Açık Beyin programına
"Bir kaç aydır, mp3'üm sayesinde, otobüste, ev işi yaparken ve eşzamanlı sizi dinleyebildiğim her durumda kulağım sizde.Şu anda da, 18 Ocak programını dinlemekteyim bir yandan, mest durumdayım.
Ben oyuncuyum. Çocuk tiyatrosu yapıyorum. Herşeyi merak ederim. Durmadan denerim.Bir olasılık, bir psikiyatristin söylediğine göre, hiperaktifim. Herşeyi merak ederim. Bilim Tekniği ders çalışır gibi okurum, coğrafya, tarih, yemek... Herşeyle ilgilenmeye özenirim.Sizi dinlerken, bazı şeyleri kalbimle bedenimle bildiğimi hissediyorum ya da "evet bunu düşünmüş olmalıyım" diyorum.
Dil ve müzik arasındaki ilişki diyorsunuz, müthiş gidiyor. Tüm arkadaşlarıma öneriyorum."Yeni entellektüelleri" tanımlayışınız benim tüm çocuksu diye tanımlayabileceğim merak duyguma denk geliyor.Bizim alanımız için de oyunculuk ve çocuk tiyatrosu için de muazzam bilgiler paylaşıyorsunuz.Bizim memlekette çocuk tiyatrosu gariban, tuhaf bir şey, anlamsız dersler veriyor.Biz öyle yapmıyoruz. 2 senedir ise grafikler, duygusal grafikler yapıyorum, "hangi ses, duruş ne ifade eder? Bedenlerinin farklı yerlerine ne çarpar? düşünüyorum. Yapamadım oyunu henüz bir dinlenmesi durulması gerek sanırım. Tüm teorize edişlerden azade...
"Empati" diyorsunuz... Bizim sanatın tanrısı empati ve bizim memleketin çocuk tiyatrosu, çocuklarla empati kurmadıkları için tiyatro falan sayılmaz, bir metazori.Şimdi onun üzerine bir çalışmam da var. Herkesten, doğal olarak bir zamanlar çocuk olan ve şimdi çocuk olanlardan, bir takım sorular aracılığıyla öykülerini isteyeceğiz ve onlardan ilhamla öyküler yaratacağız. Çünkü öyküleyerek tanımlıyoruz değil mi hayatı?Metaforlarla algılıyormuşuz doğru mu?
İsveçli iki usta çocuk tiyatrosu yapımcısıyla yaptığımız bir çalışma da belli çocuk fotoğrafları dağıtmıştı ve benim ki 9 yaşında olduğunu tahmin ettiğim bir kız çocuğuydu.Evet yetişkin oynuyoruz ve o da başlıbaşına nörolojik bir olgudur yüzde yüz, tanımlayamasam da, ama sanırım ayrıntıları üzerine bölük pörçük çok zamandır düşünmektedeydim.Ama çocuk oynanabileceğini hiç düşünmemiştim.Umuyorum bu konularla ilgilenen bir oyuncu davet eder ve üzerine konuşursunuz. Büyüleyici bağlantılar var bizim işle... Ayna nöronlar ve empati üzerine özellikle..
Şu an beyindeki etkilenmelerin gösterilmesi üzerine bir kadına yapılan deneyi anlatıyorsunuz ve bizim meslek bunu yapar, böylece iyileştirir kendini ve izleyici katılımcıyı. Rol kesmeyen ve samimi oynayan oyuncu ile bu mümkün oluyor. Oynamayı mümkün kılan öğelerin en önemlisi de bu sanırım,empati..
Uzun yazıyorum ancak, oğlum da piyano çalışıyor.11,5 yaşında.-Nefis, nefis gidiyor program- Çok şey öğreniyorum. Toprağıma, kendime, oğluma, değerlerime sahip çıkmak için enerji veriyorsunuz. Sizleri kucaklıyorum abilerim.Uzun zamandır yazacaktım. Uzun ve dağınık yazdım sanırım.İşte bir Ege türküsü de geldi. Biz de İzmir Güzelbahçedeyiz. Hem de Efem çalıyor. Şimdi bu tesadüf desinler... Sevgilerimi sunuyorum. "can senin şenlik senin sana ne mutlu efem... eyvallah, ayna nöronlarım şenlik ediyor mudur?-- Muzaffer Bbey'e de sevgi, saygı, selam..."
HicranTarla Faresi Tiyatrosuwww.tarlafaresi.com