Koyuncu, Kavala hakkında üçüncü kez tutuklama kararı verilmesine tepki gösterirken, "Devlet kendine başka bir meşgale bulsun" dedi.
T24'te yar alan habere göre Gezi Parkı soruşturmasında hakkında tahliye ve beraat kararı verilen ancak 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklanan iş insanı Osman Kavala hakkında yeni bir tutuklama kararına çıkmasına avukatı İlkan Koyuncu'dan tepki geldi. Koyuncu, Kavala hakkında üçüncü kez tutuklama kararı verilmesine tepki gösterirken, "Devlet kendine başka bir meşgale bulsun" dedi.
Koyuncu, karara ilişkin "Ben sizin yerinize utanıyorum" dediği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Osman Kavala, 2017/96115 sayılı soruşturma kapsamında, 1 Kasım 2017 tarihinde TCK'nin 309. ve 312. maddelerinden tutuklandı.
Osman Kavala, 2017/96115 sayılı soruşturma kapsamında, 11 Ekim 2019 tarihinde TCK'nin 309. maddesinden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re'sen tahliye edildi.
Osman Kavala, 2017/96115 sayılı soruşturma kapsamında 19 Şubat 2020 tarihinde TCK'nin 309. maddesinden tutuklandı.
Osman Kavala, 2017/96115 sayılı soruşturma kapsamında 9 Mart 2020 tarihinde TCK'nin 328. maddesinden tutuklandı.
İlk tutuklanma sürecinde; emniyet gözaltına aldı, ifade aldı, savcılığa sevk etti, savcılık ifade almadan tutuklamaya sevk etti, Osman Kavala Sulh Ceza Hakimliği huzurunda tutuklandı.
İkinci tutuklanma sürecinde; emniyet gözaltına aldı, ifade almadan savcılığa sevk etti, savcılık ifade almadan tutuklamaya sevk etti, Osman Kavala Sulh Ceza Hakimliği huzurunda tutuklandı.
Üçüncü tutuklanma sürecinde; emniyet ifade almadı, savcılık ifade almadı, Sulh Ceza Hakimliği huzura almadı, yine tutuklandı.
Osman Kavala, aynı soruşturma dosyasında üç kez tutuklandı, bir kez tahliye oldu.
Ve şimdi “Osman Kavala başka bir suçtan tutuklandı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin vermiş olduğu hak ihlali kararı ve Yargı Reformu'nun getirdiği 'soruşturma aşamasında tutukluluk süresi iki seneyi aşamaz' hükmü uygulanmaz" diyecekler. Ben sizin yerinize utanıyorum."
Kuvvetli suç şüphesi varmış
Kavala hakkında yeniden tutuklanma kararı verilmesine gerekçe olarak eski ABD Dışişleri Bakanlığı çalışanı ve Lehigh Üniversitesi uluslararası ilişkiler uzmanı Profesör Henri Barkey ile 15 Temmuz öncesi iletişim kurduğu ve cep telefonlarının aynı zaman diliminde aynı baz istasyonundan gelen sinyalleri yayınlaması gösterildi. Barkey ile aynı restoranda yemek yediği ve aynı konferansa katıldığı da belirtilen Kavala'nın casusluk suçunu işlediğine yönelik kuvvetli suç şüphesi bulunduğu, tutuklamanın ölçülü olduğunun değerlendirildiği kararda yer aldı.
"HTS kayıtlarında görüşme yapmadığım ortaya çıktı"
Kavala, SEGBİS aracılığıyla duruşmada verdiği ifadede, HTS kayıtlarına göre Barkey ile telefon görüşmesi yapmadığını belirtirken, "Eğer benim bilmediğim bulunmuş bir telefon görüşmesi var ise bunun sorguda bana sorulması icap ederdi. Birbirinden farklı ve ağır suçlamalar isnat edildiği halde bugüne kadar herhangi bir savcı tarafından sorgulanmamış olmam da adli sürecin doğal akışına aykırıdır" dedi.
Kavala, ifadesinde şunları söyledi:
“Üzerime atılı suçlamayı anladım, HTS kayıtlarında benim Henri Jak Barkey ile herhangi bir telefon görüşmesi yapmamış olduğum ortaya çıktı, yeni delil benim lehime olması gerekir, Henri Jak Barkey ile temasta olduğum iddiasını çürütmektedir, eğer benim bilmediğim bulunmuş bir telefon görüşmesi var ise bunun sorguda bana sorulması icap ederdi, benim çalışma ofisim Elmadağ Cumhuriyet Caddesi No: 40'ta bulunmaktadır, otellerin olduğu çevrenin ortasında bulunmaktadır, aynı baz istasyonunun kullanılması oldukça doğaldır.
"Benim bir takım sır niteliğindeki bilgileri almış olmam mümkün değildir"
Yeni uydurulmuş bir suçlama, benim casusluk faaliyetini yapabilmek için gerekli olan herhangi bir bilgiye sahip olmam, bilgiye erişmem mümkün değildir. Ben sivil toplumda çalışıyorum, benim temasta olduğum insanlarda sivil toplum örgütüdür, benim devletle ilgili insanlarla temasım söz konusu değildir, casusluk suçlamasının yapılabilmesi için en azından kritik bilgiye sahip bir kamu görevlisi ile ilişkimin gösterilmesi gerekir, böyle bir durum söz konusu değildir, yani benim bir takım sır niteliğindeki bilgileri almış olmam mümkün değildir. Konumum itibariyle böyle bir durum söz konusu değildir, adli suçlamayı kabul etmiyorum, serbest bırakılmamı talep ederim.
"İyi niyetli bir suç isnadı olmadığını düşünüyorum"
Henri Jak Barkey Açık Toplum Vakfı ile temaslarıyla ilgili bir bulgu ortaya çıkarılmış, bu mümkündür ancak ben Açık Toplum Vakfı'nda sadece bir yönetim kurulu üyesiyim, yönetim kurulu toplantılarına katılıyorum, bunun dışında benim Açık Toplum Vakfı'nda hiçbir zaman özel bir işlevim ya da görevim olmamıştır, böyle bir suçlamanın tutuklanmamdan neredeyse 2,5 yıl sonra çıkarılmasının iyi niyetli bir suç isnadı olmadığını düşünüyorum.
Henri Jak Barkey ile kendisiyle konferansta tanıştık, bunun dışında bir tanışıklığımız yoktur, kız kardeşi ile ortak bir sergi yapmışlığımız vardır, konferansların konusu Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun siyasi durumu ilgili konferanstır, kendisi bir araştırma kurumunun müdürüdür, yöneticisidir, Türkiye ve Ortadoğu üzerine araştırmalar yapan bir kurumdur. Daha önce akademide çalışmışlığı olabilir, konferansa ben de dinleyici olarak katılmıştım.
"Basit bir Google araştırması yapılırsa..."
Burada Henri Jak Barkey'nin 15 Temmuz darbe girişimi ile ilişkilendirilmesinin sebebi Kültür Üniversitesinde düzenlenen ortak bir akademik toplamıdır, buraya ben de davet edilmedim, bu sebeple de katılmadım. Basit bir Google araştırması yapılırsa kendisinin İstanbul'da katıldığı konferansların listesi çıkar, bunun savcılık tarafından yapılması gerekirdi. Bunların hiç birisi gizli değildir. Bazı devlet görevlilerinin katıldığı konferanslardır, takriben en son 4 yıl önce birlikte bir konferansa İstanbul'da düzenlenen bir forma katılmıştık. Katılış sayısı da 200-250 kişi civarıydı.
"Darbe suçlamasının casusuluk suçlamasına evrilmesi adli sürece aykırı"
Darbe girişimine destek olmak suçlamasının iki sene sonra casusluk suçlamasına evrilmesi adli sürecin doğal akışına tamamen aykırıdır, bu iki suçlama arasında herhangi bir kavramsal ilişki yoktur, daha önce de söylediğim gibi benim ne darbe girişimine bir katkım ne de bir devlet sırrına erişmem söz konusudur, bu kadar birinden farklı ve ağır suçlamalar isnad edildiği halde bugüne kadar herhangi bir savcı tarafından sorgulanmamış olmamda adli sürecin doğal akışına aykırıdır. Aleyhime olan hususlar, kabul etmiyorum.”