Gülşah

Dinleyicilerimizden
-
Aa
+
a
a
a

Merhabalar,

Ben İzmir Türkiye'de "laik Müslüman" bir Türk ailede doğdum, büyüdüm. Üniversiteyi Ankara'da okudum. Şu an İstanbul'da yaşıyorum. Anadilim Türkçe. Fakat kendimi Müslüman olarak tanımlamıyorum. Türküm ama Müslüman değilim, solcu da değilim, milliyetçi de, Kürt zaten değilim, futbolla da ilgilenmiyorum. Peki ben kim için varım? Bu gruplardan birine ait olmadan bir "Türk" olarak yaşamak ne demek? Ben azınlık mıyım? Bu gruplardan hiçbirine ait değilsem aslında hepsi için bir düşman mıyım? Yok edilmem mi gerekiyor? Hergün bu gruplardan biri ya da birkaçı tarafından tacize uğramak mı benim kaderim? Benim varlığım onlar için bir tehdit mi? Neden sadece yaşayamıyorum?

Dün iş çıkışı metrobüste eve giderken, üzerlerinde Fenerbahçe formaları olan ergen ya da genç yetişkin kadın ve erkeklerden oluşan 15-20 kişilik bir grup, saldırır, baskın yaparcasına metrobüse bindi. Grup, kalabalığın şaşkın bakışları altında avazı çıktığı kadar bağırarak "tezahürat" etmeye, zıplamaya ve adını bilmediğim bir aletle borozanınkine benzer sesler çıkartmaya başladı. Kalabalık, küçücük ve kapalı bir ortamda korkunç bir gürültü çıkartıyorlardı. Bir süre şoför dahil hiçkimse hiçbirşey demedi. Bir iki saniyelik boşluktan yararlanarak grubu kibarca uyardım. Kapalı bir yerde olduklarını ve çok gürültü olduğunu söyledim. Tınmayıp devam ettiler. Bir kez daha söylediğimde ise tehditkar bir şekilde rahatsız oluyorsam inmemi söylediler. Sonra da Galatasaray aleyhine tezahürata başladılar. Doğru ya rahatsız olduysam Galatasaraylı olmam gerekiyordu. Bu sırada karşımda oturan ve olayın başından beri sırıtmakta olan bir kadının gruptan birini tebrik ettiğini ve el sıkıştıklarını gördüm. Sonra da yaptıklarının yanlış olduğunu ama kendisinin rahatsız olmadığını, hoşuna gittiğini söyledi. Biriyle konuşma ihtiyacı duyup eşimi aradım. Gürültüden güçlükle duyabiliyorduk birbirimizi. Yanımdaki arkadaşımın söyledğine göre grup benim polisle konuştuğumu sanmış ve o andan sonra daha net ve yüksek sesle tehditlere ve küfürlere başladılar. Aralarında üzerime atlamaya teşebbüs edenler oldu. Can güvenliğimiz olmadığına karar verip metrobüsten indik.

Dün akşamdan beri şöyle bir his içindeyim: arkadaşımla birlikte kadınlı erkekli 15 kişinin tecavüzüne uğradık ve en az 50 kişi de buna tanıklık etti. Aslında hislerimi kelimlerle anlatmam da çok zor. Sadece yazasım geldi sabahları dinlediğim insanlara, anlaşılmak ümidiyle...

Sevgiler,

Gülşah

Merhaba Sayın Gülşah Hanım, Mektubunuzu ilgi ve, ne yalan söylemeli, biraz da dehşetle okuduk. Deneyiminizi ve duygularınızla düşüncelerinizi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. Anlattıklarınız, bir süreden beri zihnimizde dolaşan "anomie" kavramını yeniden ve güçlü bir şekilde aklımıza getirdi. Bilebildiğimiz kadarıyla, sosyolog Durkheim'ın geliştirdiği bir kavram bu: Wikipedia'da mealen şöyle anlatılıyor: Bireylerin, içinde yer aldığı topluluklarla aralarındaki toplumsal bağların çöküşünü betimleyen bir kavram. Patolojik bir durum. Sonuçta toplumsal kimlik parçalanmasına ve kendini otomatik olarak denetleyen değerlerin reddedilmesine yol açıyor, toplum dokusunun çözülüp dağılması sürecinde rol oynuyor. Toplumsal etik eksikliği, normların yokluğu, bireysel ortam ve şartlarla daha genel sosyal örf ve adet arasında uyumsuzluk vb... (Bkz.: http://en.wikipedia.org/wiki/Anomie) Bu kavramın ele alındığı ünlü kitabın adının "İntihar" olması da ayrıca ilginç bir ayrıntı tabii.) Neyse, ukalalık taslamayı bu noktada bir kenara bırakıp derdimi söyleyeyim: Eğer sizce bir sakıncası yoksa, gayet iyi bir dille ustaca ve net olarak ortaya koyduğunuz bu durumu içeren mektubunuzu, isminizi de anarak gelecek hafta başlarında Açık Gazete programında dinleyicilerimizle paylaşmak isteriz. ("Hislerimi kelimelerle anlatmam zor" diyerek kendinize epey haksızlık etmişsiniz.)

Ayrıca, aynı şekilde mektubunuzu Açık Radyo web sitesinin dinleyici mektupları bölümüne de koymak isteriz, izniniz olursa isminizi de anarak. Böylesi "kriz" durumlarının önünü almakta bir katkımız olacaksa, bunun, mümkün olduğu kadar çok bilgi/duygu paylaşımı gerçekleştirmekten geçtiğini düşünenlerden biriyim de o yüzden yazdım bu talebi. Gerçekten geçmiş olsun. Sizden haber bekliyoruz. Sevgiler, selamlar, saygılar Ömer Madra