17 Kasım 2005Okay Gönensin
Şemdinli'de patlayan bombalarla başlayan olaylar zinciri başka şehirlerde devam ettiriliyor. Bölgedeki DEHAP'lı belediye başkanlarının yaptıkları çağrıların da etkili olmadığı, kalabalıkları "başka kişiler"in sürüklediği açıkça görülüyor.Ankara'da dün Başbakan üst düzey toplantılar düzenledi ve sağduyu çağrısı yaptı. Anlaşıldığı kadarıyla Ankara durumun ciddiyetini kavramıştır.* Ancak kavramak yetmez; ne yapılacağını, olayların yangına dönüşmeden nasıl durdurulacağını görmek de en üst düzeyde siyasi yetkililerin sorumluluğudur.Bombaların patlamasıyla birlikte bölgeye iktidar ve muhalefet partisi milletvekilleri gitmiş, en sıcak anlarda gözlem yapmaya çalışmıştır. İçişleri Bakanı'nın, hatta Başbakan'ın gitmesi ve doğrudan bilgi alması çok daha yerinde olurdu.* Olaylar asker kişilerin bombalama zanlısı olarak ortaya çıkmasıyla başladı. Ankara'nın görevi öncelikle bu konunun kovalanacağına ilişkin güven ortamını yaratmaktır."Yeni Susurluk" olarak nitelenen bir durum söz konusu ise öncelikle olayın bu yanı aydınlatılmak zorundadır. Hukuk devletinde "Susurluk çeteleri" olamayacağı gibi, kamu görevlilerinin yasal olmayan yollara başvurmaları da en ağır suçlardan biridir.Eğer kamu görevlilerinin de içinde yer aldığı bir "Şemdinli çetesi" Güneydoğu'da gerilimi artırmak, çatışmaları tahrik etmek gibi bir amaçla faaliyet gösteriyorsa durum gerçekten vahimdir.Hiç gecikmeden...Bu kuşku kamuoyunda etkili oldu. Aynı şekilde "Türkiye'yi bölmek isteyenlerle onların anladığı dille savaşalım" şeklindeki bir görüşün de milliyetçi dalgaların içinde zaman zaman yükseldiğini görmek mümkün. Aslında bu da, demokratik sistemin kendini koruyacağına ilişkin güvensizliğin sonuçlarından biridir. Ve gidermenin yolu, demokrasiden taviz vermeden Türkiye'nin ve laik cumhuriyetin kendisini koruyabileceğini, hem de etkili şekilde koruyabileceğini göstermektir.Şu anda da bunun en önemli göstergesi, Şemdinli olayıyla ilgili olarak yargı mekanizmasının hızla çalışması ve gerçeklerin en cesur şekilde ortaya çıkarılmasıdır. Bunun yapılmaması, yasa dışı gösterileri yönlendiren "kişileri" güçlendirir. Eğer yargının hızla işlediği gösterilirse o "kişiler" zayıflar, halkta uyanan kuşku ve güvensizlik bulutları da dağılır.Ankara'dan bu kararlılık en üst düzeyde beklenmektedir.
http://www.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=yazardetay&Newsid=64542&Categoryid=4&wid=11