Nereye Doğru programında Cengiz Aktar, özellikle son yıllarda birçok ülkenin iştahını kabartan İHA’lara ve Space raporuna değindi.
Açık Gazete’de Cengiz Aktar, STM (Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Tic. A.Ş) tarafından üretilen ve bir İHA çözümü olan KARGU-2 Drone’un işlevlerinden, İHA’lara karşılık başlatılan kampanyalardan ve Lozan Üniversitesi’nin uzman hukuk birimleri tarafından Avrupa Konseyi için hazırlanan, yıllık ceza istatistiklerini içeren rapordan (Council of Europe Annual Penal Statistics – SPACE) bahsetti.
Cengiz Aktar, geçen hafta da değinmiş olduğu, İHA aracı Kargu-2’nin özelliklerini masaya yatırarak başladı. Türkiye’nin “Milli Vurucu” vurgusunu öne çıkararak ve “Sınırsız Teknolojiler, Güvenli Yarınlar” mottosuyla tanıttığı Kargu-2’nin, asimetrik harp ve anti terör kapsamında otonom hareket edebilen, öğrenebilen, karar verebilen ve sürü olarak verilen görevi yerine getirebilen sistemler olduğunu belirtti. Tüm bu özellikleri yüzünden “katil aletler” olarak anılan bu aracın 7 kg ağırlığında olduğunu, ortalama 30 dakika görev süresi bulunduğunu, görev irtifası olarak 500 metre belirlenmekle birlikte saatte 72 km hızla 3.000 metreye kadar çıkabildiğini belirtti.
Aktar, İnsan Hakları İzleme Örgütü öncülüğünde, dünya çapında bu araçlara karşı “Katil Robotları Durdurun” kampayasının başlatıldığını ve bu bağlamda geçtiğimiz ağustos ayında yayımlanan raporda, tam otonomu yasaklama ve insan kontrolünü koruma konusunda ülkelerin aldığı pozisyonlara yer verildiğini söyledi. Raporda yer alan ülkelerden olan ve 2016 yılında bu tür silah sistemlerinin henüz olmadığını ve bu yüzden genel bir yasağın gerekli olmadığını savunan Türkiye’nin, 2020 yılında İHA yapımına başladığına vurgu yaptı. Ayrıca raporda, kampanyayı 30 ülkenin onayladığını ve bu 30 ülke arasında gelişmiş ülke kategorisine giren tek ülkenin Avusturya olduğunu belirtti. Bunun yanı sıra BM Genel Sekreterliği’nin 2018 yılında yaptığı çağrı ile, Avrupa Parlamentosu, Belçika Parlamentosu, 160 din alimi, 26 Nobel Barış Ödülü sahibi, 172 sivil toplum kuruluşu, 4502 yapay zekâ ve robotik uzmanı, aralarında Noam Chomsky’nin olduğu 26 bin küsür kanaat önderinin kampanyayı onayladığını açıkladı. Onaylayan uzmanlar arasında Türkiye’den 10 uzman olduğunu fakat hiç sivil toplum kuruluşu olmadığının altını çizdi. Bunun yanı sıra, Aktar, droneların hepsinin katil veya kamikaze drone olmadığına, öldürmek yerine sivil ve barışçıl amaçlar ile kullanıldığında işe yaradığına dikkat çekti.
Cengiz Aktar son olarak, Avrupa Konseyi adına, Lozan Üniversitesi Hukuk Bölümü tarafından her yıl hazırlanan “Space” isimli yıllık ceza istatistiklerini açıklayan rapora değindi. En sonuncusu Nisan 2021’de yayımlanan raporda, cezaevinde olan insan sayısı bakımından Rusya’nın birinci, Türkiye’nin ise ikinci sırada olduğunu kaydederek “Fakat oransal olarak hesaplandığında, Türkiye her 100 bin kişiye düşen 357 tutuklu sayısıyla ilk sırada yer alıyor. Bu da Türkiye nüfusunun %1’nin ya denetimli serbestlik aldığı ya da tutuklu olduğu anlamına geliyor” dedi. Üçüncü sırayı Birleşik Krallık’ın aldığı listeyi Gürcistan, Litvanya ve Azerbaycan’ın takip ettiğini belirtti. Cezaevinde bulunanların hangi şartlarda orada bulunduklarına dair verileri de aktaran Aktar, son beş yılda 94 cezaevi inşa edilen ve buna rağmen her 100 tutuklu yeri için 123 tutuklu bulunan Türkiye’nin Avrupa birinciliğini; her 100 tutuklu yeri için 120 tutuklu bulunan İtalya’nın izlediğini söyledi. Ayrıca Avrupa'da terör suçundan hüküm giyen 30.524 kişinin 29.827’sinin Türkiye’de olduğu bilgisini paylaştı.
(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Seyhan Karasu’ya teşekkür ederiz.)