Yeni Greenpeace raporuna göre Davos'a giden 24 banka, Paris Anlaşması'ndan 2018'e kadar olan fosil yakıt endüstrisini 1.4 trilyon ABD Doları tutarında finanse etti.
Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu Yıllık Toplantısına katılan CEO'lar ile bankalar ve emeklilik fonları toplu olarak 1,4 trilyon ABD doları değerinde fosil yakıt şirketlerine aktarım yaptılar. Greenpeace International, hangi bankaların, emeklilik fonlarının ve sigortacıların Davos'a gittiğini, ancak Forum'un hedefini takip etmediğini yayınladı. Ayrıca rapor, lobicilik hareketi ve halkla ilişkiler firmalarının Paris Anlaşması'na karşı fosil yakıt şirketlerine nasıl hizmet ettiklerini gösteriyor. Greenpeace Uluslararası Genel Direktörü Jennifer Morgan, “Davos'taki bankalar, sigortacılar ve emeklilik fonları iklim acil durumu için suçlu. Çevresel ve ekonomik uyarılara rağmen, fosil yakıt endüstrisini destekleyerek bir başka küresel mali krize yol açıyorlar. Davos'taki bu şirket sahipleri, gezegeni kurtarmak istediklerini ancak esasında kısa vadeli kârları için öldürdüklerini söylüyor. Bu ikiyüzlülükten başka bir şey değil” diyor. Perspektif vermesi açısından bankalar tarafından finanse edilen 1.4 trilyon ABD doları, dünyanın 2018'deki en fakir 3.8 milyar insanının toplam geliri ile aynı.
"Yenilebilir enerjinin payı 10 yılda iki katına çıkmalı"
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’na göre; küresel enerji dönüşümünün ilerletilmesi ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşılması için küreselde yenilenebilir enerjinin payı 2030’a kadar iki katına çıkarılmalı. Yenilenebilir elektriğin kullanımı günümüzde %26 iken, bu oran içinde bulunduğumuz 10 yıl sonunda küresel enerjinin %57’sini karşılamalı. Ajansın verilerine göre, yıllık yenilenebilir enerji yatırımları günümüzdeki 330 milyar dolarlık değerinin iki katına çıkartılarak 750 milyar dolarlık bir değere ulaşmalı. İhtiyaç duyulan yatırımın büyük bir oranı planlanmış fosil yakıt yatırımlarının bu tarafa yönlendirilmesiyle karşılanabilir. 2030’a kadar 10 trilyon dolara yakın bir yenilenemeyen fosil enerji yatırımı planlanmış durumda. Bu plan hem varlıkları riske atıyor hem de dünyanın 1.5 derecelik karbon bütçesinin aşılması riskini beraberinde getiriyor. IRENA Genel Direktörü Francesco La Camera, “Enerji sisteminin benzersiz bir hızla dönüşeceği bir dönem olan, yenilenebilir enerji eyleminin 10 yılına girdik” dedi. La Camera, “Bunun olmasını sağlamak için, önümüzdeki 10 yıl içinde daha güçlü politikalar ve yatırımda önemli bir artış ihtiyacını acilen ele almalıyız. Yenilenebilir kaynaklar sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı ve tüm dünyada enerji ve ekonomik planlamanın merkezinde olmalı” dedi.
"Suudi Arabistan yenilenebiir enerji yarışında liderlerden biri"
Bu yılki Abu Dabi Sürdürülebilirlik Haftası'nda Dünya Gelecek Enerji Zirvesi Güneş Forumu'nda açıklanan Solar Outlook Raporu'na göre, Suudi Arabistan yenilenebilir enerji kullanma yarışında Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin liderlerinden biri haline geldi. Orta Doğu Güneş Endüstrisi Birliği tarafından hazırlanan raporda, Suudi Arabistan ve Umman'ın yenilenebilir enerji yarışında lider olarak Birleşik Arap Emirlikleri, Fas ve Mısır'ı takip ettiği açıklandı. Raporda, Suudi Arabistan'ın 2030 yılına kadar 60 gigawatt yenilenebilir enerji üretimi hedefini yürürlüğe koymasının üçüncü yılında olduğu belirtiliyor. Orta Doğu Güneş Endüstrisi Birliği Genel Sekreteri Martine Mamlouk, ‘’Suudi Arabistan'ın 40 gigawattı güneş enerjisi olan yaklaşık 60 gigawattlık yenilenebilir enerji hedefi var. Bu, Suudi Krallığı'nın ekonomide çeşitlilik ve Vizyon 2030 hedefi ile çok uyumlu. Sektör, şebeke paritesine ulaşırken, sistemlerin, üretim yönetiminin ve şebekelerin verimliliğini artırmak için yeni teknolojilerin aktifleşmesini görmek harika” diye konuştu. Vizyon 2030 programı kapsamında Suudi Krallığı; petrol gelirlerine olan bağımlılığını azaltmayı, enerji karışımını çeşitlendirmeyi ve yenilenebilir enerji potansiyelinden yararlanmayı hedefliyor. www.korfezhaberi.com sitesine göre, Suudi hükümeti 2023 yılına kadar yenilenebilir enerji projelerine 50 milyar dolara kadar yatırım yapmayı planlıyor. Arap Yenilenebilir Enerji Komisyonu Genel Sekreteri Mohammed Al-Taani, “Yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlar tüm Arap ülkelerinde milyarlara ulaştı. Ürdün yenilenebilir enerjiye daha fazla harcama yapıyor ve faturalarını azaltmak için kendi elektriğini üreterek insanları yenilenebilir enerjilerle daha fazla bağımsız olmaya teşvik ediyoruz" dedi. Darısı Türkiye’nin de başına diyelim…
TMMOB'dan Kanal İstanbul çağrısı
Birgün’den Volkan Ateş’in haberine göre, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, Kanal İstanbul Projesi’ne ilişkin düzenlediği basın toplantısında İstanbullulara çağrıda bulundu. Toplantıda, 17 Şubat 2020 tarihine kadar Kanal İstanbul Projesi’ne karşı dava açma hakkının olduğu hatırlatıldı, Kanal İstanbul projesinin yaratacağı etkilerin halka doğru anlatılmadığı vurgulandı, çağrıda “Projeye itiraz eden tüm İstanbullulara çağrımız; 17 Şubat 2020 tarihine kadar Kanal İstanbul Projesi’ne dava açma hakkınızı kullanın. TMMOB, davaya gerekçe oluşturacak tüm bilimsel ve teknik altyapıyı halkın hizmetine sunmaya hazır. Gelin binlerce, yüz binlerce insan bir arada bu davayı Türkiye tarihinin en büyük davasına dönüştürelim, tarihe İstanbul için almış olduğumuz bu yurttaş sorumluluğunu not düşelim. Bir başka İstanbul daha yok” denildi.
