Güneş Arabaları

-
Aa
+
a
a
a

Ömer Madra: Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Aytaç Gören konuğumuz. Formula G diye adlandıran Formula 1’e bir çeşit nazire olarak Güneş Arabaları yarışması var, çevreyle çok yakından ilgisi olan 30 Ağustos günü bir yarış yapılacak. TUBITAK’ın bir projesi bu, güneşle çalışan arabalar. Günaydın.

 

Aytaç Gören: Merhabalar, herkese günaydın.

 

ÖM: Oldukça değişik, heyecan verici bir olay, bütün olayın gelişmesini de anlatırsanız çok seviniriz.

 

AG: Memnuniyetle. 2003 Aralık ayında Bilim ve Teknik dergisi’nde TUBİTAK böyle bir yarışma haberi verdi. Bundan sonra yavaş yavaş ekipler oluşmaya başladı. Biz de kendi içimizde İzmir’de, Ege’de neler yapabiliriz diye düşünerek bir ekip kurmaya karar verdik. Bundan sonraki süreçte tasarım, neler bulabileceğimiz ve yurtdışında yapılması belki kolay ama ülkemiz için zor olan malzemeleri nereden temin edebileceğimiz problemini çözmeye çalıştık ve en sonunda da imal etmeyi başardık.

 

ÖM: Kendiniz mi yaptınız? Tasarım, Amerika ile ortak mı yapılıyor? Tasarım sürecini de birazcık anlatabilir misiniz lütfen?

 

AG: Tabii. Ekip olarak hep hedeflediğimiz yurtdışı yarışlar ve yurtdışı yarışlara katılırken de hep Türk malı ürünler kullanmaktı. Dolayısıyla sadece Türkiye’de üretilmeyen şeyleri alıp geri kalanın hepsini kendimiz yapmaya çalıştık.

 

Avi Haligua: Yani tasarımı, vs. herşeyi Türkiye’ye ait diyebiliriz.

 

AG: Doğru. O kadar uç noktalar var ki, örneğin motorunu dahi biz tasarlayıp sponsorumuza ürettirdik.

 

AH: Motor demişken, normal motorlarla yanmalı motorlar arasındaki farktan biraz bahsedebilir misiniz?

 

AG: Güneş enerjili araçlarda elektrik motoru kullanılıyor. Tabii bu verimin epey yüksek olmasını sağlıyor, ancak güneş panellerinden aldığımız enerji gerçekten çok kısıtlı, bu nedenle en verimli şekilde kullanılmaya çalışılıyor. Yani 5 metreye 1.8 metrelik bir araç için, yaklaşık 200-250 kg. gibi, 3 beygirlik bir motor yeterli geliyor bu sayede.

 

AH: Yarışa dönecek olursak, yarışta kaç takım olacak, kaç araba olacak, kaç tur atılacak? Yarışın standardı nedir bilmediğimiz için soruyorum.

 

AG: Yarışma FIA kategorilerinden, kategori 1 klas 2 tarzında bir yarış, burada ekipler tamamen kendi tasarımı olan araçlarla yarışıyor, maksimum 300 kg. olması gerekiyor ve maksimum 5 metreye 1.8 metre olması gerekiyor. İlk kez yapılacak ülkemizde. Alt kategoriler seçilmeye çalışıldı ki olası problemlere müdahale edilebilsin diye.

 

ÖM: 16 takım TUBITAK denetiminden geçerek katılım onayı almış durumda; bunlar ayrı üniversitelere ait mi yoksa karışık ekipler halinde mi? Nasıl oluşturuluyor takımlar?

 

AG: İlk başta 27 takım katılmıştı, bunların içerisinde üniversite takımları, dışarıdan, sanayiden insanlar ve lise takımları vardı. Daha sonra elene elene 17 takıma kadar düştü. En son Boğaziçi Üniversitesi’nin çekildiğini biliyorum.

 

AH: Yarış ne kadar sürecek? Kaç tur atılacak? Enerji ne kadarına yetebiliyor?

 

AG: Formula 1 pisti 20 tur atılacak, by pass’tan geçilerek atılacak, 4.1 x 20 ediyor bu da toplam 82 km.

 

ÖM: By pass’tan geçmek ne demek?

 

AG: Formula 1 pistinin uç kısmında ekstradan bir alan var, Formula araçlarının döndüğü, sadece onu geçmeyeceğiz, bu sayede 5.4 km, 4.1 km’ye inmiş olacak bir tur.

 

ÖM: Formula 1 yarışlarının yapıldığı pist kullanılıyor değil mi?

 

AG: Evet.

 

ÖM: Büyük güneş panelleri kaportaya mı monte ediliyor?

 

AG: Evet. Ufak güneş hücreleri, 1 watt’lık, 2 watt’lık oluyor, bunları seri ve paralel birleştiriyorsunuz ve aracın, güneşi en iyi alabileceğiniz yüzeyine yerleştiriyorsunuz. Bu sınıftaki yarışlarda maksimum 800 watt güç üretebiliyorsunuz panellerden.

 

ÖM: Bir de TUBİTAK’ın verdiği ödüller de var değil mi?

 

AG: TUBİTAK, birinci, ikinci, üçüncü ve en fazla yerli malzeme kullanan araçlara ödül dağıtmayı planlıyor. Bunun dışında sponsorlar tarafından verilecek ödüller var.

 

AH: Dünyadaki diğer güneş otomobili yarışları ne zaman başladı? Bu tip yarışlar sanıyorum uzun süredir yapılıyor.

 

AG: İlk olarak Avustralya’da başladı, yanlış hatırlamıyorsam 1987 yılından beri Avustralya’da yapılıyor ve kıtayı güneyden kuzeye geçiyorlar, yani bu yaklaşık 3500 km. demektir.

 

ÖM: Kaç km. hıza ulaşabiliyorlar bu araçlar?

 

AG: Dünyadaki yarışlarda araçların bizim sınıftaki yarışlardan biraz daha fazla enerji kapasiteleri var, dolayısıyla 190 km/saat hıza ulaşabiliyorlar ve ortalama 110 km. ile gidebiliyorlar.

 

AV: Bizim araçlar için hız nedir?

 

AG: Bizim araçlar için, burada 82 km.’nin bir defada koşulması bu kadar enerji kapasitesi ile biraz zor, o açıdan hızlar daha düşük tutuldu. Örneğin 50 ile 60 ile koşulacak gibi düşünülüyor.

 

ÖM: Aslında uzun vadeli olarak da böyle bir teknolojiye geçilip alternatif enerji kaynağı olması amaçlanıyor herhalde? Çağın, belki de insanlık ve dünya tarihindeki en önemli tehditlerinden birisi küresel iklim değişikliği ve küresel ısınmaya karşı bir alternatif enerji kaynağı.

 

AG: Kesinlikle. Diğer takımların da sanırım öyledir. Bizim zaten bu yarışmaya katılmaktaki ilk hedefimiz alternatif enerjinin ülkemizde kullanımını desteklemek ve bunu daha çok arttırmaktı. İkincisi ise ülkemiz teknolojisi ile bunların yapılabileceğini göstermekti.

 

ÖM: Bunun uzun vadede pratik kullanıma geçmesi ihtimalleri üzerinde de bir kaç şey söyleyebilir misiniz? Ne kadara mal oluyor ve bunun maliyetinin düşürülmesi, gerçekçi, kullanılabilir bir alternatif oluşturması olasılıkları nedir?

 

AG: Bizim aracımız prototip bir araç, dolayısıyla prototipler biraz fazla maliyetlidir. Bizim projenin maliyeti 45 bin YTL idi, daha doğrusu 55 bin YTL olarak hesaplamıştık ama 45 bin YTL’ye mal ettik. Aynı aracın yurtdışında maliyeti 150-200 bin Euro arasına değişir. Yakın gelecekte kullanımı söz konusu mu? Kullanılabilir, özellikle şehir içinde ve belirli bölgelerde kullanılabilir ancak güneş panellerinin verimleri çok düşük, %16-17 civarında. Biraz daha üst kategori olan uydularda kullanılan paneller ise %26’ya kadar ancak çıkabiliyor.

 

AH: Temel problem galiba depolama ile alakalı bu durumda? Yani güneş olduğu sürece araç gitmeye devam edebiliyor ama depolama şansı çok daha düşük.

 

AG: Hayır değil. Depolamayı zaten çeşitli kategorideki akülerle yapmanız mümkün, esas ana problem enerjiyi üretmekte. Hibrit araçlar çok yakın gelecekte zaten kullanmaya başladığımız şeyler olacak, bunlar yakıt hücreleri olsun, hidrojen olsun ve güneş enerjisinden elde edilmiş elektrik enerjisi olsun, yakın gelecekte, çok yakın gelecekte kullanılmaya başlanacak. Esas problem ise güneş enerjisinden enerji elde etmekte.

 

ÖM: Yani güneşli bir hava olmasa da depolama daha önceden de gerçekleştirilmiş olduğu için bir problem olmuyor yarış için. Ama yıl boyuna dağıldığı zaman bu enerjinin depolaması belli bir problem yaratabiliyor mu?

 

AH: Kışın da gidilebiliyor mu?

 

AG: Yurtdışındaki araçlarla günboyu enerjiyi depoladığınızda gece de gidebiliyorsunuz, yani bu esas yüzey alanını geniş tutmamız gerekiyor, verim düşük olduğu için ya bir evin çatısına ya da bir yerin çatısına panelleri yerleştirip, depolayıp arabaya gönderebilirsiniz, ki bu kullanılan bir uygulamadır. En yakın gelecekte kullanılması düşünülen budur. Daha ileride ise panellerin verimi yükseldiğinde direk aracın üzerinde, belki boya gibi bir malzeme ile akupule etmek mümkün olacak.

 

ÖM: Vallahi çok heyecan verici görünüyor. Favoriniz kim?

 

AG: Yarışma ruhu içerisinde ama çok sağlam ekipler var. Zaten burada sanırım Türkiye ve dostluk kazanacak.

ÖM: Formula 1 için söylenen belki daha çok Formula G için geçerli olan bir formül bu. Şimdiden başarılar dileriz. Yarış bittikten sonra belki nasıl geçtiği görüşme fırsatı bulabiliriz umuduyla hoşçakalın.

 

AG: İnşallah. Çok teşekkürler.

 

(26 Ağustos 2005 Açık Radyo’da Açık Gazete programında yayınlanmıştır.)