Merhaba Sevgili Açık Radyo Çalışanları
Açık Radyo olarak yapmış olduğu duyarlı programları için önce hepinize teşekkür ediyorum, bizleri kamuoyunda yapılan saçma sapan magazin haberleri ile dolu duyarsız dinleyiciler ile adeta dalga geçen programları dinlemeye mahkûm etmediğiniz için bütün ekibinize de ayrıca teşekkür ederim.
Sabah saat 08:00'de Ömer Madra ve Can Tonbil'in birlikte yapmış olduğunuz sabah haber programını işe giderken aracımda her daim büyük bir beğeni ile dinliyorum. Can beyden önce de bu görevi Mahir bey yürütüyordu, Mahir bey zamanında hiçbir sıkıntı söz konusu değildi.
Can beye bir iki uyarı yapmak için adeta kendimi sorumlu hissediyorum, Can'ın konuşma tarzında bir dinleyici için son derece rahatsız edici bir şekli var, kurduğu cümlelerdeki cümle düşüklükleri, konuşma sırasına "ııııııı" "mmmm" gibi inleme şeklinde elde olmayan sesler, cümle geçişlerinde duraklamalar programı dinleyen kişiyi son derece yoruyor, kısaca konuşması bir radyocuya yakışır seviyede değil, kendisinin yapmış olduğu yorumlarından hiçbir şikayetim yok, ancak Can da diksiyon ve hitabet eksikliği olduğu da bir gerçek, Can'ı dinlerken adeta yoruluyorum ,eminin başka dinleyicileri de de Can'ı dinlerken yoruluyordur, Can kardeşimizin konuşma eğitimi alması şart, bir radyocunun konuşması böyle olmamalı, bu Can için önemli bir eksiklik, ama halledilmeyecek bir problem olduğunu da düşünmüyorum, Can beyi dinlerken işin lezzeti keyfi kaçıyor, hatta bazen tahammül edemeyip radyoyu kapattığım dahi oluyor, lütfen bunu bir dinleyicinin olumlu eleştirisi olarak kabul edin, Can beyin de bu eksikliğini kabul edip konuya sıcak bakacağına ve bu problemi de en kısa süre içinde halledeceğine inanıyorum.
Ömer beyin hitap tarzı, kelimeleri tek tek anlaşılır şekilde kullanması, insana keyif veriyor, Can beyin ses tonundan genç bir arkadaşımızın olduğunu düşünüyorum, Ömer beyden ders alması gerektiğini düşünerek en kısa sürede bu eksikliğin giderilmesini diliyorum.
Saygılarımla
Bağımlı dinleyicilerinizden
Toros Hakgör
Toros Bey merhabalar, Yararlı ve yapıcı eleştiri mektubunuza cevap vermekte hayli geciktiğim(iz) için bağışlayın lûtfen. Eleştirilerin bizim için her zaman büyük önem taşıdığını eminim biliyorsunuzdur. Bunun için size teşekkür borçluyuz. Aşağıda, genç program ortağım Can Tonbil'in sizin mektubunuz üzerine yazdığı içgörüsel ("entrospektif") yazıyı bulacaksınız. Benim, onun sözlerine fazla birşey eklememe herhalde gerek yok; umarım bu cevabı yeterli bulursunuz... Sadece ek olarak, Açık Kitap adlı ansiklopedik yayınımızda (Açık Radyo kitapları: III, 2009) programcı dostlarımızdan Mustafa Arslantunalı'nın kaleme aldığı "Es" maddesini alıntılayıp ekte (attachment olarak) size gönderiyorum: Mektubunuzdan gayet iyi anlıyoruz zaten: siz de anlıyor ve anlayışla karşılıyorsunuz ki, bizim yapmaya çalıştığımız programcılık işi zorlu bir uğraş gerektiriyor. Bu madde de işte tam böyle bir içbakış açısıyla, bu zorlukları okuyucuyla paylaşmak üzere yazılmış. Bu vesileyle tekrar teşekkür eder, sevgi ve saygılarımızı sunarız. Ömer Madra Açık Gazete programı yapımcılarından
* * *
Ben Can Tonbil. Açık Gazete'den. Öncelikle eleştirileriniz için teşekkür ederim. Bahsetmiş olduğunuz eksiklerimin dinleyicilerimiz tarafından da fark ediliyor oluşu, inanın ki benim için bir motivasyon niteliğinde oldu.
Yaklaşık 1.5 yıldır Açık Gazete ekibindeyim. İşe önce mutfakta -yani arka planda- başladım ve Mahir Ilgaz'ın beklediğimden erken bir süre içerisinde Açık Radyo'dan ayrılmasıyla, kendimi bir anda ön planda buldum. Futboldan pek anlamam ama ısınmadan bir anda kendini sahada bulan futbolcular ile aynı kaderi paylaştığımı düşünüyorum. O yüzden hem toyluk, hem de üzerimden zamanla atmaya başladığım bir şaşkınlık var. İnanın, ilk canlı yayın performansımı dinleseydiniz Açık Radyo'nun frekansını bile unutabilirdiniz.
Şaka bir yana, rahatsız edici olarak bahsettiğiniz özelliklerimin -ne mutlu ki- ben de farkındayım. Ama kendimce "gerekçe" olarak gösterdiğim bazı nedenlerim var. İzin verirseniz bunları sizinle de paylaşayım:
Sizin de tahmin edeceğiniz üzere, Açık Gazete sanırım Açık Radyo'nun en ciddi programlarından biri, belki de en ciddisi. Bu ciddilikten ötürü yanlış bir cümle kurma ya da emin olmadığım demeçlerde bulunma gibi bir lüksünü kendimde görmemekteyim. Bu sebeple de, konuşma sırasında "ııııı, mmmm" gibi düşünme aralığı kazandığım alanlar bir anda ister istemez ortaya çıkmakta.
Hızlı konuşma durumu ise tamamen yapısal bir durum. Hem benim, hem de Açık Gazete'nin yapısı ile alakalı bir durumdan bahsetmekteyim. Artık talihsizlik mi desem, yoksa rastlantı mı, bilemiyorum ama, hem Karadenizli, hem de ikizler burcu biri olarak dünyaya gelişime bağlıyorum bu durumu. Yani hem genetik olarak, hem de yıldız takvimimden ötürü "hızlı konuşmaya" mahkum edilmiş biriyim.
Açık Gazete ile alakalı yapısal durum da şu, Mahir Ilgaz'dan programı devraldığımdan bu yana o kadar fazla gelişme oldu ki, alışma süremde bana vaadedilen 'dünya gündemi yaz aylarında sakin olur, sen de programa ısınacak zaman bulursun' vaadi bir türlü gerçekleşmedi. Bu konunun detaylarını Ömer Madra'nın Temmuz Ayı içinde yayınlanan "En" adlı yazısında bulabilirsiniz. Bu gündem yoğunluğu halen devam etmekte. Aktarmamız gereken bu kadar çok haber varken, bir çoğuna özetlerde bile değinemiyor oluşumuza inan ki oldukça üzülüyorum. Belki de bu sebeple, zaten hızlı konuşan bünyeme, başka bir hızlı konuşma nedeni geliyor ve bir anda cümleler havada uçuşmaya başlıyor.
Peki çözüm yok mu?
Elbette var. İlk olarak sanırım bu olağanüstü "ciddilik" kısmından sıyrılmam gerektiğine inanmaktayım. Bunun için çaba sarf ettiğimin ve etrafımdaki insanların da bu değişimi fark ettiğini bilmenizi isterim. İkizler burcu ve Karadenizlilik gibi konular için yapabileceğim bir şey yok, ama kimi zaman kaotik bir hal alan gündem yoğunluğu içerisinde yolumu bulmam için çaba sarf ettiğimi bilmenizi isterim. Umalım ki, bu yaşadığımız kaotik günlerde gevşemeler görülür de, ben de gönül rahatlığınca 'bazı haberleri atlıyoruz' üzüntüsüne kapılmadan aheste aheste Açık Gazeteyi hazırlarım.
Mailiniz sonunda belirttiğiniz üzere, Ömer Madra'dan sadece program içerisinde değil, program dışında ve çalışma hayatı içerisinde öğrenebileceğim her şeyi öğrenmeye çalışıyorum. Ama sizin bu nazik uyarınızdan sonra diksiyon meselesini ön plana çıkaracağım.
Tekrardan, eleştirileriniz için teşekkür ederim. Sizin gibi "bağımlı" bir dinleyicimizin bu nazik uyarısını dikkate alacağımdan emin olabilirsiniz.
Saygılar M.Can Tonbil