Kamu harcamalarıyla ABD ekonomisini canlandırmak

Dünya Basınından
-
Aa
+
a
a
a

18 Ağustos 2010Referans Gazetesi

ABD'de Obama yönetiminin kamu harcamalarını artırarak, dolayısıyla kamu borcunu yükselterek, ekonomiyi canlandırma girişimini; bir iktisat politikası seçeneğinin tercih edilmesinden çok, 2007+ krizi ortamında başka çare olmaması biçiminde yorumlamak gerekiyor. Amaç, kamu harcamalarını artırmak yoluyla gelir yaratmak, bunun da özel harcamaları artırmasını sağlamaktı. İktisatta buna ‘çoğaltan etkisi' deniyor. Bu yolun beklenen sonucu doğurabilmesi için çoğaltanın değerinin birden büyük olması gerekiyor. Öyle olduğunda gelir, yapılan kamu harcamasından daha fazla artar. Ama galiba pek de beklenen sonuç elde edilmedi. Kamu kesimi harcamalarını gerçekten artırdı. Kamu açığı da büyüdü. Ama özel harcamalarda pek kıpırdanma olmadı. ABD'de hanehalkları tüketim harcamalarını artıracağına, tasarruf yapmayı tercih ettiler. Hanehalkları neden tüketim harcamalarını artırmadı? Doğrusu işsizlik ve işsiz kalma tehdidinin doruk noktalara yükseldiği koşullarda, hanehalklarının ihtiyat amacıyla tasarruflarını artırması çok daha akla yakın değil mi? Nitekim öyle oldu. Bu ortamda yeni yatırım yapmanın riskini almaktan çekinen şirketler kesimi de yatırım harcamalarını pek artırmayınca, beklenen toparlanma da gerçekleşmedi. FED'in son açıklamaları, bu açıdan, yakın gelecek için de ümit vermiyor.
Devlet bir de bankalara, özellikle büyük bankalara, yüklü mali destek vermişti. Bundan beklenen de bu bankaların güvenlerinin yerine geleceği ve özel kesime kredi verecekleri idi. Öyle olmadı. Bir kere verilen paranın nereye gittiğini anlayabilmek için bile ABD Kongresi özel çalışma yapmak zorunda kaldı. Öte yandan da bankalar özel kesime değil, devlete borç vermeyi tercih ettiler. Bu durumda ekonominin kolayca canlanacağını beklemek pek de gerçekçi görünmüyor. Bu konuda öngörü yapanlar ise kötümserlik derecelerine göre, ekonominin canlanmaya başlaması için 10 yıla kadar varan tarihler veriyorlar.
ABD de özel tüketimi artırmayı hedeflemek yerine, yatırım hamlesi yapma yolunu tercih edebilir miydi? Gerçi, yatırımların GSYH içindeki payı özel tüketimden daha düşük ama uygun bir biçimde canlandırılırlarsa çoğaltan etkisi daha yüksek ve kalıcı olabilir. Dolayısıyla ekonomide istenen canlanmayı sağlayabilir. Ancak bu, farklı türde kamu harcamaları yapılmasını gerektiriyor.
Başkan Obama, göreve başlaması sırasında ABD'nin gereksinimi olan altyapı, teknolojik gelişme ve eğitim yatırımları yapmak, bu yolla yeni istihdam alanları yaratmaktan söz etmişti. Sonra seçtiği ve "Wall Street'e yakın" olarak nitelendirilen iktisat kurmaylarının etkisiyle midir nedendir, bu yaklaşımdan vazgeçildi; hanehalkının tüketim harcamalarını artırmasına bel bağlandı. Oysa bu tür yatırımların artması ABD ekonomisine çok önemli katkı yapabilir. Bir iki örnek vereyim. Biraz güçlü bir fırtına, ülkenin başkentinin bazı mahallelerinde elektriklerin 3-4 gün kesilmesine yol açıyor. Bu yaz birkaç kere olmuş. Nedeni, altyapı yetersizliği. ABD kara yollarında ciddi yatırıma gerek olduğunu herkes söylüyor. Ama bana daha çarpıcı gelen bir örnek var: II. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD, eğitimde çok önemli bir atılım yapmıştı. 1980'e kadar, pek çok gösterge itibariyle eğitim alanında en önde giden ülke idi. Bu sayede bugün dünyanın en iyi üniversiteleri ABD'de. Reagan dönemiyle beraber eğitim göstergelerindeki iyileşme durdu. Ama örneğin, Avrupa'da durmadı. Şu anda ABD pek çok açıdan eğitim alanında Avrupa'nın gerisine düşmüş. O kadar ki, pek çok ABD'li lise mezunu için ülkenin haklı olarak övündüğü o üniversitelere girebilmek sadece bir düş. Eğitime ayrılan kaynaklar o kadar kısıtlı ki, örneğin Ohio eyaletinde ilkokula kaydolmaya gelen öğrencilerden istenenlere bakıldığında, insan kendisini Türkiye'de sanabilir. Bütün bunları yeni bir yatırım programıyla değiştirmek olanaklı. Ama bunu yapacak siyasal irade var mı, o belli değil.