Dere mi şehirden, şehir mi dereden geçer!

-
Aa
+
a
a
a

5 Temmuz 2010Hürriyet Gazetesi

Karadenizliyim ve söylenenlere düz mantıkla bakmak gibi bazılarına göre kötü (bana göre iyi!) bir huyum var. Mecazi anlamları yerine kelimelerin gerçek anlamına takılırım. Bu huyum yüzünden arada bir aç filan da kaldığım olur. Örneğin, bir gün eşim telefon ederek “fırında makarna var, akşam ısıtıp yiyebilirsin” demişti. Ben de fırının altını üstüne getirerek makarnayı aradım durdum! Meğer “fırında makarna” buzdolabındaymış. DERE YATAĞINI BOŞALTINSel, dere ve taşkın haberlerine de (size göre!) takıntılı bakıyorum. Filanca yerden geçen dere taşarak sele neden oldu! Bu kadar kuyruklu bir yalan olamaz! Dereler binlerce yıl bulunduğu yerde kah cılız, kah coşkun akar. Siz deyin rantçı ben diyeyim gurbetçi gelir, çevresine binaları kondurur. Zamanla ortalık kalabalıklaşır, arazi fiyatları artar. İnsanlar taşkınlık yapıp derenin evine (yani sel tehlike bölgesine), yatak odasına (sel yatağına) ve yatağına (dere yatağına) göz koyup işgal eder.Zavalı dere artık normal hava şartlarında yatağında; 100-yıllık yağışla gelen sel sularını sel yatağında; 500-yıllık yağışla gelen sel sularını da sel tehlike bölgesinde taşıyıp denize ulaştıramaz. Dereyi kuru bir günde kafalarına göre künklere, menfezlere sokuşturanlar “70 yılda bir görülen” şiddetli yağışta dere doğal mecrasını doldurmaya başlayınca şaşırıp kalır. Ve hemen de bir günah geçisi bulur: İklim değişti, mevsimler kaydı, havalar çıldırdı!.. Başı ağırınca, morali bozunlunca, uçağı kalkmayınca suçu hep havada bulanlar şimdi normal zamanlarda akıllarına bile gelmeyen iklim değişimini günah keçisi olarak kullanmaya başladı. Neymiş efendim 70 yılda bir görülmeyen yağış yağmışmış! Senin zaten 100 ve 500 yıllık yağışları dikkate alman gerekiyordu! Neymiş efendim iklim değişmiş miş! İklim değişimini bu kadar ciddiye alıyorsan o zaman artık bu tür sellerin daha sık, daha şiddetli ve daha uzun süreli olacağını da biliyorsundur. Artık ona göre tedbirini alır ve daha fazla zarar görmeden derenin yatağını da hemen terk edersin!MEVSİMLERİ KİM KAYDIRDIBir de şu mevsim kayması olayı var. Mevsim ne ki? Dünya yörüngesi üzerinde güneşin etrafında dolaşırken insanlar bazı noktalara ilkbahar, yaz, kış gibi isimler vermiş. Ama havanın hiç bundan haberi yok! Hava nereden bilsin örneğin, 21 Haziran'a yaz dediğimizi? Sonra da dünyanın astronomik bir hareketine göre belirlenmiş olan bu mevsimlere hava şartlarının uymasını bekliyoruz. 21 Haziran'da hava günlük güneşlik olmazsa şaşırıp kalıyoruz. Yok mevsimler şaştı, yok eksen kaydı!.. Ben de bu şaşıranlara şaşırıyorum. Dünyanın neresinde 3 aylık 4 çeşit mevsim var ki! Hiç bir yerde astronomik takvimlerin belirlediği günlerde hava şartları değişmez; değişemez. Unutmayın hava, havayi bir şeydir! Cendere, Narlıdere, Büyükdere, Çavuşdere Caddesi gibi caddeler akıl almaz şeyler! Derelerin cadde ve sokağa dönüştürülmesi bilimsel anlamda kabul edilmez bir şeydir. Dereleri caddeye dönüştürüp etrafını bina ve fabrikayla dolduranlar artık derenin suyunu görünce Marslı görmüş gibi şaşırmasın. Artık derelerin içinden şehirler geçmemeli. Derelerin üç bölgesinin bulunduğu, gerektiğinde onları kullanacağı da unutulmamalı.