İki Fotoğraf Üzerinden Gezegenin Geleceğini Okuma Oyunu
Önümüzde bir fotoğraf var. Uzak planda karanlık bulutların gezindiği, uçsuz bucaksız bozkır gibi çorak topraklarda ve yer yer kurumuş çamurun içinden baş vermiş kupkuru, kırık dökük ağaç gövdelerinden ve kırık dökük ağaç dallarından başka birşeyin görünmediği uğursuz bir yer. Bu “Mad Max”vari distopya manzarası, aslında bir bilim kurgu filminden ya da bilim kurgu bilgisayar oyunundan bir kesit değil.
Reuters haber ajansı imzalı fotoğraf 23 Ocak 2018’de çekilmiş. Tamamen gerçek bir “şimdiki durum” fotoğrafı. Güney Afrika’nın Villiersdorp bölgesinde Theewaterskloof Barajının son durumunu gösteriyor.
Mesele şu: Güney Afrika’nın Cape Town şehrinin suyu bitmek üzere. Böylece Cape Town dünyada suyu tükenen ilk büyük şehir olacak. “Sıfır Günü” ufukta görünmüş. Korkunç bir kuraklığın kasıp kavurduğu bu kentin sakinleri (nüfus yaklaşık 4 milyon) için su zaten karneye bağlanmış durumda. 1 Şubat’tan itibaren günde en fazla 50 litre kullanmalarına izin verilecek. Üç aydan daha kısa bir süre içinde “Sıfır Günü” gelip çattığında, bu sınır günde 25 litreye inmiş olacak.
Böylece şehir ahalisi, 200 su dağıtım merkezinde kuyruğa girecek, sırada beklerken hırgür çıkmasın diye, tepeden tırnağa silahlı polislerle askerlerin gözetiminde suyunu alacak ve evine dönecek.
Yalnız, 5 bin aileye tahsis edilecek her bir su dağıtım noktasında her gün en az 20 bin kişi toplanacağı hesaplandığı için, asayişin nasıl sağlanacağı konusunda bazı sorunlar da yok değilmiş.
Cape Town Belediye Başkanı olan hanım “Geri dönüşü olmayan noktaya ulaştık” demiş.
BM Çevre Programı (UNEP) yetkilisi, “Yeni normal bu mu?” diye tweet atmış.
İklimbilim uzmanı, 20 yıldır kıyamet senaryoları yazdık, ama ilk kez gerçek oldu” demiş.
Cape Town sakini bir bey de BBC’ye demeç vererek “Su olmadan yaşanmaz” demiş.
(Common Dreams, 24 Ocak 2018)
***
Bir fotoğraf daha: Tamamen kurumuş bir büyük derenin üstünde bir köprüye çıkıp göz alabildiğine uzanan kurumuş ırmak yatağını gösteren kavruk köylüler. Burası Kilis.
Yerel gazete fotoğraf altı haber yazısını şöyle koymuş: “Türkiye’den doğup Suriye’ye akan ve tüm yıl kurumadığı için, Suriye tarafından üzerine El Zeytin-u isimli bir baraj kurulan Afrin Çayı’nın kuruması, Suriye ve Türkiye’yi büyük ölçüde etkiledi. Afrin Çayı’nın geçtiği mevkilerde sulu tarım yapılıyor, özellikle biber üretiliyordu. Kuruma nedeniyle biber üreticileri, Afrın Çayı’nın geçtiği yerdeki su birikintilerini dinamo yöntemi ile çekerek tarlalarını sulamaya başladı.
Sabun Suyu Çayı ile Deliçay’da da durumun farklı olmadığı belirtildi. Çiftçiler çaresiz kalırken, çobanlar hayvanlarına içirecek su bulmakta zorluk çekiyor.
Afrİn Çayı’nın 4 yıl öncesine kadar yaz kış demeden aktığını vurgulayan vatandaşlar, ‘Yıllardan beri kurumayan dereler bile 3-4 yıldır kuruyor. 2-3 yıldır kuraklık nedeniyle mağdur olmuş durumdayız. Köylerde de su yok. Çaylar kurudu, hayvanlarımıza su içiremiyoruz. Sebze-meyveleri sulayamıyoruz. Ne yapacağımızı şaşırdık. Devletten yardım bekliyoruz. Böyle bir dönemi hiç yaşamadık. Biz de hayvanlarımız da perişan durumda’ dediler. (Kent Gazetesi, Kilis’in Gözü, Kulağı, Dili, 18 Ocak 2018)
***
İki fotoğraftan çıkan iki soru: 1) Bu çalanlar ne çanı? 2) Çanlar kimin için çalıyor?
Vakanüvis ÖM