'Mahkemedeki' boş sandalyeler

-
Aa
+
a
a
a

25 Haziran 2005Ertuğrul Özkök

BEN dış politika uzmanı değilim. Ama iyi bir dış politika okuruyum. Dünyaya bakış açımın merkezinde hep Türkiye vardır.

Bütün bunları ‘vatandaşlık’ duygumla birleştirdiğim zaman, Türkiye için en yararlı dış politikanın şu üç temel eksen etrafında gelişmesi gerektiği sonucuna varırım.Bir:Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefinden asla vazgeçilmemesi.İki:Amerika Birleşik Devletleri ile iyi geçinme.Üç:Rusya ile çok iyi ilişkiler kurma.* * *Bu üç temel eksen dışında kalan her şey benim için ‘tali dış politika’ konularıdır.O nedenle son dönemin bazı ‘dáhi’ dış politika uzmanlarının geliştirdiği ‘stratejik derinlik’ vs. gibi üçüncü dünya eksenli politikaları hiç anlamam.Dün İstanbul’da başlayan sözde mahkemeye de işte Türkiye merkezli bu gözlükten bakıyorum.Aralarında dünyaca tanınmış ve saygın bazı isimlerin bulunduğu bir heyet, bir mahkeme kurup, Bush ve Blair’i ‘yargılıyor’.Birde ‘Vicdan Jürisi’ oluşturmuşlar.‘Savunmaya’ da bir yer ayırmışlar.Ama ne ABD ne de İngiltere hükümeti kendilerini savunmak üzere avukatlarını göndermiş.Bu toplantıyı bizden başka ciddiye alan ülke veya yayın kuruluşu var mı?El Cezire ve birkaç Arap ülkesinden başka ilgilenen yok.Yani bizim kadar ciddiye alan çıkmamış.Ama asıl dikkatimi çeken nokta şu.* * *Bu sembolik mahkeme daha önce Londra, Bombay, Kopenhag, Brüksel, New York (iki kez), Hiroşima, Seul, Stockholm, Roma, Cenova, Lizbon, Barcelona’da toplanmış.Dikkat ediyorsanız, aralarında herhangi bir Arap ülkesi de yok.Yunanistan’daki Amerika karşıtlarının sayısı Türkiye’den daha fazladır. Nedense listede Atina da yok.* * *Ben baştan beri adalet dışındaki mahkeme anlayışından uzak durdum.Bütün bunlar bana, bir zamanlar devrimcilerin kurduğu sözde ‘halk mahkemelerini’ hatırlatır.Onların ne olduğunu aradan geçen zaman içinde hepimiz öğrendik.Yine o nedenle İslamcı kesimin ‘çok hukukluluk’ kavramına da hep karşı çıktım.Ha ‘halk mahkemesi’, ha ‘aydınlar mahkemesi.Benim gözümde hiç farkı yok.Buna ‘şeriat mahkemesini’ de ekleyebilirsiniz.Benim gözümde bir tek hukuk vardır.O da meşruiyetini halktan alan ve kanunlara dayalı hukuk.Herkes kendi kafasına göre bir mahkeme kurup insanları veya ülkeleri yargılamaya başladığı zaman bunun nereye kadar gideceğini kimse tahmin edemez.Mesela günün birinde birileri çıkıp, Türkiye Başbakanı’nı da yargılamaya kalkarsa ne yapacaksınız?Gerekçe mi arıyorsunuz?Biri çıkıp, ‘Ermeni soykırımını kabul etmiyorsanız, siz de bu suça ortaklık ediyorsunuz’ derse.‘Eh canım nasıl olsa sembolik bir mahkeme’ deyip geçecek misiniz?* * *Ben yine baştaki anlayışıma döneceğim.İsteyen herkes Amerika karşıtı olabilir. Amerika’yı eleştirebilir.Ama bir Türk olarak Amerikan düşmanlığı yapmanın hiçbirimize yararı yoktur.Avrupa düşmanlığının da yoktur.Rusya düşmanlığının da...Bu ülkenin geleceğini, anlık hislerimize, öfkelerimize, duygularımıza değil, aklımıza teslim etmeliyiz.Fazla bir şey istemiyorum.Yunanlıların veya Arapların yaptığını yapalım yeter...

http://www.hurriyetim.com.tr/archive_articledisplay/0,,authorid~10@sid~9@nvid~595555,00.asp