Çeviri: Kahraman Şahin ve Bora Kabatepe
Apple’ın yeni iPhone’ları piyasaya çıktığı için heyecanlı mısınız? Bir tane edinmeye mi karar verdiniz? Ne satın alacağınız hakkında bir fikriniz var mı? Eğer öyleyse, size sizden başka kimse yardımcı olmayacak, bunu bilesiniz. Bugüne kadar bizleri işinde usta, havalı ve duyarlı bir şirket olduğuna ikna etmeye çalışan Apple’a madenlerini nereden tedarik ettiği sorulduğunda, şirket bir anda kibirli,hantal ve sorumsuz bir hale bürünüyor.
Soru gayet açıktı: Apple, Bangka Adası’ndan kalay satın alıyor mu? Bu soru karşısındaki kıvranmaları gerçekten gülünç.
Küresel kalay üretiminin neredeyse yarısı elektronik ürünlerde lehim olarak kullanılıyor. Bu üretimin %30’a yakını Endonezya’da bulunan Bangka ve Belitung Adaları’ndan geliyor (1) ve bu adaların sahip oldukları zengin yağmur ormanı sistemleri, düzenlemeye tabii olmayan maden şirketlerinin sefahat alemi sonucunda kum ve asitli toprakaltından ibaret, soykırım sonrasına benzer bir manzaraya dönüşüyor (2). Kıyı sularında kullanılan kalay tarama dubaları ise mercanları, dev istiridyeleri, balık yataklarını, soyu tehlikede olan Napolyon balığını, mangrov ormanlarını ve kaplumbağaların üreme alanı olan kumsalları yok ediyor.
Çocuk işçiler korkunç şartlar altında çalıştırılıyor. Her hafta bir işçi bu madenlerde yaşanan kazalarda ölüyor. Temiz su yok oluyor, terk edilmiş maden alanlarında üreyen sivrisinekler yüzünden sıtma yayılıyor ve küçük çiftçiler topraklarından sürülüyorlar (3). Çağdaşlığın “erdem timsalleri” olan elektronik devleri, hammaddelerinin tedariği konusunda açıkça çağdışı olan yöntemlere dayanıyorlar.
Bu felaketi belgeleyen Friends of Earth ve örgütün Endonezya’daki yoldaşı Walhi, Bangka ve Belitung adasındaki kalay madenlerinin kapatılmasına uğraşmıyorlar: bu madenlerin başka bir şekilde iş bulamayacak insanlara iş sağladığının farkındalar. İstedikleri şey, madenlerin etkisini azaltan, insanları ve doğayı koruyan bir anlaşmanın ilk adımı olarak, buradan elde edilen kalayı kullanan şirketlerin şeffaflaşmaları. Şeffaflık yoksa sorumluluk da yok ve kimse sorumluluk almadığında durumun iyileşmesi adına bir umut da olmuyor.
Bu nedenle dünyanın en büyük akıllı telefon üreticilerine giderek, Bangka’dan çıkarılmış kalay kullanıp kullanmadıklarını sordular. Biri hariç tüm büyük firmalar itiraf etti. Samsung, Philips, Nokia, Sony, Blackberry, Motorola ve LG aracılar üzerinden bu adadan gelen kalayı kullandıklarını ya da kullanıyor olabileceklerini kabul ettiler ve sorunun çözününe yardımcı olacaklarını açıkladılar (4). Konuşmayı reddeden bir firma var.
Apple’ın CEO’su Tim Cook geçtiğimiz sene “tedarik zincirimizdeki operasyonların sorumluluğu alanında da tıpkı ürünlerimizde olduğu gibi yenilikçi olmak istiyoruz. Bu yüksek bir hedef. Daha şeffaf oldukça, tedarik zincirimiz kamusal alanda daha fazla göz önünde oluyor. Daha fazla göz önünde olduğunda da, diğer firmalar benzer şeyler yapmaya karar verebiliyorlar (5)”. Bu dedikleri, eğer Apple tam tersini yapıyor olmasaydı son derece yerinde sözler olmuş olurdu.
Friends of Earth’ün düzenlediği kampanya sayesinde bugüne kadar 25,000 kişi şirkete Endonezya’daki bu ekolojik felaket alanından elde edilmiş kalayı kullanıp kullanmadığını sordu (6). Gelen cevap kulaklarımızda yankılanıyor hala: “Size söyleyemiyoruz!”
Söz konusu madenin nereden geldiği sorulduğunda Apple anlaşılmaz ve kibirli bir kabalıkla bakıyor. Foto: Eduardo Barraza/Demotix/Corbis
Geçen hafta Apple’la konuşma girişiminde bulunduğumda, sanki kamyonetin arkasına doldurduğu televizyonları satan bir insanlar yapacağım türden bir röportaj olacak gibi hissettirdiler. Şirketin Kurumsal iletişim direktörü konuşmamızı kaydetmeme izin vermedi. Bunun kayıt dışı olmasında ve sadece bilgilendirme amaçlı olması konusunda ısrar etti ve bunun üzerine bana… hiç birşey anlatmadı. Tek yaptığı beni, benim hakkında soru sorduğum web sayfasına yönlendirmek oldu (7).
Bu sayfa, kafa karıştırıcı bir muğlaklıkla “Endonezya’daki Bangka Adası dünyanın önde gelen kalay üretim alanlarındandır. Bölgede gerçekleştirilen yasadışı madencilikle ilgili kaygıların artması üzerine Apple, daha yakından bilgi almak adına bir durum tesbit ziyareti gerçekleştirmiştir” (8). Eğer adadan gelen kalayı kullanmıyorsanız neden bir ziyaret gerçekleştiresiniz ki? Eğer kullanıyorsanız da bunu neden söylemiyorsunuz? Cevap gelmiyor.
Pazartesi direktöre başka sorularla gittim. Mart ayındaki bir yazımda, Apple’ı tedarik zincirini takip etmedeki başarısı ve tedarikçilerinin metal satın aldığı 211 dökümcüyü tesbit etmesinden dolayı övmüştüm (9). Ama Bangka’yla ilgili sorularıma verdikleri abuk sabuk cevaplar bu yapılanların aslında ne kadar işe yarar olduğunu sorgulatıyor. Apple bu listedeki 211 dökümcünün hiçbirinin adını veya tedarikçileri ile ilgili hiçbir detayı henüz paylaşmadı.
Ben de Kurumsal iletişim direktörüne listeyi görüp göremeyeceğimi ve bunun denetlenip denetlenmediğini sordum. Bir diğer deyişle, bu yapılanların şeffaflık adına samimi bir adım olduğuna inanmak için bir neden olup olmadığını (10)… Cevabı? Beni aynı rezil sayfaya yönlendirmek. Nasıl olduysa dördüncü okuyuşumda da ilk okuduğumda olduğu kadar işe yaramaz buldum.
Ben Apple’ın bu kaçak oyunu karşısında saçımı başımı yolarken, Fairphone Londra Tasarım Festivali’nde ilk telefonunu tanıtıyordu. Sadece etik bir akıllı telefon üretmek için değil aynı zamanda tedarik zincirlerine ve şirket stratejilerine yeni bir bakış getirmek için kurulan bu şirket Apple’ın olması gerektiği ama olmadığı herşeye benziyor (11). İlk telefonu Aralık’tan önce teslim edemeyecek olmasına rağmen şimdidedn 15.000 telefon satmış durumda, 21. yy teknolojisini 19. yy ahlakı ile satın almak istemeyen insanlara.
Kullanıcıların telefonlarını tamir etmelerine (Apple ürünlerinin tasarım aşamasında yapılmasına engel olunan bir özellik bu (12) ) destek olmayı amaçlayan Restart Projesi de aynı festivalde yer aldı. Kısaca diyorlar ki en etik telefon cebinizde duran ve kastılı kusurluluğuna rağmen tamir ederek ayakta tuttuğunuz telefondur (13).
Apple’ın çağdışı görünmesinin tek sebebi bu da değil. Geçtiğimiz hafta 59 örgüt, şirketlerin tedarik zincirlerinin sosyal ve çevresel etkilerini incelemesini ve bulgularını raporlamasını zorunlu kılan bir AB yasasının yürürlüğe konması için bir kampanya başlattılar (14). Bir şirket hissedarlarını ve müşterilerini bilgilendirmemek ve karanlıkta bırakmak konusunda nasıl özgür bırakılabilir? Neden bir şirketin yaptıklarının etkilerini neden o şirketin finansal başarısı kadar yakından bilmeyelim?
Apple 25.000 insanın sorularını cevaplandırana, Tim Cook’un vaadettiği ancak gerçekleştirmeyi başaramadığı şeffaflığı sağlayana kadar ürünlerini satın almayın. Yapmacık, sorumsuz ve açıkça saçmalayan bir firma tarafından üretilen bu ürünler çağdışılığın en somut örnekleri.
Kaynaklar
2 ve 3. Friends of the Earth, 2012. Mining for Smartphones: the true cost of tin. http://www.foe.co.uk/resource/reports/tin_mining.pdf
4. http://foe.co.uk/resource/press_releases/mobile_industry_bangka_31072013.html
5. http://www.businessweek.com/articles/2012-12-06/tim-cooks-freshman-year-the-apple-ceo-speaks
6. http://forum.foe.co.uk/campaignhubs/index.php?topic=1062.0
7. http://www.apple.com/supplierresponsibility/labor-and-human-rights.html
8. http://www.apple.com/supplierresponsibility/labor-and-human-rights.html
9. http://www.theguardian.com/commentisfree/2013/mar/11/search-smartphone-soaked-blood
10. See OECD, 2013. OECD Due Diligence Guidance for Responsible Supply Chains of Minerals from Conflict-Affected and High-Risk Areas: Second Edition. OECD Publishing. http://dx.doi.org/10.1787/9789264185050-en
12. http://www.ifixit.com/iPhone-Parts/iPhone-4-Liberation-Kit/IF182-019
13. http://therestartproject.org/