Nereye Doğru programında bu hafta değinilen 3 ana başlık şu şekildeydi; yeni anayasa düzenlemeleri, AB gündemi ve Libya cephesi.
Programın açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni düzenlemeleri açıklayacağı haberi üzerine Cengiz Aktar, ekonomi ve hukuk ile ilgili 128 düzenlemenin, büyük ihtimalle Cumhurbaşkanı kararnamesi ile ya da meclisten çıkan yasalarla gündeme geleceğini ve bu değişikliklerden birinin seçim barajının değişmesi ile ilgili olabileceğini iletti.
Bu anayasa çalışmalarının dördüncü girişim olacağını ve daha önceki düzenlemelerin sonuca varamadığını söyleyip şimdiki girişim ile ilgili olarak, iktidar partilerinin aralarında anlaştığı fakat ortada hazırlanmış metinler olmadığı için halka sesleniş programında anayasaya değinilmeyeceğini düşündüğünü belirtti. Ömer Laçiner’ in yeni anayasaya dair düşüncelerini dile getirdiği Birikim dergisindeki yazısında “Türkiye Devleti’nin dini İslam’dır” cümlesine atıfla; güçlendirilmiş parlamenter sistem yerine, güçlendirilmiş cumhurbaşkanlığı sistemi anayasasının geleceğini düşündüğünü ekledi.
Konuşmasının ikinci bölümünde AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Moskova ziyaretinin detaylarına değinen Aktar, bu görüşmenin AB açısından tam bir fiyasko olduğunu, Borrell’in Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov karşısında çok resesif bir tutum takındığını ve ziyaretin akabinde Avrupa Parlamentosu’nun -tarihinde ilk defa olmak üzere- elliyi aşkın Avrupa vekilinin Borrell’ in istifasını istediğini vurguladı. Bu istifa talebinin arkasında Lavrov’un sert açıklamalarının etkili olduğunu ifade etti. Lavrov basın açıklamasında, AB’nin güvenilir bir ortak olmadığını ve Navalniy’in zehirlenmesi konusunda AB’nin yalan söylediğini öne sürerken, Navalniy protestolarına ev sahipliği yapan üç AB üyesi ülkenin (İsveç, Polonya, Almanya) üç diplomatı Rusya’dan sınır dışı edilmişti. Aktar, Bu olanlardan sonra Borrell’in görevine devam etmesinin pek mümkün gözükmediği belirtti.
Salı akşamı yaşanan ABD tarafındaki gelişmelerle devam eden Cengiz Aktar, Demokrat ve Cumhuriyetçi kanattan toplam 54 senatörün Başkan Biden’a Türkiye’nin iç ve dış ilişkilerindeki gayri demokratik tutumlarına önlem alınması talebini içeren sert bir mektup yazdığından bahsetti. Bu olayın Türkiye adına, yakın zamanlarda yaşanılan önemli gelişmelerden biri olmasına rağmen Sözcü ve Milli Gazete dışında diğer bültenlerde yer almamasına dikkat çekti.
Son olarak karışıklığın devam ettiği Libya cephesine değinildi. BM nezaretinde İsviçre’de yapılan “Hükümet başkanlık konseyi ve Başbakan” seçimleri ile geçici hükümetin kurulduğunu, uluslararası camianın bu gelişmeyi olumlu karşılamış olsa da hükümet sisteminin detayları ve sonraki seçimlerin suhuletle yapılabileceği konusunda belirsizliklerin bulunduğunu aktardı. Yabancı cihatçıların Libya’dan çekilmesinin de bu belirsiz konular arasında olduğunun altını çizdi. Konuşmasını bitirirken geçici hükümet yetkililerinin Ankara’ya yakın insanlar olduğunu ve tüm bu belirsizliklere rağmen en azından muhtemel bir Sirte-Cufra savaşının olmayacağını belirterek sözlerini noktaladı.
(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Koçer Karatepe’ye teşekkür ederiz.)