfusunun yarısından fazlasının yoksulluk sınırında bulunduğunu, dünyada kişi başına en fazla cinayetin işlendiği ülke konumunda olduğunu ve son yıllarda doğal afetlerin de negatif etkilerine maruz kaldığını vurgulayarak ülkenin sosyo-ekonomik tablosunu çizen İnsel, bu şiddetin hakim olduğu toplumun oluşmasını uyuşturucu ticaretine dayandırdı. Bu problemlerin yaşanmasına rağmen mevcut başkan Hernandez’in yolsuzlukla mücadele bölümlerini kapattırdığını ve uyuşturucu ticareti cezalarını hafiflettiğini iletti. Ayrıca ABD’nin, 2009 yılındaki merkez-sol parti yönetimine yapılan darbeyi alkışlarla karşılamasını hatırlatan İnsel, mevcut başkanın görevinde kalmasını istemediği gibi Castro’nun seçilecek olmasından dolayı huzursuz olduğunu ekledi. Bunun nedenini ise Castro’nun sosyalizm projesini getirmesi, Çin ile diplomatik ilişkiler kurulurken Tayvan ile olan ilişkilerin sonlandırılması ve kürtaj, eşcinsel evliliği gibi sosyal konularda da özgürleşmeyi savunması olarak yorumladı. Muhalif kesimlerce komünist damgası ile karşı propagandaya maruz kalsa da bu uğraşların sonuç vermesinin pek muhtemel olmadığını belirtti. Yakın tarihteki en büyük seçmen katılımının (%63) sağlandığı seçimin kampanya dönemide yaşanan çatışmalar sırasında 31 kişinin hayatını kaybettiğini belirterek bu bölümü tamamladı.
Üçüncü Afrika – Çin zirvesi
28 Kasım tarihinde başlayan zirvenin 30 Kasım’da tamamlandığını ve geçen zirvelere göre daha düşük profilli olduğunu açıklayan İnsel, Çin’in Afrika’daki en önemli iktisadi-siyasi partner konumunda bulunduğunu, 20 yıl önce 10 milyarın altında olan Çin-Afrika ticaretinin 2019 yılı itibari ile 200 milyar dolara ulaştığını vurguladı. Çin’in bu yatırımlarının önemli bir bölümünün inşaat ve altyapı yatırımları olmasının yanında ayrıca ciddi bir kredi hizmeti verdiğini belirterek bu kredi anlaşmalarının gizli maddelerinde ağır şartların bulunduğunun ortaya çıktığına değindi. Geçtiğimiz hafta, Uganda’da bu durumun yaşandığını; Uganda devlet başkanı ve Çin Büyükelçiliği tarafından, kredilerin ödenmemesi durumunda ülkenin en büyük havaalanına Çin’in el koyacağının iddia edildiğini, hatta muhalefet liderinin parlamentoda açıkça bu durumu dile getirdiğini açıkladı. Çin’in bu politikaları ile -güncel olarak daha az olsa da- son yıllarda Afrika ülkelerini heyecanlandırmış ve büyük bir destek toplamış olduğunu belirtti. Bu sayede aralarında Uluslararası Gıda-Tarım ve Uluslararası Sivil Havacılık Başkanlıklarının da bulunduğu dört uluslararası örgütün başkanlığnı elde ettiğinin altını çizerek yakın tarihte hiçbir ülkenin dört kuruluşun başkanlığını elde edemediğini ama IMF gibi esas önemli kuruluşların hâlâ Batılı ülkelerin yönetiminde olduğunu ekledi. Son olarak Uganda’da yaşanan hadisenin bir benzerinin Güney Afrika’da da yaşandığını, Çin’in gecikmiş ödemeleri öne sürerek 2,5 milyar dolar değerindeki elektrik santraline el koymaya çalıştığnı ve buna karşılık Güney Afrika’nın santralini geri almaya çalıştığını ifade etti.
Etiyopya’d trajikomik bir hadise: Nobel Barış Ödüllü Başkomutan
Ufuk Turu’na trajikomik bir gelişme ile devam eden İnsel, Etiyopya Başkbakanı Abiy Ahmed Ali’nin ulusal savunma güçlerinin başına geçip komuta vermek için görevinden geçici süre ile ayrılıp görevini başbakan yardımcısına devrettiğini iletti. Ulusal Savunma Güçleri’nin Tigrey bölgesinde, Tigrey güçleri ile savaştığını açıkladı. Ahmed Ali’nin bundan iki yıl önce Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüş bir kişi olmasının durumu daha da ilginçleştirdiğini düşünen İnsel, Nobel Barış Ödülü’nden böylesine kısa bir zaman sonra savaşa katılmasını trajikomik bir hadise olarak tanımlayıp Nobel ödüllerinin kısa süreli değerlendirmeler sonucunda verilmesine karşı gösterilen tepkilerin pek de haksız olmadığının altını çizdi.
Venezuela’daki yerel seçimlerde iktidar partisi 23 eyaletin 20’sini elde etti
Dört yıldan beri muhalif tarafın boykot edip katılmadığı yerel seçimlerin geçtiğimiz günlerde muhalefetin de katılımı ile gerçekleştiğini ve 23 ilden 20’sini Maduro’nun üyesi olduğu Sosyalist Parti’nin kazandığını duyuran Ahmet İnsel, muhalefetin kazandığı Barinas eyaletinde seçim sayımının durdurulduğunu ve genel olarak katılımın çok düşük (%41,8) olduğunu ifadelerine ekledi. Seçim öncesinde muhalefet partilerinin birleşemediğini, bunun nedenlerinden birinin ise sağcı bazı partilerin daha önceki darbe teşebbüsünü destekleyerek halkın kuşku duymasına sebep olması olarak göstererek, Maduro’nun galip gelmesinin pek muhtemel gözüktüğünü belirtti. Ayrıca seçimlerde uluslararası gözlemcilerin büyük kısmına izin verilmediğini, AB’den gelen az sayıda gözlemcinin ise seçimlerin eşit koşullarda yapılmadığı ve adil olmadığı yorumlarını bildirdi.
Programı kapatırken kısa bir habere değinen Ahmet İnsel, bundan tam 55 yıl önce Britanya’dan bağımsızlığını elde eden Antiller bölgesindeki küçük bir ada olan Barbados’un artık Büyük Britanya ile doğrudan bağını da keserek bağımsız eyalet statüsünden ayrılıp adada cumhuriyetin ilan edildiğini duyurdu. Son genel vali olan Sandra Mason’un cumhurbaşkanı seçildiğini, dünya siyasetinin yeni bir cumhuriyete daha kavuştuğunu belirterek haftanın Ufuk Turu’nu tamamladı.
(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Koçer Karatepe’ye teşekkür ederiz.)