Nereye Doğru köşesinde bu hafta Cengiz Aktar’ın yeni kitabı ‘Le Malaise Turc- Türk Huzursuzluğu’ konuşuldu. Ardından da Cengiz Aktar son haftalarda olduğu gibi Türkiye’nin dahil olduğu çatışma cephelerini ve son olarak da Fransa ile yaşadığı gerilimi değerlendirdi.
Cengiz Aktar’ın Fransızca yayımlanan yeni kitabı “Türk Huzursuzluğu” üzerine konuşulan bölümde Ömer Madra kitap hakkında Artı Gerçek’te bir yazı kaleme alan Ragıp Duran’ın yorumlarına yer verdi. Duran kitabı, Osmanlı-Türk dünyası ile Batı dünyası arasındaki etkileşimleri tahlil eden kısa ama yoğun metin ve tarih, coğrafya, toplum bilim, siyaset bilimi açılarından bugünü anlayabilmek için geçmişin bin yılının yoğun bir özeti olduğu şeklinde yorumluyor.
Ardından cephelerdeki son durumdan bahseden Aktar Kafkasya cephesinin en sıcak cephe olduğunu söyledi ve “Üçüncü ateşkes de akamete uğradı. Ancak savaş sönümleniyor. Laçin koridoruna (Dağlık Karabağ ile Ermenistan’ın arasında Azerbaycan toprağı) doğru bir hücum olduğu anlaşılıyor” dedi.
“Son tahlilde Rusya önümüzdeki günlerde bu işi bitirecek” yorumunda bulunan Aktar, “Tarafsız basından gelen haberlere göre Türkiye’nin Azerbaycan’a sattığı SİHA’lar (silahlı insansız hava aracı) patır patır düşürülüyor. Dağlık Karabağ’ın 150 bin nüfusundan 90 binden fazla sivil dağlık yerlere ve Ermenistan’a gitti” şeklinde konuştu.
Aktar, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (Human Rights Watch) Azerbaycan’ın Uluslararası zeminde yasak olan misket bombalarını defalarca kullandığını doğruladığını açıkladı. ABD’li gazeteci Lindsey Snell’in iki binin üzerinde Suriyeli paralı askerin Karabağ’a intikal edeceğini söylediğini belirtti.
Bu cephede önemli bir gelişmenin de, Erdoğan’ın talebi üzerine gerçekleşen Erdoğan-Putin görüşmesi olduğunu söyleyen Aktar görüşmede “Putin’in Paşinyan ve Aliyev ile görüşmesi, Suriye’deki siyasi süreç, Libya konularında ufuk turu yapılmış” dedi.
“İdlib’de savaş er ya da geç başlayacak”
Ardından Suriye cephesine geçen Aktar “Suriye cephesinde, Rusya nokta atışıyla çalışıyor” dedi. Rusya’nın, tamamen Türkiye’nin kontrolünde olan bir grup olan ve o sırada toplantı yapmakta olan Feylak el Şam örgütünden (Şam Lejyonu) 80’nin üzerindeki cihatçıyı vurduğunu ve 150’ye yakın da yaralı olduğunu söyledi. Bunun bir mesaj olduğunu söyleyen Aktar “İdlib’de savaş er ya da geç başlayacak, kaçış yok” diye konuştu.
Irak Cephesi’ne gelindiğinde ise şunları söyledi: “TSK ile PKK arasında süren savaşta yeni bir gelişme var. KPG, Barzani ve peşmerge güçleri PKK’ye karşı pozisyon almaya başladı. Bu durum Kürtlerin Brakuji dediği kardeş katliamı demek. Irak cephesinde de sular durulmuş değil.”
Libya’da ateşkes anlaşması
Bir diğer cephe olan Libya cephesinde ise hayırlı gelişmeler olduğunu söyleyen Aktar, “Cuma günü Cenevre’de ateşkes anlaşması imzalandı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu mutabakatı coşkuyla karşıladı, tarafları tebrik etti ve siyasi çözüme ulaşmada aynı kararlılığı göstermeye çağırdı. 9 Kasım’da Tunus’ta görüşme olacak. İsviçre, Fas, Tunus ve Mısır da bu toplantılarda taraf” dedi.
Altının çizilmesi gereken çok önemli bir nokta olduğunu vurgulayan Aktar “Mutabakatlar zemininde bir BM Güvenlik Konseyi kararı çıkarsa, Trablusgarb’taki hükümetin BM tarafından tanınan tek hükümet olduğu bahanesi tuz buz oluyor” şeklinde konuştu. Türkiye’nin bu özelliği nedeniyle Trablusgarp Hükümetiyle dünya kadar anlaşma imzalamış olduğunu hatırlattı. Tarafların kalıcı bir anlaşmaya ve barışa doğru yol aldığını ve bunun Türkiye’yi zora sokacağını açıkladıktan sonra “Ricat herhalde Libya’dan başlayacak” ifadelerini kullandı.
Şu sıralar demeçler savaşı cereyan ettiğini belirten Aktar “Türkiye’ye çok yakın iki kurum: Trablus Yüksek Devlet Şurası ve Savunma Bakanı’nın kendisi mutabakat konularını kabul etmeyen demeçler veriyor. Fayez Saraj ve Fethi Başağa ki Türkiye’nin has adamları olarak tanınıyorlar, ağızlarını dahi açmıyorlar” dedi.
Sürecin tamamen ABD’nin kontrolünde gittiğini Hafter’in bir ağırlığının olmadığını ve ABD’nin AB ve Rusya ile irtibat halinde olduğunu söyledi Aktar. “Bugün Trablus-Bingazi uçak seferleri başlıyor ve bu çok önemli” dedi.
“Kıbrıs meselesi evriliyor”
Ege –Akdeniz Cephesi’ndeki gelişmeler hakkında Cengiz Aktar şunları söyledi: “Bugün Yunanistan’ın ‘Oxi Günü’ yani Mussolini’ye hayır dedikleri gün. Faşist İtalyanların yenilgiye uğradığı gün. Türkiye’de de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Dolayısıyla Türkiye ve Yunanistan arasında ilan edilen karşılıklı Navteksler iyi niyet olarak iptal edildi. Ancak Oruç Reis gemisi Rodos’un güneyinde araştırmaya devam ediyor. Yunanistan için bu durum ‘Casus belli’dir yani savaş nedeni.”
Kıbrıs konusunda ise ne NATO’da bulunan mutabakatın yürüdüğünü ne de ‘istikşafi ’(exploratory) görüşmelerin başladığını belirttikten sonra “15 Kasım’da Erdoğan Kıbrıs’a gidiyor. Öncesinde Ersin Tatar Ankara’ya geldi ve Federal Çözüm değil Türkiye’nin Beşli Konferans önerisi masaya kondu. Buradan bir sonuç çıkmaz. Muhtemelen başka ve daha tehlikeli mecralara doğru evriliyor Kıbrıs meselesi” diye konuştu.