NATO’dan isim vermeden Türkiye’yi işaret eden dört tavsiye

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

“Cengiz Aktar’la Nereye Doğru” programının bu haftaki bölümünde Boğaziçi Üniversitesi direnişi ve Türkiye’nin dış politikaları (Irak, Libya ve NATO cepheleri) konuşuldu. 

Ömer Madra, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri direnişine karşı polisin orantısız güç kullanımını vurgulayarak açılış yaptı. Cengiz Aktar bunun üzerine, polislerin son dönemde toplumun polisi değil, rejimin polisi olduklarını belirtirken bu durumun, polisleri işe alım sürecinin çok hızlı yapılmasından ve bu süreçte liyakate değil sadakate değer verilmesinden kaynaklandığını söyledi. 
Polislerin bu sert tutumuna karşı ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği tepkiyi yetersiz bulan görüşlere de değinen Cengiz Aktar, bu meselenin son durumunu kısaca “iki tarafında geri adım atmadığı bir kilitlenme hali” olarak niteledi. Dayanışma adına adeta tek yürek olan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencilerinin karşısında sadece kayyum rektör olmadığını, Melih Bulu’yu aşan bir iktidar mücadelesinin söz konusu olduğunu düşündüğünü belirtti. Bu düşüncelerini Boğaziçi Üniversitesi’nin sembolik bir durumu olduğunu söyleyerek destekleyen Aktar, “Batısızlaşan” (Batı değerlerinden uzaklaşan) Türkiye iktidarının batıya açılan pencere konumunda olan Boğaziçi Üniversitesi direnişinde geri adım atmasını beklemediğini bildirdi. 

Ayrıca bu durumun yeni olmadığını, 2016 yılı rektörlük seçimlerinde %86 gibi tarihi bir oy almasına rağmen Gülay Barbarosoğlu’nun seçilmediğini hatırlattı. Son olarak, bu açmazla ilgili olarak yurtdışından sadece Biden-Harris yönetiminden tepki geldiğini henüz Avrupa Birliği’nden herhangi bir açıklama gelmediğini belirterek ilk bölümü kapadı. 
Türkiye’nin dış cephelerine geçmeden önce AİHM başkanı Robert Spano’nun açıklamalarına yer verildi. 2020 yılında toplam 62.000 dosyanın içinde 13.800 adet hak ihlali ile Rusya ilk sırada yer alırken, ikinci sırada 1.1150 adet ile Türkiye’nin bulunduğu belirtildi. Daha önceki ziyaretinde Selahattin Demirtaş davası hakkında açıklama yapmayan Spano’nun bu sefer ilgili konu hakkında AİHM kararının çok açık olduğu ve uygulanması gerektiği yönündeki mesajı aktarıldı. 
Programın geri kalanında dış politikalarımızı değerlendiren Aktar, Irak cephesi ile başladı. Bölgede karışıklığın bulunduğunu fakat henüz geniş çaplı bir askeri hareketin bulunmadığını, ABD Dış İşleri Bakanı Blinken’ın Irak Dış İşleri Bakanı ile görüşmesinde bu konu ile ilgili resmi açıklama yer almasa da ABD’nin bu girişime sıcak bakmasının pek mümkün olmadığını belirterek bu cepheyi noktaladı. 
Libya cephesi ile ilgili olarak, hem ABD hem de Birleşmiş Milletler’in “yabancı askerlerin Libya’yı terk etmesi çağrısı” yaptığına değindi ve her ülke veya birliğin Libya’daki iki tarafla da (Trablusgarp ve Bingazi) görüşürken sadece Türkiye’nin tek taraflı görüşmeler yaptığının altını çizdi. 
Son olarak NATO cephesine değinen Cengiz Aktar, bu ay içerisinde gerçekleştirilecek olan dışişleri bakanları toplantısında ana gündem maddesini oluşturan, NATO’nun gelecek yapısının (NATO 2030) temellerini oluşturacak olan 60 sayfalık ve 138 adet tavsiye içeren çok önemli bir metnin bulunduğunu, bu metinde adı verilmeden Türkiye’yi hedef alan, aşağıda belirtilen dört tavsiyeyi belirterek sözlerini noktaladı: 

1) Hukukun üstünlüğüne ve anlaşmazlıkların barışçıl çözümüne dayanan açık ve istikrarlı uluslararası bir düzenin desteklenmesi 
2) Bir müttefik ile başka bir müttefik arasında herhangi bir anlaşmazlığı çözmek için iyi niyetli, barışçıl yollarla, en önemlisi ikili diyalog yoluyla BM şartı ve uluslar arası hukuka uygun olarak çaba sarf edilmesi 
3) NATO’nun konularının dışında kalan siyasi nedenli engellemelerden kaçınılması
4) Üçüncü ülkelerde önemli ikili münasebetler, müttefiklerin hayati güvenlik çıkarları ile ilgili ise bunun NATO’ya rapor edilmesi.

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Kocer Karatepe’ye teşekkür ederiz.)