WWF, bölgeyi tek kullanımlık plastik tüketiminin olmadığı, plastik atık yönetiminin çok daha etkin yapıldığı bir noktaya taşımak ve bir modele dönüştürmek istiyor. Bu kapsamda Adalar’da öncelikle bilinçlendirici faaliyetler yürütülerek bireysel davranışların değiştirilmesi hedefleniyor.
WWF-Türkiye, uluslararası çevre gündeminin en önemli konularından biri olan plastik kirliliğini önleme çalışmaları kapsamında, Adalar Belediyesi ile önemli bir adım attı. İstanbul’un Adaları Sıfır Atık Uygulama Bölgesi projesi, Büyükada İDO İskelesi’nde düzenlenen basın toplantısıyla başlatıldı. WWF’nin plastik kirliliğine dikkat çekmek için Fransa’dan yola çıkan Blue Panda yelkenlisinin de ziyaret ettiği Büyükada’da İDO İskelesi’nde etkinlik gerçekleştirildi. WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli, plastik kirliliğine son vermenin yolunun davranış değiştirmekten geçtiğini vurguladı. WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar ise şunları söyledi: “Adalardaki projenin başarılı olması, plastik atıklar konusunda örnek oluşturması açısından çok önemli. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan Sıfır Atık Projesi kapsamında yürütülen bu çalışma daha farklı ölçekli başka çalışmaların yolunu açacak. Ülkemiz ve dünyamız için denizlerimizin bugün karşı karşıya bulunduğu bu tabloyu değiştirmek zorundayız. Bugün burada bu iskelede gördüğümüz tablo aslında, çevre kirliliğiyle ilgili mevcut gidişatı değiştirmenin anahtarı. Bugün Bakanlık, yerel yönetim, sivil toplum kuruluşları ve yerel toplum, burada yaşayan insanlar, hepimiz bir aradayız, dayanışma içindeyiz. Bu dayanışma ve kararlılık sürdüğü müddetçe gelecek için de güçlü bir umut taşımaya devam edeceğiz.” dedi. Tüm dünyada benzer projeleri uygulamakta olan WWF, plastik atıklardan arındırılarak hem deniz hayatını hem de bölgedeki yaşam kalitesini destekleyen sağlıklı deniz ekosistemleri yaratmayı amaçlıyor. WWF, bölgeyi tek kullanımlık plastik tüketiminin olmadığı, plastik atık yönetiminin çok daha etkin yapıldığı bir noktaya taşımak ve bir modele dönüştürmek istiyor. Bu kapsamda Adalar’da öncelikle bilinçlendirici faaliyetler yürütülerek bireysel davranışların değiştirilmesi hedefleniyor. Öğrencilere ve gençlere, adada yaşayan yetişkinlere, adayı ziyaret eden yerli ve yabancı turistlere yönelik bilgilendirici dokümanlar hazırlanırken, plastik tüketimine karşı festivaller düzenlenmesi, okullarda bu konuda çalışacak kulüpler kurulması planlanıyor. Proje kapsamında, belirli yerlere farklı atıklar için kumbaralar yerleştirilecek. Organik atıklar ve geri dönüşebilecek atıklar ayrı ayrı toplanacak. Organik atıklar kompost, gübre haline getirilip park ve bahçelerde kullanılacak. Atıkların evlerde ve işyerlerinde ayrı toplanması için belediyelerce sistem kurulacak. Tek kullanımlık plastik malzemenin tüketilmemesi için çaba gösterilirken, vatandaşlarla işbirliği yapılarak bu malzemelerin kullanımının azaltılması amaçlanacak. Restoranlara, teknelere ve otellere plastik malzeme kullanmamaları için çağrı yapılacak. Alınan sonuçlar belirli performans kriterlerine göre değerlendirilerek gerekli adımlar atılacak.
Şişli Belediyesi, Şişli Kent Konseyi Ekolojik Meclisi ve TümBelSen’in işbirliğiyle iklim krizine karşı hep birlite mücadele etmek amacıyla tüm belediye çalışanları bir saatlik iş bıraktı. Çalışma arkadaşlarıyla birlikte greve katılan Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin; ”Bu dünya bizim değil, çocuklarımızın. Duyarlı bir toplum olmazsak bu dünyaya hükmedemeyiz. Sadece kişisel çıkarlarımız üzerinden hayatı belirlemeye çalışırız. Onunda kimseye faydası olmaz” dedi.
Birleşmiş Milletler İklim Eylem Zirvesi öncesi önemli bir duyuru Almanya’dan geldi. Alman Bakanlar “İklim Eylem Programı 2030”u Berlin’de kamuoyu ile paylaştı. Plana göre tüm sektörlerde 2030 emisyon hedefleri 2019 yılı sonuna kadar yazılı hale getirilecek. Her bakanlık, ilgili detaylı eylem planını yazacak. Almanya, ulaşım ve yapı sektöründe “Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi”ni kuruyor. Ayrıca, 2021 yılı itibari ile sabit karbon fiyatına geçiyor. 2021 yılında CO2’nin tonu başına 10 ile 35 Euro arasında bir fiyat belirlendi. Bu fiyat 2026 yılında yeniden düzenlenerek 35 ile 60 Euro/ton düzeyine çekilecek. Bu fiyatlandırma ülkede benzin fiyatının 3 ile 15 euro cent artacağı anlamına geliyor. Bu fiyatlandırma rejimi ile özellikle elektrikli ulaşım ve enerji verimliliği alanında önemli gelişmelerin olması bekleniyor. Almanya’nın karbona fiyat koyması uluslararası sivil toplumun da talep ettiği önemli bir adımdı. Almanya elektrikli araçlara yatırımı arttırıyor. Ülkede 2030 yılına kadar elektrikli şarj istasyonu sayısı 1 milyon’a çıkacak. Ayrıca benzinli araçlara karbon vergisi gelmesi, havacılık vergilerinin arttırılması ve demiryolu ulaşımına vergi muafiyetleri getirilmesi planlanıyor. 2030’a kadar 17 GW kömür santrali kapatılacak ve yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payı %65’e çıkarılacak.
Plana dair ayrıntar https://www.cleanenergywire.org/news/german-government-reaches-agreement-climate-strategy-co2-pricing internet sitesinde bulmak mümkün. Bu arada, Almanya yetkilileri bu kararı açıklarken, Almanya sokakları da iklim eylemcileri ile doluydu. Sadece Berlin’de 80.000 kişi olmak üzere tüm Almanya’da 1.4 milyon insan sokaklara çıkarak ülkenin iklim eylemini arttırmasını talep etti.
Sözcü gazetesinden Deniz Ayhan’ın haberine göre Türkiye’de 2017 yılından itibaren baca gazı arıtma tesisi bulunmayan santralların çalışmasına izin verilmiyor. Ancak özelleştirme yoluyla devredilen santrallar, kapsam dışında tutuluyor. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz “Poşeti yasaklayıp, termik santraller için tutarsız bir politika izleniyor. Özelleştirilen termik santralların çevre yükümlülüklerinden muaf tutulmasına dair düzenlemede şirketlere tanınan süre 31 Aralık 2019’da sona eriyordu. Daha önce de muafiyet getiren bu yöndeki bir yasayı Anayasa Mahkemesi iptal etti. AYM, gerekçesinde sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının ekonomik ve mali gerekçelerle vazgeçilecek haklardan olmadığını belirtti. Son yapılan değişiklikle ise halkımızı zehirlemek pahasına, bu termik santral şirketlerine kâr ve çıkar elde etmeleri için 2022 yılının sonuna kadar doğayı kirletebildikleri kadar kirletme hakkı sorumsuzca verildi” diye konuştu