Yirmi senelik dinleyicinizim, yayinlari onbes yildir Amsterdam dan takip ediyorum,
ilk kez bugün pes dedim.
Yirmi senelik dinleyicinizim, yayinlari onbes yildir Amsterdam dan takip ediyorum,
ilk kez bugün pes dedim.
Açık Gazete Spor bölümünde, geçen gecenin UEFA maçlarından tek kelime edilmemesine ve
sizin gibi insanlarda dahi fanetiklik ve Fenerbahçe düşmanlığının bu derece büyümesine PES dedim.
Büyük hayal kırıklığı yaşattınız bu sabah. Aslında hiç de farklı degilsiniz o eleştirdiklerinizden
Yazık!
Bu ülkeden artık umudu tamammen kestim!
With kind regards, Met vriendelijke groeten,
Merhabalar sayın Kaan Şensoy,
Mesajınız için teşekkür ederiz. Yirmi senelik dinleyicimiz olarak size temel bakışımızı aktaramamış olmak, bizim kabahatimiz, hatta suçumuz tabii.
Açık Gazete'nin --başkaları adına konuşamam elbette, ama sanıyorum birçok diğer sözlü programımızın da -- temel bakış açısı, muktedirlere karşı genel halkın, özellikle ezilenlerin, baskılananların, yoksulların, hakları ellerinden alınanların haklarını mümkün olduğunca savunmak oldu. Ezen-ezilen dışındaki yapay ayrımlarla zerrece ilgilenmedik. 21 yılı doldurmakta olan Açık Gazete programlarının tek bir dakikasında bile Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş veya diğerleri ile uğraşmayı düşünmedik. Artık adına ne derseniz deyin (ister şirket kapitalizmi, ister neoliberalizm, ister yeni feodalizm, her neyse işte) elindeki güçlü araçlardan biri olan bu circus maximus'u, asıl amacı olan sınıfsal tahakküm aracı olmak dışında bir tatlı spor rekabeti olarak hiç değerlendirmedik. Haftanın neredeyse 6 günü ulusal, bölgesel, uluslararası futbol maçları oynanıyor. Cuma günleri, elimizdeki 20 dakikalık programımızı bunlara harcayıp anlamsızca tüketmeyi şu 21 yılda hiç düşünmedik. Fener'in minör bir futbol turnuvasında ilk iki maç sonunda kendi grubunda birinciliğe yükselmesini sağlayan galibiyet bütün gazetelerde, tv'lerde var zaten. Biz neden bununla vakit kaybedelim ki?
Açıkçası, Fenerbahçe bizim umurumuzda bile değil. Ötekiler (GS, FB, Trabzon, Osmanlıspor vb.) de öyle şüphesiz. Ama Leicester mesela, hiç de öyle değil. Geçen yıl tarihî bir sürpriz yapan benzersiz Leicester City takımı ve onun zaferi uzun zaman programımızda konuşuldu. Son programda da İngiltere ligindeki antrenör ve şöhretli futbolcuların eli kanlı yakalandıkları iğrenç rüşvet ve yolsuzluk olayları, ABD'de polislerin seri cinayetlerine direnen, milli marş söylemeyi, marş sırasında ayağa kalkmayı ve selam durmayı reddeden siyah futbolcuların ya da bu protestolara sesini yükselterek katılan sporcuların yayılan direnişlerine katılan ünlü tenisçilerden bahsetmeyi, Türkiye'de "İmparator" diye hitap edilmekte israr edilen "Türk Direktör" Terim'in milli takıma oyuncu seçimindeki "ilke(sizlik)ler", BJK-GS "derby" maçında taraftarların birbirine şikeci - fetöcü diyekarşılıklı bağırışmasındaki sakillik falan üzerine konuşmayı tercih ettik.
FB -Sayın Kaan Şensoy, ülkeyi bilemem ve onun hakkında konuşamam ama gelin Açık Radyo'dan hemen ümidi kesmeyin derim. Feyenoord maçını Türkiye'de --ve Hollanda'da-- birçok gazetede görebilir, birçok TV'de izleyebilirsiniz, ama bu yukarıda anlattıklarımı --hele Türk yerleşik medyasında-- bulmanız hiç kolay değil. Onun için bizi hemen boşlamayın bence, bize kulak vermeye devam edin. Takdir edersiniz ki, sizin gibi 20 yıllık kıdemli dinleyici bulmak da bizim için kolay değil.
Selamlar, saygılar
Ömer Madra
Açık Gazete programcılarından