Nurhan Keeler ve Yunus Erduran’ın hazırlayıp sunduğu "Sence Değil, Bence Değil; Araştırmaca" programının bu haftaki konusu: "Futbolda şiddet". 28 Temmuz Perşembe günü 94.9 Açık Radyo’da yayınlanan programın konuğu ise Artun Ünsal'dı.
Artun Ünsal’ın Tribün Cemaatinin Öfkesi - Ticarileşen Türkiye Futbolunda Şiddet * adlı kitabı oyunun endüstriye dönüşmesini ve bu süreçte şiddeti çok boyutlu olarak ele aldı:
Güvenlik önlemleri ve polisin tutumu,Futbol yöneticileriyle fanatik grupların “tehlikeli” ilişkileri,Siyasal etkiler,Stat mimarisi, tribün yapısı, fiziki koşullar,Yetersiz ve etkisiz hukukî yaptırımlar,Özgüvensiz hakemler,Yıldızların, “İmparator”ların, Başkan’ların asabiyeti,Sansasyon peşindeki medya. Kitabın kaynakçası çok geniş. Kitapta arşiv, gözlem, fanatik dostlarla sohbetler, hane halkı araştırmaları ve stadyum araştırmalarına yer verilmiş. Kitapta yer alan bazı araştırma sonuçları:
A&G Araştırma’nın 2002 yılında 1836 kişi ile yaptıkları araştırmada erkeklerin %45.6’sının ilk sıradaki sohbet konusu futbol.
GÜ Sosyoloji Bölümü öğretim üyeleri İpek Merçil ve Fayza Akyol’un yaptığı taraftar araştırmasına göre klüplerine gönülden bağlı ve her zaman destek olmakla birlikte rakip taraftar ile çatışmamaya özen gösterenlerin oranı %48. Belli bir takıma yakınlık duyan ancak daha çok TV’den futbol izleyenlerin oranı %8.5. Takım maçlarına sürekli giden fanatiklerin oranı %25.8. Taraftarlığı yaşam biçimine dönüştürenlerin yani ultra fanatiklerin oranı ise %17.6.
Takım tutma nedenleri sorulduğunda Trabzonspor taraftarının %62.5’u hayatının takımı olduğu için Trabzonspor’u tutuyor. Üç büyüklerin taraftarı olma nedeni ise Türkiye’nin en iyisi olmaları veya başarılı olmaları.
A&G’nin Kasım 2000’de yaptığı araştırmada günlük şiddetin futbolla ilişkisi araştırılıyor: TS taraftarlarının %42’si, FB’li traftarın %40’ı, BJK’li taraftarın %32’si ve GS taraftarının %37’si kendisini hemen her zaman gergin hissediyor.
A&G’nin 2002 yılında 1836 kişi ile yaptığı araştırmada sorulan şu soru ilginç: “Diyelim ki takımının futbolcuları iyi oynayamıyor, hakem aleyhte kararlar veriyor ve takım farklı skorla yeniliyor, ne yaparsın?” Bu soruya %34’ü “hiçbir şey”, %33 “ tribünleri terk ederim”, %26’sı “ıslık çalarım”, %19’u “küfrederim” ve %8’si “elime geçeni fırlatırım” diye cevap veriyorlar. “Küfrederim” diyenlerin %21 kadar hatırı sayılır bir kısmı ise üniversite mezunu. Yani sanıldığı gibi alt sınıf veya eğitimsizlik şiddeti açıklamaya yetmiyor.
Futboldaki şiddeti farklı boyutlarıyla ve objektif bir yaklaşımla ele alan bu kitabın dili de çok akıcı. Emek yoğun, araştırma referansları bol olan ve bir o kadar da keyifli olan bu kitabı okumanızı tavsiye ediyoruz.
* Tribün Cemaatinin Öfkesi - Ticarileşen Türkiye Futbolunda Şiddet, İletişim Yayınları, Ocak 2005