Ömer Madra: Bugün fonksiyonel bütçe rakamları meselesine değineceğiz herhalde?
Hasan Ersel: Yılın ilk 6 ayına ilişkin bilgiler yayınlandı. Ama önce fonksiyonel bütçenin neyi gösterdiğini anımsatayım. Önce bütçe içerisinde kalemler kamu faaliyet alanları itibariyle ayrılıyor. Örneğin Genel Kamu Hizmetleri, Savunma Hizmetleri, Çevre Koruma, vs. Bir de hangi tür harcamalar yapıldığı biçiminde bir ayrım yapılıyor. Personel harcaması, mal ve hizmet alımı, faiz, vs. gibi. Dolayısıyla harcamaların mal ve hizmet alımına mı, personel ödemelerine mi yoksa faize mi gittiği görülebiliyor. Bu da kamu kesiminin verdiği hizmetlerin türü hakkında bir fikir veriyor. Bir de kamu harcamalarında oynama olanağı var mı, mesela “kamu harcamalarını kısın” dediğiniz zaman ne yapılabilir, ne yapılamaz, onu görmeye yardım ediyor.
ÖM: Bir çeşit röntgen.
HE: Bu tür bir bilginin kamuoyuna verilmesi çok önemliydi. Bunun çok önemli olduğunu İsmail Türk hocamız 1964 yılında derste söylemişti; “inşallah olacak” demişti ve 40 yıl sonra oldu. Bir iyi haber vermiş olayım bari.
ÖM: Yaşadık ve gördük hiç olmazsa.
HE: Yılın ilk 6 ayında bütçeye konan ödeneklerin %43’ü harcanmış. Yani diyebiliriz ki yılın yarısında %50’sinin harcanması beklenebilirdi, ama % 43’ü harcanmış. Bu o kadar doğru değil; çünkü bazı harcamalar mevsimliktir, kışlık bir şey alıyorsanız bunu Mayıs ayında almazsınız. Fakat yılın ilk 6 ayında %70 harcansaydı, “vaziyet vahim, bütçe ödeneklere sığmayacak” denebilirdi, öyle değil.
Şimdi bütçenin bileşimine geçelim. Bu sınıflamada 11 ana hizmet dalı var: Kamu Hizmetleri, Savunma Hizmetleri, Kamu Düzen, Güvenlik Hizmetleri gibi... Harcamaların %51’i Genel Kamu Hizmetlerinden yapılmış. Bunun içinde yasama, yürüme organları, finansal ve mali işler, dış işleri hizmetleri var, dış ekonomik yardım hizmetleri var, genel hizmetler, temel araştırma hizmetleri, borç yönetimi hizmetleri, genel nitelikli transferler, genel kamu hizmetlerine ilişkin araştırma, geliştirme işlemleri ve sınıflandırma girmeyen diğer kamu hizmetleri –ki bu küçük bir kalem-, yer alıyor.
Ne yapmışız Genel Kamu Hizmetleri’nde? Bu harcamaların %90’ı faiz ödemesi. Yani bütçenin %51’ini burası kullanıyor, o da %90 ile faiz ödemesi yapıyor. Tanım gereği faiz harcamaları orada... Ama sonuç şu: Genel Kamu Hizmetleri adı altında neredeyse sadece faiz ödemesi yapılabilmiş. Yani denel kamu hizmetleri bu kalemde kilitlenmiş gibi. Çünkü %5 de personel giderleri eklenince geriye pek bir şey kalmıyor.
ÖM: Bu çok orantısız gibi görünüyor, %90 faiz ne demek?
HE: Bütçe haricinde yapılan harcamalarımızın %46’sı faiz harcamasıdır, demek. Yani yılın ilk 6 ayında devletimiz her harcadığı 1 Lira’sının 46 Kuruşunu faiz gideri olarak ödemiştir.
ÖM: Müthiş bir şey.
HE: Bunun üzerinde ısrarla durmamın sebebi, bu faiz harcamalarının makul bir düzeye indirilmesi gereğinin altını çizmek. Yalnız, anımsatayım bu emir-komuta ile olmaz, kuralları bozup, altüst ederek olmaz.
ÖM: Bir paraşütçü indirerek sağlayamayız diyorsun?
HE: Bu heyecanla da çözülür bir şey değil. Burada gayet soğukkanlı hareket etmek lazım. Özelleştirme ile, -severiz sevmeyiz- kamunun malik olduğu bazı şeyleri satarak bu borç stokunu düşürmesi gerekli. O zaman Genel Kamu Hizmetleri bölümünün sadece %1’ini oluşturmazdı.
Devam edeyim; İkinci büyük kalem Sosyal Güvenlik. Bunun payı %15. İlk bakışta bu gayet güzel, ciddi bir devlet sosyal güvenliğe ağırlık verir, vermek zorundadır. Yalnız bu harcamaların da %99’u transfer harcaması. Yani, sosyal güvenlik kurumlarındaki açığı kapatmak için yapılan transferler. Bu, sosyal güvenlik için yeni bir şey yaratmak değil, verilmiş sözleri tutabilmek için bütçe kaynaklarının kullanılması...
Üçüncü en çok harcama yapılan kalem %11 ile Eğitim. Eğitim harcamalarının %70’i tahmin edebileceğiniz gibi personel gideri. Buna sosyal güvenlik kurumlarına ödemeler, yani kesintiler, vs. eklenince bu rakam %79’a çıkıyor. Eğitime mal ve hizmet alımı bu dönemde yapılan harcamaların sadece %6’sından ibaret.
ÖM: Eğitim de çok iç acıcı bir tablo olarak karşımıza çıkmıyor bu söylediklerinden.
HE: Tabii çalışanların maaşı ödeniyor, gayet normal, aksi düşünülemez. Fakat mal ve hizmet alımları gibi şeylere ayırabileceğimiz miktar bu kadar sınırlı olunca bir sorun var. Okullar velilerden para istiyor, bu rahatsızlık doğuruyor haklı olarak. Haklı olarak derken “o kişi haklı” diyorum. Toplum olarak haklı olduğumuz şüpheli, çünkü o konuda okullara kaynak aktaramıyoruz. O zaman da okullar ders malzemesini de bir yerden bulmaya çalışıyor.
Büyüklük itibarı ile ondan sonra gelen kalem, Ekonomik iİşler %8. Yalnız bu alan oldukça geniş bir alan, genel ekonomik işler, tarım, yakıt, enerji, madencilik, ulaştırma, iletişim, vs. hepsi bunun içerisinde. Fakat buraya ayırabildiğimiz kaynak sadece %8. Bunun da %36’sı transfer, ki bunlar KİT’lere transferler gibi şeylerdir. %30’u da maaş ödemeleridir.
İzleyen iki büyücek kalem aynı ağırlığı (%5) taşıyor. Bunlardan ilki Savunma Harcamaları’dır. İkincisi de Kamu Düzeni ve Güvenlik Harcamaları’dır. Yani polis hizmetleri, vs. buraya giriyor. Burada biraz daha dengeli bir dağılım görüyoruz. Savunma Hizmetleri’nde kaynakların %31 mal ve hizmet alımına ayrılabilmiş. Kamu Düzeni ve Güvenlik Hizmetleri’nde de bu rakam %18.
ÖM: %5 olarak belirtilen bu savunma harcamaları silah alımlarını kapsıyor mu?
HE: Bütçe içindeki harcamaları içeriyor ama, biliyorsunuz Savunma Sanayii Destekleme Fonu ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Güçlendirme Vakfı var. Onların hesabı ayrı tutulur. Bir çok proje de oradadır. Dolayısıyla toplam savunma harcamalarımız bu kadar anlamında söylemiyorum, ama bütçe içerisindeki görünümü bu.
ÖM: Bunlar bütçe içinde gösterilmez değil mi?
HE: Hayır, bunlar bütçe dışındadırlar.
Bu fonksiyonel bütçenin ortaya çıkması çok büyük bir hizmet olmuştur. Geçen sene böyle bir soruyu kime sorsan yanıt veremezdi.
ÖM: Şimdi açıklık ve şeffaflık açısından çok önemli bir gelişme. Prof. Dr. İsmail Türk’e de 40 yıl ötesinden bir günaydın diyelim.
HE: Evet. Senin merak edeceğin bir alan var, o konuda bir bilgi vereyim. Aslında veremeyeceğim ya... Çevre Koruma Hizmetleri... Ben virgülden sonraki iki haneyi almıştım çalışırken. Sıfır görünüyor. Yani bu hizmetlerin bütçeden aldığı pay “binde” ölçüsünde....
ÖM: Ne güzel! Ayrıca yine de iyi tarafına bakmamızı da sağlıyor, tam da söylediğin gibi hiç olmazsa bu durumu tespit edecek bir şeffaflığımız oldu, bu da az buz bir şey değil.
HE: Öyle.
(29 Temmuz 2004 tarihinde Açık Radyo’da yayınlanmıştır)