“Türkiye’nin Libya’da askeri varlığını devam ettirmesi mümkün gözükmüyor”

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Açık Gazete’nin Nereye Doğru köşesinde Cengiz Aktar; ABD başkanlık seçimleri, Libya ve Dağlık Karabağ konusundaki güncel gelişmeleri yorumladı.

Alman savaş gemisinin, Libya'ya yardım malzemesi taşıyan sivil Türk gemisine yaptığı baskın krize neden oldu.

Aktar, ABD’nin seçilmiş başkanı Joe Biden ve başkan yardımcısı Kamala Harris’in ekiplerinin bir bölümünü tanıttıkları bir toplantı yaptıklarını ve ekibin 20 Ocak’a kadar sürecek olan devr-i sabıkla karşılaştırınca gece ile gündüz gibifarklı olduğunu “normal insanlar piyasaya tekrar çıktılar, her bakımdan umut vericiydi” sözleriyle dile getirdi.

Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, terörizm, iklim değişikliği, yoksullukla mücadele gibi ABD siyasetinde birtakım sözcüklerin tekrar gündeme geldiğini, Paris Anlaşması için John Kerry’in özel temsilci seçildiğini ve ‘Paris çok önemli ama yetmez’ dediğini söyledi.

Ömer Madra iki ismin çok önemli olduğunu söyledi; Yerli bir kadın olan Deb Haaland’ın ilk defa doğayı korumakla görevli İçişleri Bakanı olabileceğini ve endişe yaratan bir isim olarak da Trump’ın listesinde olacak kadar sağcı olan Heidi Heitkamp’ı dile getirdi.

Özdeş Özbay geçiş ekibinde %50’den fazla kadın olabileceğini belirtti.

Libya’da kriz sürüyor

Daha sonra Libya’nın gündemine geçen Aktar, “BM temsilcisi Stefanie Williams’ın liderliğindeki Cenevre’de 5+5 Ortak Askeri Komisyon ateşkeste uzlaştılar, ikinci ayağında Tunus’ta iki hafta süren Siyasi Diyalog Forumu organize edildi. 15 Kasım’da bitti ancak devam edecek. Çok ciddi çekişmeler var. Hem Doğu-Batı arasında hem de sistemin kendi ile alakalı. Libya bir Başkanlık Sistemine doğru gidiyor ve Başkanın olağanüstü yetkileri var. Bu birinci sorun. İkinci sorun, Müslüman Kardeşler çok etkililer ve sistemi zorluyorlar. Fethi Başağa İhvancıların adayı ve Türkiye’ye de çok yakın. Stefanie Williams, Foruma katılan 75 delegeden 49’unu kendi seçti şimdilik önlerini kesmiş durumda, kavga sürüyor” diye konuştu. 

Aktar sözlerine “Forum katılımcılarının 50’si Ağustos 2014’ten bu yana üst düzey pozisyonlarda görev yapan siyasetçilerin Geçiş Hükümeti’nde yer almalarına karşı oy kullandılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya’ya gidecekti fakat olmadı. Amaç Türkiye’nin hiçbir ihale yapılmadan 35-36 milyar dolarlık altyapı projelerini elde etmesi ile ilgiliydi ancak bu Siyasi Forum tarafından reddedildi. Türkiye’nin ikinci sorunu Trablus Hükümeti ile askeri anlaşmasının varlığına diğer tarafın razı olacak gibi gözükmemesi. Üçüncüsü ise para pul meseleleri. İspanyol gazetesi Diario’ya göre Libya Merkez Bankası’nın Türkiye Merkez Bankası’na park ettiği 4 milyar doların Türkiye’de kaldığı ve akıbetinin belli olmadığı yazıyor” diyerek devam etti.

Aktar Libya ile bir kriz daha yaşandığını, BM Güvenlik Konseyi kararları uyarınca Libya üzerinde silah ambargosu olduğunu ve AB’nin Akdeniz’de İrini Operasyonu bağlamında Alman askeri gemisinin Türkiye’den Libya’ya giden gemiyi aramak istediğinde büyük kriz çıktığını söyledi. Cengiz Aktar “Türkiye’nin Libya’da askeri varlığını devam ettirmesi mümkün gözükmüyor” dedi.

Kelbecer, Azerilere geçti

Aktar, Karabağ konusunda ise “Türkiye Ruslarla, Karabağ’a Türk Silahlı Kuvvetleri’nin girmesi konusunda ısrarını devam ettiriyor. Ruslar her seferinde hayır diyor” dedi ve Azerilerin böyle bir ısrarı beklemediğini ekledi.

80 bin civarında Ermeni’nin Karabağ’a geri döndüğünü söylerken “Türkiye ileErmenistan arasındaki normalleşme yarın için değil’ dedi. Türkiye’nin Ermenistan ile sınırını kapatmasına neden olan Kelbecer’in Azerilere geçtiğini, teknik olarak Türkiye’nin Ermenistan sınırını tekrar açabilmesi gerektiğini ancak muhtemelen böyle bir şey olmayacağını belirtti.

Ömer Madra, Agos gazetesine göre Azerbaycan Başsavcılığı’nın işkence görüntüleri ile ilgili soruşturma başlattığını ve videodaki kişilerin Azerice konuştuğunu söyledi. Ermenistan’da iki bin 317 olarak açıklanan kayıp askerlerin ailelerinde de büyük tepki olduğunu ekledi.

Cengiz Aktar, Merkezi Cenevre’de bulunan Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin yakından takip edilmesi gerektiğini savaş esiri ve cenaze değiş tokuşunu tarafsız olarak değerlendiren bir kuruluş olduğunu belirtti. 

AB’de bütçe sorunu

Avrupa Birliği’ne gelindiğinde, Aktar’ın açıklamaları şu şekilde oldu: “Lehlerin ve Macarların başlattığı, Slovenlerin de dahil olduğu kriz devam ediyor. AB’nin yılbaşı itibarı ile bütçesi olmayacak. Bu ülkeler kullandıkları hibelerin karşılığında ülkelerinde hukuk devletinin layığı ile uygulanması ön şartına razı olmadıklarından veto haklarını kullandılar. Avrupa Parlamentosu’nun bütçe konusunda yaptırım gücü vardır ve bu konuda geri adım atacağını düşünmüyorum.” 

Bağımsız bir kuruluşun yaptığı kamuoyu araştırmasını açıklayan Aktar, Macar vatandaşlarının %72’sinin, Polonya vatandaşlarının %72’sinin ve Slovenya vatandaşlarının %78’inin ülkelerinde kullanılan AB fonlarının hukuk devleti koşuluyla uygulanması ve kullanılması konusunda hemfikir olduğunu açıkladı.