Sadece lafta değil pratikte de "Kâinatın tüm seslerine Açık Radyo!" Onu bir prizma gibi hayata tuttuğumuzda tüm renkleri görünür kılıyor.
Merhaba dostlar,
Hollanda'dan kucak dolusu sevgiler! Öncelikle içinde olduğumuz dinleyici destek haftasında ailemize küçücük de olsa bir teşekkür etme fırsatı verdiğiniz için şükranlarımızı sunmak istiyoruz. Biz daha çok taze birer Açık Radyo dinleyicisiyiz. Yaklaşık bir yıldır sizlerleyiz. Ama bu aileye ait hissetmek için değil yıllar boyu, birkaç dakika dinlemek bile yeterli. 'Aile', 'ait hissetmek' gibi kelimeler resmiyete ve güvensizliğe dayalı bu ikiyüzlü düzende yaşayan kulaklara çok iddialı, romantik ve abartılı gelebilir ama bir Açık Radyo ailesi mensubu için çok anlamlı, saf duyguların basit bir ifadesinden başka bir şey olmasa gerek.
Açık Radyo bugün programlarının kalitesi, derinliği ve çeşitliliği ile eşine az rastlanır bir radyo olabilir. Biz bunu tartışabilecek yetide olduğumuzu iddia etmeden buna inanıyoruz, bunu deneyimliyoruz. Sadece lafta değil pratikte de "Kâinatın tüm seslerine Açık Radyo!" Onu bir prizma gibi hayata tuttuğumuzda tüm renkleri görünür kılıyor. Ama sadece bunlardan ibaret değil Açık Radyo. Eğer sadece öyle olsaydı en fazla diyeceğimiz çok başarılı olduğu, belki de türünün tek örneği olduğu olurdu. Bu radyoyu bundan da öte Açık Radyo yapansa bizce tek kelime: Samimiyet. Binlerce kilometre öteden günün hangi saati olursa olsun, duyduğumuz o seste hiç eksik olmayan, bizi bu 'aile'ye 'ait hissettiren' büyü işte o samimiyet.
Neredeyse hiçbir şeyin bir iz bırakmadan hayatlarımızdan geçip gittiği bu çılgınlık derecesindeki hız çağında hayatlarımıza dokunabilen, onu alıp güzele dair ne varsa ona dönüştürebilen bir dost bizim için Açık Radyo. Kendisini evrenin merkezine koyan, her türlü kötülüğü yapmayı kendisine hak gören ve kendisine insan diyen bu organik varlığa karşı da bir direniş, kolektif bir bilinç, organik olmayan, kavramsal bir dost... Bu yüzden yaşasın, hiç bitmesin istiyoruz.
Sizleri çok seviyoruz!
Not: Güven Güzeldere hocamıza bir soru sormak istiyoruz. Birbirinden kötü haberlerle gününün zehir gibi geçeceğini ve Dünya'ya lanet okuyacağını bile bile ama yine de heyecanla ve sabırsızlıkla Açık Gazete'ye koşmak psikolojik bir rahatsızlık hali midir? Bizce cevabı yukarıda ama yok öyle değil de hastalıklı bir durumsa da bilmek istedik:)