Ekoloji Birliği’nin çağrısıyla Ankara’da yapılması planlanan “İklim krizine ve ekolojik yıkıma dur de” mitinginin Ankara Valiliği tarafından bir gün kala iptal edilmesinin ardından çevre aktivistleri Türkiye’nin farklı şehirlerinde basın açıklaması okudu.
Enerji tasarrufu bilincini artırmayı hedefleyen bir elektrik tarifeleri karşılaştırma internet sitesinin derlediği bilgilere göre; 2018 yılında hazırlanan Uluslararası Enerji Verimlilik Karnesi’ne göre Almanya ve İtalya ilk sırayı paylaşırken üçüncü sırada Fransa yer alıyor. Türkiye ise enerji verimliliğinde 25 ülke arasında 16. sırada. Uluslararası Enerji Verimliliği Karnesi, enerji verimliliği politikalarını inceliyor ve dünyanın en büyük enerji tüketen 25 ülkesinin performansını değerlendiriyor. Bahsi geçen ülkeler, dünyada tüketilen enerjinin yüzde 78’ini temsil ediyor. Aynı araştırmaya göre 2000 yılından beri yapılan enerji verimliliği çalışmaları sayesinde 2016 yılında tüm dünyada yüzde 12 daha az enerji kullanıldı. Bu kazanımlar sayesinde dünyanın dört bir yanındaki haneler yüzde 10 ila 30 daha az harcama yapmış oldu. Sektörel enerji tüketimine bakıldığında ise en çok harcama endüstriyel alanda oluyor. Onu ulaşım, mesken ve ticari amaçlı tüketim izliyor. Türkiye’de enerjinin daha verimli kullanılması için bazı çalışmalar yapılıyor. 2017-2023 yılları arasında uygulanacak Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında bina ve hizmetler, enerji, ulaştırma, sanayi ve teknoloji, tarım ve yatay konular olmak üzere altı kategoride tanımlanan 55 eylem ile 2023 yılında Türkiye’nin birincil enerji tüketiminin yüzde 14 oranında azaltılması hedefleniyor. 2023 yılına kadar toplam olarak 23,9 MTEP tasarruf sağlanması ve bu tasarruf için 10,9 milyar ABD Doları yatırım yapılması öngörülüyor. Yani binlerce insanın çalıştığı fabrikalardan tek kişinin yaşadığı evlere kadar her yaşam alanında tasarruf yapılması gerekiyor.
Ekoloji Birliği’nin çağrısıyla Ankara’da yapılması planlanan “İklim krizine ve ekolojik yıkıma dur de” mitinginin Ankara Valiliği tarafından bir gün kala iptal edilmesinin ardından çevre aktivistleri Türkiye’nin farklı şehirlerinde basın açıklaması okudu. Artvin Çevre Platformu İstanbul Temsilcisi Gürsel Kaya yaptığı açıklamaya “Türkiye’nin her yanını eylem alanına çevirmiş durumdayız” diyerek başladı. Türkiye’nin farklı illerinde eş zamanlı olarak okunan açıklamada Ankara Valiliği’nin kararı protesto edildi. Miting yapılsaydı “Sadece insanlara değil, tüm canlılara ait olan yaşamın kaynağı suyumuzu, havamızı, toprağımızı kirleten doğayı ve yaşamı tehlikeye atan nükleer ve termik santrallere, madenlere, HES’lere, RES’lere, JES’lere, balık çiftliklerine, endüstriyel tarıma, kirli sanayiye, mermer ve taş ocaklarına aşırı yapılaşmaya, çılgın mega projelere, sınırsız sonsuz otoyollara, betonlaşmaya, doğal ve tarihi SİT alanlarının yok edilmesine dur diyecektik” diyen aktivistler taleplerini sıraladı: İklim krizine ve tümden ekolojik yıkıma yol açan tüm talan ve yıkım proje ve faaliyetlerinin ülkenin her tarafında acilen durdurulması, Yaşama ve doğaya karşı olan hiçbir projenin uygulanmaması. Bu projelerin ve çalışmaların önünü açan başta maden ve enerji yasaları olmak üzere ilgili tüm mevzuatın bir daha ekolojik yıkıma ve talana asla izin verilmeyecek şekilde yeniden düzenlenmesi, Ekoloji, emek, demokrasi, kadın hakları ve kent mücadeleleri önündeki tüm engellerin, kısıtlamaların ve yasaklamaların kalıcı bir şekilde kaldırılması.
Plastikten Çıkış küresel hareketi eylül ayı boyunca 72 binden fazla gönüllü ile dünya çapında sahilleri, su yollarını ve sokak kenarlarını gezerek plastik şişe, bardak, poşet toplama çalışması yaptı. Çöp yığınları arasında yaklaşık 8 bin ayrı markaya ait 50 farklı tip plastik bulundu. Çalışma sonucunda, 37 ülkede sadece özel bir içecek firmasına ait 11 bin 732 parça plastik toplandı. Şirketin en çok Afrika ve Avrupa kıtalarında plastik kirliliği yarattığı bunu Asya ve Güney Amerika‘nın izlediği saptandı. Marka açıklamalara yazılı bir yanıt verdi: “Paketleme sistemimimizin okyanuslarda ya da doğada ait olmadığı herhangi bir yerde son bulması bizim için kabul edilemez. Plastik kirliliğinin okyanuslara ulaşmaması ve varolan kirliliği temizlemek için çalışmalar yapıyoruz.”
Çevreci Geek Görkem Gömeç’in haberine göre, çalışmalar, son 10 yılda bir petrol ve doğal gaz üretim patlaması yaşayan ABD’de bile, yeşil ekonominin fosil yakıt sektörü ile karşılaştırınca 10 kat daha fazla kişiyi işe aldığını gösteriyor. University College London’da görevli Lucien Georgeson ve Mark Maslin’in yaptıkları çalışma, 2015-2016 yılları arasında sadece 900 bin kişinin fosil yakıt sektörü tarafından işe alındığını gösteriyor. Bununla beraber yeşil ekonomi, yani yenilenebilir enerji, çevresel danışmanlık gibi 26 alt sektörü içine alan bu ekonomi, yaklaşık 9,5 milyon kişiye iş olanağı sunuyor. Yapılan çalışmalar, doğrudan ve doğrudan olamayan işler dikkate alındığında 1 milyon dolarlık bir yatırımın yenilenebilir enerji sektöründe, fosil yakıtlardan 3 kat daha fazla iş imkanı sağladığını gösteriyor. Buna ek olarak, bu “yeşil işler” hem yüksek kaliteli hem de genelde daha fazla maaşa sahip olan işler. Ayrıca iş imkanları sadece bir noktada yoğunlaşmıyor ve ülke geneline daha çok yayılmış işler oluyor. Bloomberg Yeni Enerji Finans araştırma şirketi tarafından yapılan bu araştırma, 2026 yılında kömürün, 2030 yılında ise petrolün üretimin kapasitesinin en üst noktaya ulaşacağını ve daha sonra azalmaya geçeceğini de öngörmekte.