Uluslararası Hrant Dink Ödülü'nün ikincisi bu akşam düzenlenen törenle vicdani ret hareketine ve İspanyol yargııç Baltasar Garzon'a verildi.
Cemal Reşit Rey'de düzenlenen törende vicdani ret hareketi adına ödülü alan Mehmet Tarhan "Hrant Dink gibi biraz ürkek ama inatla burada kaldılar vicdani retçiler. AİHM'nin tanımıyla 'sivil ölüm'e mahkum edildik ya da çürük raporlarıyla yetinmemiz istendi" dedi.
"Şimdi kadın retçilerden güç alarak ilerliyoruz. Bu ödülle Hrant'a da söz vermiş oluyoruz. Borcumuz borç Hrant..."
Tarhan vicdani reddini 2001'de açıklayarak askere gitmeyeceğini belirtti. Yargılandı, davayı AİHM'ye taşıdı ve Türkiye mahkum oldu.
Vicdani ret, dini, ahlaki ya da politik gerekçelere dayalı olarak "zorunlu askerlik hizmeti"ni reddetme durumu. Kişi alternatif sivil hizmeti de reddediyorsa, buna "total retçilik" deniyor.Türkiye Avrupa Konseyi'nin vicdani reddi tanımayan iki ülkesinden biri.
Uluslararası adalet
Garzon da konuşmasında jüri ve vakfa teşekkür etti.
"En kötü koşullarda ayrımcılığa karşı mücadele edip cesaret örneği göstererek hayatını veren kişiyi saygıyla anıyorum. Fikirlerinden dolayı insanların takip edilmesi o ülkenin temel eksikliğini gösterir. Dink hakkındaki soruşturma hepimizin utancı oldu" dedi.
Tüm dünyada ve tarih boyunca cezasızlığın yaygın olduğunu vurgulayan Garzon bir "uluslararası adalet" çağrısı yaptı. "Az değiliz bunu başarabiliriz" diye ekledi.
Garzon, önce Arjantin ve Şili'deki cunta dönemlerinin sorumluları hakkında soruşturma yürütmüş, son olarak da kendi ülkesi İspanya'da Franco diktatörlüğünü soruşturma konusu etti. Halen Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde görev yapıyor.
Bu yılki ödül jürisinde Adalet Ağaoğlu, Judith Butler, Hasan Cemal, Daniel Cohn-Bendit, Rakel Dink, Alper Görmüş, Amira Hass, Irene Khan ve Boris Navasartian bulunuyordu.
Ödül ayrımcılıktan, ırkçılıktan, şiddetten arınmış, daha özgür ve adil bir dünya için çalışan, bu idealler uğruna bireysel risk alan, ezber bozan, barışın dilini kullanan, bunları yaparken, insanlara mücadeleye devam etme yolunda ilham ve umut veren iki kişiye veriliyor.
Adına kurulan vakıf tarafından oluşturulan ve Dink'in doğumgününe denk gelen ödülü geçen yıl ilk kez İsrailli gazeteci Amira Hass ile Türkiyeli gazeteci Alper Görmüş aldı.
Dink, 19 Ocak 2007'de gazetesi Agos'un önünde uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü. Yaşamının son yıllarında hakkında açılan davalarla milliyetçi kesimlerin hedefi haline getirilmişti. Son olarak "Türklüğe hakaret"ten mahkum edilen Dink'in ailesinin, ölümünün ardından başvurdukları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'yi dün verdiği kararla mahkum etti.
Aile, 138 bin avroluk (yaklaşık 280 bin TL) tazminatın Hrant Dink Burs Fonu, Getronagan Lisesi ve Gedikpaşa Protestan Kilisesi'ne bağışlanacağını açıkladı. Cinayetle ilgili davalarsa sürüyor.