Samsun'daki altın madeni aramalarında binlerce ağacın kesildiği iddiası

-
Aa
+
a
a
a

Samsun’un Kavak-Havza-Atakum ilçeleri arasındaki Şahin Dağları’nda altın madeni aramalarında binlerce ağacın kesildiği iddia edildi.

Gezegenin Geleceği: 4 Haziran 2020
 

Gezegenin Geleceği: 4 Haziran 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Samsun’un Kavak-Havza-Atakum ilçeleri arasındaki Şahin Dağları’nda altın madeni aramalarında binlerce ağacın kesildiği iddia edildi. Sokağa çıkma yasağında vatandaşlar evlerindeyken Kanadalı şirketin çalışmalarına aralıksız sürdürdüğünü söyleyen Samsun Kavak-Havza Şahin Dağları Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı İlhan Ayrancı, “Resmi bilgilere göre bu bölgede 462 sondaj noktası açılacak. Ormanların yok olmasına izin vermeyeceğiz” dedi. Sözcü’den İsmail Akduman’ın haberine göre Kanadalı maden firmasının Türkiye uzantısı şirket her biri 450 metre derinliğinde toplam 462 sondaj noktasına ulaşım için bölgede binlerce ağaç kestiği kaydedildi. Söz konusu şirketin, önümüzdeki dönemde Şahin Dağları’nda yüksek sondaj platformları ile maden arama faaliyetlerine başlayacağı öğrenildi. Şahin Dağları’nın yok olmasına izin vermeyeceklerini ifade eden Başkan Ayrancı, “Bu topraklar bize ait. Samsun’un akciğerlerini bu şirkete teslim etmeyeceğiz. Şahin Dağları ile ilgili mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Her türlü hukuki mücadelemizi vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Ülkelerden yeni plan bekleniyor

Paris Anlaşması uyarınca, tüm ülkelerin seragazı emisyonlarını azaltmak ve küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutmak için bu yıl yeni veya revize edilmiş planlar sunması bekleniyor. Bilim insanlarına göre, mevcut ulusal hedefler altında küresel sıcaklıkların önümüzdeki 10 yıl içinde bu sınırın üzerine çıkması muhtemel. Hükümetlere iklim değişikliğiyle mücadelede hedeflerini artırması yönünde baskı yapılsa da Japonya’nın yeni açıkladığı Ulusal Katkı Beyanı (NDC) olarak bilinen karbon hedefleri, beş yıl önce Paris Anlaşması kapsamındaki taahhütleri ile aynı. Japonya 2030 itibarıyla %26 oranında karbon emisyonu azaltımı hedefliyor. Bu hedef Climate Action Tracker tarafından “hayli yetersiz” olarak nitelendirildi. Ülke, orta ve uzun vadede daha fazla çaba göstereceğini ve yüzyılın ikinci yarısında mümkün olan en erken zamanda “karbondan arındırılmış bir toplum” olmayı hedeflediğini söyledi. Avrupa İklim Vakfı (ECF) başkanı ve Paris Anlaşması’nın mimarlarından Laurance Tubiana, Japonya hükümetine “hayal kırıklığı” yaratan tekliflerini gözden geçirmeleri ve daha “iddialı” bir duruş sergilemeleri yönünde çağrı yaptı. 

Plastik ambalajlar için yeni vergi önerisi

İspanya Enerji ve Çevre Bakanı Teresa Ribera, yaptığı açıklamada geri dönüştürülemeyen plastik ambalajlar için önerilen yeni bir vergi ile yılda 700 milyon eurodan fazla para toplamayı hedeflediğini söyledi. 2021 yılı itibarıyla Avrupa Birliği’nin (AB) tek kullanımlık plastiğin aşamalı olarak kaldırılması hedefine ulaşılmasına yardımcı olmak adına yasa çıkarıldı.

Koronavirüs çevreye katkı sağladı

AA muhabirinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgiye göre, ülkelerin ekonomik gelişimini olumsuz etkileyen ve binlerce insanın hayatına mâl olan koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirler, hava kalitesinin artmasının yanında çevrenin korunması ve iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağladı. Dünya genelinde COVID-19 ile mücadele kapsamında alınan tedbirler, kömür ve petrol talebinin düşmesini sağladı. Buna göre, ilk çeyrekte kömür talebi geçen yıla oranla %8 oranında, küresel petrol talebi de yaklaşık %5 oranında düştü. Nükleer santrallardan elde edilen üretim özellikle Avrupa ve ABD’de ciddi oranda azalırken, doğalgaz talebinde de geçen yıla oranla yaklaşık %2’lik düşüş yaşandı. Koronavirüse karşı alınan önlemler ve yapılan kısıtlamalar nedeniyle haftalık enerji talebi Çin’de %15, Avrupa’da %17, tam karantina uygulayan Hindistan’da ise %30 oranında azaldı. 

'Gıda üretimi değişmeli'

Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan Çiftlikten Çatala - Farm to Fork ve Biyoçeşitlilik strateji dokümanları, mevcut gıda üretiminin sürdürülemez olduğunu kabul ederek; biyoçeşitliliği ve toplum sağlığını Avrupa Gıda Politikası’nın merkezine alan ve pestisit kullanımını azaltmaya yönelik hedefler belirledi. Hem Çiftlikten Çatala hem de Biyoçeşitlilik strateji dokümanlarında ortaya konan çaba ile 2030 yılına kadar pestisitlerin genel kullanımının ve yüksek derecede tehlikeli pestisit kullanımının %50 azaltılması, pestisitlerin agroekolojik uygulamalarla değiştirilmesi, 2030 yılına kadar AB’nin tarım arazilerinin %25’inin organik tarıma ayrılması ve nihayetinde pestisitlerin AB kentsel yeşil alanlarında da yasaklanması hedefleniyor. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği tarafından yürütülen Zehirsiz Sofralar Projesi kapsamında kurulan ve 100’ün üzerinde sivil toplum örgütü ve inisiyatifinin oluşturduğu Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı da, Kasım 2019 da başlattığı kampanya ile Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan pestisitsiz tarıma geçiş yönünde politikalar izlemesini, kademeli bir geçiş ile 2030 yılında pestisitlerin yasaklanmasını talep etmişti. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı belgeleri değerlendiren Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu şunları söyledi: “Umut ediyoruz ki Tarım ve Orman Bakanlığımız da sivil toplumun ve halkımızın haklı taleplerini dikkate alarak,  zehirsiz bir tarım için hızla AB’ye paralel adımlar atar. Unutmayalım ki yıllarca bizleri ve çocuklarımız zehirleyen pestisitler yasaklandıktan onlarca yıl sonra bile doğamızda, su kaynaklarımızda var olmaya ve bizleri zehirlemeye devam edecek. Zehirlerin onlarca yıl kullanımına izin verdikten sonra yasaklamak değil zararlarını baştan tespit etmek, hiç uygulamaya sokmamak ve alternatif uygulama ve teknikleri desteklemek.” Bu amaçla imza kampanyası change.org/zehirsizsofralar adresinde devam ediyor.