“Brezilya’da çok ciddi bir sorumsuzluk sorunu var”

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Açık Gazete’nin köşelerinden Ufuk Turu’nda Ahmet İnsel, dünyadan çeşitli haberleri hem aktardı hem de yorumladı. 

Ahmet İnsel, Ufuk Turu’na Hollanda’daki seçimlerle başladı. Geçen hafta yapılan seçimlerle on yedi partinin meclise girdiğini, iktidarı uzun yıllardır yürüten merkez sağ-muhafazakâr partinin oyların %22’sini alarak birinci geldiğini, böylece milletvekili sayısını iki arttırdığını, koalisyonun diğer partisi merkez sol partisinin ise milletvekili sayısını dört arttırdığını söyledi. Mark Rutte’nin bu seçimlerden de başarıyla çıktığını, kendisine hiçbir başarısızlığın ve olumsuzluğun yapışmadığını belirtti. Hem Yeşiller’in hem de solun toplamda oy kaybettiğine dikkat çekti. Hollanda’daki Hıristiyan muhafazakâr seçmenlerde göçmenlere karşı tepkinin ciddi olduğunu belirten İnsel, Almanya’da Yeşiller’in yükselirken Hollanda’da gerilemesinin önemli olduğunu vurguladı.

İkinci gündem ise Ekvator’daki seçimlerdi. Nisan ayında yapılacak olan ikinci tur seçimleri için Ekvator Yüksek Mahkemesi’nin nihai kararını verdiğini söyledi İnsel. Birinci turda sol eğilimli iktisatçı Andrez Arauz’un oyların %33’ünü aldığını, oyların %19,74’ünü alan sağ kanattan bankacı Guillermo Lasso’nun seçimin ikincisi olduğuna mahkemenin karar verdiğini belirtti. Yerlilerin temsilcisi Yaku Perez’in oyların %19,3’ünü alarak üçüncü geldiğini ve Perez’in bu sonuçları sağın kendisine kumpası olarak nitelendirdiğini, seçmenlerini iki adaya da oy vermemeye çağırdığını söyledi. İnsel, halk nezdinde büyük popülarite kaybeden Lenin Moreno’nun seçimlere girmeyeceğini ekledi. Ömer Madra; Julian Assange’ın Londra’daki Ekvator Büyükelçiliğine sığınmasıyla ilgili süreçte Moreno’nun CIA ile işbirliği yaptığını ve sonrasında Assange’ın hukuksuz bir şekilde İngiltere’ye teslim edildiğini hatırlattı. 

“İsrail seçimlerden yoruldu”

Ahmet İnsel iki yılda dört defa seçim yapılan İsrail’de insanların seçimlerden yorulduğundan söz etti. Netanyahu’nun yine birinci gelmesi ihtimalinin yüksek olduğunu, birkaç gün sonra da hakkında açılan yolsuzluk davalarının başlayacağını, bunları erteletmek için var gücüyle seçimlere hazırlandığını söyledi. Bunlara rağmen kamuoyu yoklamalarına göre oy desteğinin azalmadığını ekledi. Netanyahu’nun İsrail’in var oluş tehlikesi içinde olduğunu iddia ederek, otoriter-popülist bir söylemle iktidarı elinde tuttuğunu ve maalesef demokratik kurumların da her geçen gün daha da yıprandığını söyleyen İnsel şunu ekledi: “İsrail’in böyledeki ‘demokratik’ ülke olma niteliği de giderek bir şehir efsanesi hâline dönüşüyor.”  

Ahmet İnsel Brezilya’da Lula’nın mahkûmiyetinin hukuksuz olduğu için geçersiz ilan edildiğini, kararın yüksek mahkemeye gönderildiğini, yüksek mahkemenin iptal kararının hukuki olup olmadığına karar vereceğini söyledi. “Eğer yüksek mahkeme iptal kararının hukuki olduğuna karar verirse Lula da Silva’nın mahkûmiyeti iptal olacak, böylece 2022 seçimlerine katılma hakkı elde edecek” dedi. Şu anda ülkede büyük bir beklenti olduğunu, diğer taraftan da Brezilya’nın ciddi bir çöküş yaşadığını, ülkede genel olarak bir sorumsuzluk sorunu yaşandığının altını çizdi. 

İnsel, ABD Colorado’daki süpermarkette on kişinin öldüğü katliamdan söz etti. Sebebinin bilinmediğini, bunu yapan kişinin yakalandığını ekledi. 16 Mart’ta da Atlanta’da bir kişinin üç ayrı masaj salonunda çoğu kadın ve Asyalı olan sekiz kişiyi öldürdüğünü, bunun da sebebinin bilinmediğini söyledi. Joe Biden’ın bir demecinde silahlanmaya artık son verilmesi gerektiğinden söz ettiğini aktaran İnsel ABD’de silah lobisinin çok güçlü olduğunu belirtti. 

Amazon’un Alabama’daki bir dağıtım merkezinde 5.800 çalışan arasında bir sendika tarafından desteklenmek isteyip istemediklerine yönelik bir seçim yapıldığını anlatan İnsel, Amazon’un hem ideolojik hem de fizikî olarak inanılmaz bir baskı uyguladığını, durumun utanç verici olduğunu belirtti. Amazon’un sendika düşmanı bu tutumunun ilk olmadığını, sendikayı içeri sokmamak için her türlü yolu kullandığını ekledi. Ömer Madra, Amazon’un iklim aktivistlerini önlemek için de büyük paralar yatırdığına dair gizli belgelerinin ortaya çıktığını söyledi.

Ahmet İnsel; ABD, Birleşik Krallık, AB ve Kanada’nın Çin’in Müslüman Uygurlara uyguladığı kitlesel baskı, toplama-çalışma kamplarını eleştirdiğini; AB’nin insanlığa karşı suç sayılan işlemleri yapan dört Çin sorumlusu hakkında yaptırım kararı aldığını, Fransa’da Çin büyükelçisinin konuyu inceleyen araştırmacıya hakaret etmesi üzerine büyükelçinin bakanlığa çağırıldığını aktardı. İlk defa Batı ülkelerinin Uygur Müslümanlarıyla ilgili bir kampanya başlattıklarını, Çin’in de giderek bu konuda saldırganlaştığını sözlerine ekledi.

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Sehel Oto’ya teşekkür ederiz.)