Pek çok çalışan İstanbul’lu gibi güne çok erken başlıyorum, 06:30'da bir gün önceki Açık Gazete'yi Podcast’ten dinleyerek.
Pek çok çalışan İstanbul’lu gibi güne çok erken başlıyorum, 06:30'da bir gün önceki Açık Gazete'yi Podcast’ten dinleyerek. Açık Gazete dinlerken serviste uyuklamak benim için bir sabah rutinidir. TV'den gazeteden haber takip etmeyi bırakalı 4 yıl oluyor. İyi de oldu komik hayvan videosu ve esnaf kameralarına yansıyan hırsızlık olaylarını izlemekten bıkmıştım zaten. İnternet gazeteleri bir nebze takip edilebiliyor ama onlarda nasılsa yer sıkıntısı yok diye bir haberi bir konuyu her gün aynı şekilde uzata uzata yazmaları mı gerekiyor, hani muhabirlik, hani araştırma, hani dünya medyası, hani farklı disiplinlerden bakış!!! İnternet gazeteciği de beni sarmıyor yani . Ver hasıl çok şükür Açık Radyo , Açık Gazete var ki bunları söylüyorum, yoksa günün 10 saati çalışıp geri kalan zaman da çocuğuna ailesine uykuya zaman ayırabilen bir metropol insanı olarak gerçek dünyadan nasıl haberim olacak.
Gençliğimde daha sıkı takipçindim elbette. Açık Radyo ve Ben ne zaman başladı, ne zaman destekçi olmaya başladım hatırlayamayacağım kadar eski. Her dinleyici gibi kıymetini bilmeye çalışıyorum Açık Radyo. Ama sanki gençliğime bir seri katil dadandı mekanlarım yok oluyor, sevdiğim yazalar, oyuncular, müzisyenler bir bir elvada diyor. Sen de yok olursun gidersin diye çok korkuyorum. O nedenle destekçi sayının artmasını duymak istiyorum.
Çok yaşa Açık Radyo.
Sibel Öktem Kaya