Rock on Rock programından Cemil Topuzlu Bad Habit’ten Hal Marabel ile bir telefon röportajı yaptı.
Dinlemek için:
İndirmek için: mp3, 14 Mb.
Merhaba Hal, ben 94.9 Açık Radyo’da yayınlanan Rock on Rock programından Cemil Topuzlu. Öncelikle boş zamanının bir bölümünü ayırıp senin ve Bad Habit hakkındaki soruları cevaplandırdığın için çok teşekkür ederim.
Rock on Rock – İlk olarak ne zaman müzikle tanıştın? Herhangi bir okulda müzik eğitimin var mı?
Hal Marabel – En başta yerel bir müzik okuluna devam ettim fakat orada fazla bir şey öğrenmedim ve dinlediğim, sevdiğim şarkıların üzerine kendi kendime doğaçlama gitar çalmaya başladım.
R – Evet, Türkiye’de de müzisyenlerin çoğu eğitimlerine okulda başladıktan sonra çaldıkları müzik aletlerinde doğaçlama yaparak ustalaşıyorlar.
H – Evet, çünkü önce temelleri öğrenmek çok önemli.
R – O zamanlar dinlediğin müzik türü neydi? İlk eline aldığın müzik aleti hangisiydi? Bu soruyu sormamın nedeni hem gitar, hem de klavyeyi çok iyi çalman.
H – Tabii ki elime ilk aldığım alet gitardı. İlk gitarımı altı yaşımdayken aldım. Çocukların rahat çalabileceği mini gitarlardandı. Klavyeye olan ilgim ise 1980’lerin başında Melodik Rock dinlemeye başladığımda arttı ve çok çalışarak klavye çalmayı öğrendim.
R – Çocukluğunda ve gençliğinde dinlediğin müzik türleri neydi?
H – İlk olarak ailemin etkisiyle klasik müzik dinlemeye başladım. O dönemde blues ve folk müziği de dinlediğim müzik türleri arasındaydı. Daha sonra AC/DC, Slade gibi daha sert rock müziğine yöneldim.
R- Bad Habit’den söz etmek gerekirse, 1987’de CBS’den Young and Innocent’i ve 1989’da Virgin Records’dan After Hours’ı çıkardınız. Kariyerinizin daha ilk döneminde bu kadar büyük plak şirketleri ile çalışma fırsatına nasıl eriştiniz?
H – Bu büyük plak şirketleriyle çalışmamız hem şans, hem de bağlantılarımız sayesinde oldu. Çünkü en başta elimizde sadece bir albüm demosu ve video kaydı vardı. Video prodüksiyonunu gerçekleştiren şahısların CBS ile bağlantıları sayesinde ilk albümümüz CBS’den çıktı.
R - After Hours albümü 1980’lerde bir Avrupalı grup tarafından yayınlanmış en iyi American Oriented Rock (AOR) örneklerinden biri olarak kabul edilmekte. Albüm bu kadar başarılı olmasına rağmen Virgin Records grupla olan kontratını iptal etti. Virgin’in bu kararı hakkındaki düşünceniz nedir?
H – Evet, o dönemde Virgin ile olan kontratımızın iptal edilmesi gerçekten kötü oldu. Bu aşamadaki en büyük problem plak şirketinin müzikal açıdan hangi yöne gideceğini henüz belirleyememiş olmasıydı. Bu dönemde Hard Rock dışında Speed ve Trash gibi daha sert müzik türleri de ağırlıklarını hissettirmeye başlamışlardı. Bence Bad Habit’i grup olarak nasıl pazarlayabileceklerini bir türlü belirleyemediler ve güvenin kaybolduğu bu ortamda bizimle ilişkilerini kesmeyi tercih ettiler.
R – Sırada çetrefilli bir soru var. Eğer Virgin ilişkisini kesmeyip sizinle çalışmaya devam etseydi Bad Habit kariyerinde daha ne kadar yükselme potansiyeline sahipti? O dönemde kariyeriniz ile ilgili kafanızdaki plan ne idi?
H – Bad Habit için gerçekten çok ilginç bir dönemdi. Elimizde bir çok yeni beste vardı ve yeni albüm için tam gaz çalışmaktaydık ama zannedersem herhangi bir albüm çıkarmamamız yararımıza oldu. Çünkü Seattle ve Grunge’ın ağırlığı her geçen gün daha çok hissediliyordu ve kafamız ne tür müzik yapmamız gerektiği konusunda gittikçe daha çok karışmaya başlamıştı. Sonuçta yeni albüm hazırlıkları demo safhasında kaldı. Açıkçası o yıllarda yeni bir albüm çıkarmadığımız için mutluyum.
R –Daha sonra altı yıllık bir sessizlik dönemi var. O sıralarda hangi işle meşgul oldunuz? Müzisyenlik dışında başka bir mesleğiniz var mı?
H – Aslında grupta herkesin müzisyenlik dışında başarılı bir meslek hayatı var. Ama ben 1992 ve 1994 yılları arasında İsveçli rock grubu Bai Bang’da çaldım ve Avrupada turneye çıktım.
R – 1995 yılında daha önceki albümlerinize kıyasla çok daha sert kabul edilebilecek Revolution’ı yayınladınız. Müzik tarzında neden bu tür bir değişikliğe gitme ihtiyacı duydunuz? Gruba yeni katılan gitarist Sven’in bu değişimde etkisi oldu mu?
H – Tarzımızdaki değişikliği ben Sven’in gruba girişinden çok o aralar içimizden gelen ve yapmak istediğimiz müziğe bağlıyorum. Grupta artık iki gitaristin bulunması bize daha dinamik müzik tarzı icra etme şansı veriyordu. Ayrıca, Sven’in daha hızlı solo çalma kaabiliyeti bizi daha sert şarkılar bestelemeye yöneltti. Kısacası tarzımızdaki değişiklik o dönemde grupta olan değişikliklerin doğal sonucuydu.
R – 1990’li yılların sonlarında ben CD alışverişilerimi daha çok internet üzerinden yapıyordum. Almanyadaki AOR Haven şirketi de en çok alışveriş yaptığım internet sitelerinden biriydi. Şirketin bana yolladığı aylık mecmulardan yeni gruplar hakkında bilgi edinme şansım oluyordu. Bu mecmuaların birinde sizin 1998’de çıkardığınız Adult Orientation albümünün kapağını gayet iyi hatırlıyorum. Kariyerinizi gözönüne aldığınızda Adult Orientation albümünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu soruyu sormamın ana nedeni Adult Orientation’ın grubun bu güne kadar çıkadığı en yumuşak albüm olması.
H – Adult Orientation Bad Habit’in kariyerinde önemli dönüm noktalarından birini teşkil ediyor. Bu albümü çıkarmadan önce önemli bir karar vermemiz gerekiyordu. Ya daha sert müziğe yönelecektik, ya da melodik köklerimize dönüş yapacaktık. Ayrıca, bu albümden önce grup elemanlarının hepsi uzun saçını kestirdi. Kısacası bir çok açıdan bu albüm bizim için bir dönüm noktası oldu.
R – Ve sonra yedi yıllık bir suskunluk dönemi daha geldi fakat siz boş durmadınız ve Dennis ile birlikte Arena Sweden projesine imza attınız. Müzikal tarz açısından Bad Habit ile kıyaslandığında bu proje oldukça yumuşak kaçıyor. Bu projeden kısaca söz edebilir misiniz?
H – Bad Habit ile müzik yaparken aklımda hep Melodik Pop Rock vardı ve Arena Sweden benim bu müzik tarzını icra etmem için araç oldu. Dans ritmleri ile pop müzik yapmak o dönemde değişik birşeyler yaratmak adına bana çok iyi geldi.
R – Arena Sweden projesinden sonra Bad Habitle 2005’de harika bir albüm olan Hear-say’i ve 2009’da pozitif enerji saçan Above and Beyond’u çıkardınız. Bu albümleri öncekiler ile karşılaştırdığımda AOR’ın daha sert tarafına bir kayış hissediyorum. Müzikal açıdan bu değişikliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
H – Ben Bad Habit ile müzik yaparken iki ayrı yaklaşım kullanmayı tercih ediyorum. İlki Hear-say albümünde örneği görülebileceği gibi müziği tamamen gitar rifleri üzerine yazmak. Diğeri ise Above and Beyond’da olduğu gibi besteleri klavyede olşturduğum armonik yapı üzerine oturtmak. Her iki albüm de o sıralarda içinde bulunduğum ruh halinin ürünleri olarak bestelenip kaydedildi.
R – Aslında bir sonraki sorunun cevabını aldım sayılır. Daha sonra bu yıl piyasaya çıkan Atmosphere’i yayınladınız. Bu albümde solistiniz Bax gerçekten formunun zirvesinde gözüküyor ve her şarkıda bir birinden güzel choruslar var. Kulağa bu kadar hoş gelen melodik choruslar yazmanızın sırrı nedir?
H – Öncelikle iltifatın için çok teşekkür ederim. Bazı insanlar çok hızlı şarkı bestelerler. Bense besteleme işini zamana yayarım. Bir şarkı üzerinde biraz çalıştıktan sonra köşeye bırakır ve olgunlaşmasını beklerim. Üst üste iki ya da üç şarkıyla da uğraştığım zamanlar da olur. Chorus konusuna gelince, genelde önce müziği yazıp sonra chorusun doğal olarak ortaya çıkmasını beklemeyi tercih ederim. Çünkü müzikle uğraşırken chorus bir anda ortaya çıkar ve kendini hissettirir.
R – Evet müzik yazmak gerçekten çok karışık bir süreç. Mesela Paul Mc Cartney, meşhur şarkısı Yesterday’i rüyasında gördükten sonra oturup bestelemiş. Bu sende de oluyor mu? Ya da gitar veya klavyede emprovizasyon mu yapıyorsun?
H – Bana da beste ya da chorus ile ilgili bir fikir gündüzleri işimi yaptığım bir zamanda ya da hiç beklemediğim bir anda gelebiliyor. Tabii ki bir iş toplantısı ya da olmadık bir yerde bu fikirleri kaydetmek imkânsız oluyor. Ben de eve döndüğümde onları hatırlayıp kağıda dökmeye çalışıyorum.
R – Son zamanlarda programımızda bir çok İsveçli AOR ve Melodik Rock grubunun şarkılarını çalıyoruz. İsveç’in Abba, Roxette, Europe gibi bir çok ünlü gruplar çıkardığını biliyorum da son dönemde neredeyse her hafta çok sıkı yeni bir İsveçli Melodik Rock grubu çıkıyor. Bu grupların albümlerinin kayıtları ve prodüksiyonları da en üst kalitede. Bu gelişmenin nedenleri sizce nedir?
H – Bence kayıtların bu kadar iyi olmasının ana nedeni, miksajdan önce her enstrümanın soundu üzerinde çok zaman harcanıyor olması. Bazı grupların soundunun kötü olmasının başlıca nedeni zaman açısından soundlarına yeterince eğilmemeleri ve miksaja çok çabuk geçmeleri.. Ayrıca Melodik Rock prodüksiyon açısından en zahmetli müzik türlerinden biri. Çünkü, bu müzik türünde ritm gitar bölümü tamamen distorsiyonlu gitar soundu üzerine oturmakta. Ayrıca, klavye partisyonları ve bir çok arka vokal kayıtları var. Bazen miksajda acele etmeyip davul ve basın üzerine ritm gitarı ekledikten sonra beklemek ve şarkının soundundan emin olmak gerekiyor. Bu gerçekten zahmetli bir işlem.
R - Kesinlikle öyle. Atmosphere’in yanında Above and Beyond albümünüzdeki sounda da bayıldım. Gerçekten çok iyi iş çıkarmışsınız. Peki sound açısından Bad Habit’in bundan sonraki yönü hakkında bilgi verebilir misiniz?
H – Şu ara Bad Habit’in yeni albümünün yanında Arena Sweden projesi üzerinde de yoğunlaşmayı planlıyorum. Bad Habit için Atmosphere albümündekine benzer bir sound ve prodüksiyon düşünüyorum.
R - 2009’da Firefestte Heat, FM ve Crown of Thornsla beraber sahne aldınız. Herhangi bir tur planınız var mı?
H – Grupta her elemanın müzisyenlik dışında bir mesleği olması nedeniyle uzun soluklu bir tura çıkmamız imkânsız. Ayrıca, hepimizin aileleri var onlardan uzun süre ayrı kalmak hepimizi fazlasıyla zorlar. Haftasonları komşu ülkeler ya da Kıta Avrupası’nda günlük konserler hepimiz için en uygun olanı.
R – Son olarak Türkiye’deki rock dinleyicilerine ve fanlarınıza bir mesajınız var mı?
H – Öncelikle albümümüzü alan herkese çok teşekkürler. Almamış olanlar da umarım programınızda şarkılarımızı dinleyerek bizi beğenirler.
R – Bize ayırdığınız zaman için tekrar çok teşekkürler ve kariyerinizde başarılar.