M. K.

Dinleyicilerimizden
-
Aa
+
a
a
a

Çoğunlukla ve takip ettiğim sabah 8'den itibaren başlayan programınızı artık takip etmeyeceğim ve hiçbir tanıdığıma da tavsiye etmeyeceğim. Başka konularda dakikalarca Ömer Bey ve Avi Bey "geyik" yaparken, bu sabah sevgili Atatürkümüz için 2 dakikalık saygı duruşunu bile çok görmüş, bunun yerine reklamlara, Avi beyin sesinden istatistiklere, abuk subuk gevezeliklere yer vermiş olduğunuzu hayretle ve üzülerek şahit oldum. Radyomdan 94.9 frekansını artık sildim. Bundan sonra size katkıda da bulunmayacağım. Yuh size. M. K.

Sayın M.K.,

10.11.10 tarihli mesajınız için teşekkür ederiz.  Mesajda o tarihteki yayınımız hakkında söyledikleriniz, maalesef, önemli yanlış ve eksiklerle malûl. İzninizle, onları şöyle düzeltelim: Atatürk'ün 72. ölüm yıldönümü ile ilgili olarak gerek Saatli Maarif Takvimi'nde ve gerekse Türkiye'de yayımlanan birçok gazetede o gün neler yazıldığını özetledikten sonra saat 09:05'te aşağıda transkripsiyonunu bulacağınız ses kaydını yayınladık:   

“Muhterem Amerikalılar,

Türk milletiyle Amerika milletleri ve karşılıklı olduğuna emin bulunduğum muhabbet ve samimiyetin tabii menşei hakkında birkaç söz söylemek isterim.

Türk milleti tab’en demokrattır. Eğer bu hakikat şimdiye kadar medeni beşeriyet tarafından tamamıyla anlaşılmamış bulunuyorsa, bunun sebeplerini muhterem sefirimiz Osmanlı İmparatorluğu’nun son devirlerini işaret ederek çok güzel ifade ettiler. Diğer taraftan, Amerika Milletinin benliğini hissettiği dakikada istinad ettiği, biat ettiği demokrasidir.

Amerikalılar bu mevhibe ile mümtaz bir millet olarak beşeriyet dünyasında arz-ı mevcudiyet eyledi. Büyük bir millet birliği kurdu. İşte bu noktadandır ki Türk milleti Amerika milleti hakkında derin ve kuvvetli bir muhabbet hisseder. Ümit ederim ki bu müşahede iki millet arasındaki mevcut olan muhabbeti kökleştirecektir. Yalnız bu kadarla kalmayacaktır, belki tüm beşeriyeti birbirini sevmeye ve bu müşterek sevgiye mani olan mazi hurafelerini silmeye, dünyayı sulh ve huzur sahasına sokmaya medar olacaktır.

Muhterem Amerikalılar, Temsil etmekle mubahi olduğum Türk milletinin, Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin insani gayesi işte bundan ibarettir. Bu yüksek gayede zaten çok yükselmiş bulunan Amerika milletinin, Türk milleti ile beraber olduğundan şüphem yoktur...”

Tarihi tam bilinmeyen bu kayıt, Mustafa Kemal Atatürk'ün demokrasinin erdemlerini vurguladığı ender konuşmalarından birine aittir. Değerli programcılarımızdan birinin özel olarak bulup çıkarttığı ve bir nüshasını da radyomuz arşivine armağan ettiği bu kayıtta, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin yüksek insani amacının, "halkın doğası"nda bulunan demokrasiyi gerçekleştirmek olduğu, bunun barış ve huzura giden tek yol olduğu, altı çizilerek vurgulanmaktadır.10 Kasım'da Atatürk'ü demokrasi idealini yücelttiği bu sözleri ile birlikte anmak, bizce anlamlı idi. Sizin bunu atlamış olduğunuz, işin kötüsü, atlamakla da kalmayıp "reklamlar, 'geyik'ler, istatistikler ve gevezelikler"le karıştırmış olduğunuz apaçık ortada. Bu, gene de anlaşılabilir bir durum sayılabilir. (Ne de olsa, sanatçı Muntadas'ın geçenlerde dikkatimizi çektiği gibi: "Algı, katılım gerektirir" çünkü.) Ne ki, anlaşılır olmayan bir durum da var ortada; o da şu:Sayın M.K., bugüne kadar radyomuzu desteklemiş olan 6 bini aşkın sayıda insan arasında yayınlarımızda kullandığımız söz ve yorumlar dolayısıyla (veya bunların eksikliğinden dolayı) desteğini çektiğini söyleyen ilk kişi siz oldunuz. Bu istisnailik, sizin için övünç verici birşey midir, bilemeyiz. Ama bizim bildiğimiz kadarıyla, radyomuza destek veren kişiler, o radyoda sadece duymak istedikleri sözler söylensin, duymak istemedikleri de söylenmesin diye yapmıyorlar bu desteklerini. Öyle olsaydı, bunun adına destek ya da katkı denmez, başka bir şey denirdi ve bu sıfat da eminiz, başta siz, hiçbirimizin pek hoşuna gitmezdi. Tabii, dinleyici desteğine dayanan bağımsız ve özgür yayıncılık fikrini dinleyicimize yeterince iletememiş olmak --bu yanlış ileti bir tek sizinle kısıtlı kalmış olsa dahi-- gene de bizim hatamızdır; bunun için size bir özür borcumuz var galiba.

Sayın M. K.,

İşin "mazruf"u, yani içeriği açısından durum böyle. "Zarf"a gelecek olursak; onunla ilgili olarak iki - üç kelime söyleyelim isterseniz ve bu cevabı bitirelim: Bakın, yüzlerce programcısı, onlarca profesyonel çalışanı olan bir radyoyuz. Bu insanlara galiz kelimelerle hitap etme ve topuna birden yuh çekme cür'etini nereden buluyorsunuz? Acaba bu cesareti radyoya katkıda bulunmuş olmaktan mı alıyorsunuz? Bunu bilemiyoruz ama mesajınızda kullanmış olduğunuz çirkin üslup, bir Açık Radyo dinleyicisi olarak size hiç yakışmıyor ve Kont de Buffon'un ünlü sözünü hatırlatıyor bize: "Üslubu beyan, ayniyle insan."

Saygılarla,Ömer Madra