Sevgili dostlar, güzel insanlar, kâinatın en güzel delileri, dünyamızın, “insanı / doğayı” kapsayan sorunlarını kendine dert edinenler;
Hangi ödülden söz ediyorsunuz ki? Ödül zaten 20 yıldır gönül rafımızda. ÖDÜL SİZLERSİNİZ.
Açık Radyo'yu sadece kulağımıza değil yüreğimize sokan SİZLER, bize verilmiş çok değerli ödülsünüz.
Üstelik, “dik tuttuğunuz kuyruk” bizim desteğimizden dik durmadı. Siz, ülkenin en güzel ANARŞİSTLERİ olarak, eli öpülesi bir yüreklilikle 20 yıl önce Açık Rady'onun cıngılını kâinatın diğer seslerine kattığınızda zaten olan olmuştu.
Olan olduğunda da aynen dediğiniz gibi; gönüllü programcısı, yapımcısı, teknik elemanı ve elbette ki biz dinleyici/destekçileriniz hep birlikte yola düzülmüştük. Önce birbirimizi dürtmeye başladık, “açsana 94.9'u!” diye.
Sonra bu dürtmeler öyle arttı ki, hep anımsarım, radyonun yayına başladığının birinci yılı sıralarında, Açık Radyo'yu kendisine tanıttığım bir arkadaşım sıkı bir ısrarla önermişti, “gözünü seveyim Açık Radyo'yu takip et!” diye.
Ve şimdi, tam da bu gün, yine karanlık organizasyonların bir bombası patlamışken İstiklal'de ve yine yüreklerimiz ağlamaktayken, Açık Radyo tam da bu durumda yayınını her zamanki yürekliliği ile sürdürmeli. Açık Radyo her halükârda sesini duyurmalı kâinata, bombalar bir gün patlamayacaksa bu büyük ölçüde Açık Radyo ve benzeri duruşları sürdürebilen kurumlar sayesinde olabilecek.
İşte tam da bu yüzden sizlere AŞK olsun arkadaşlar, vallaha da billaha da sizlere AŞK olsun...
Barışı anlatacağımız nice yayın günleri dileğiyle.