14 Haziran 2010Hürriyet Gazetesi
“Bu yıl yaz nasıl olacak” diye meraktan çatlayanlar var. Beni çıldırtan ise çöp maillerdeki saçma meteorolojik tespitler.Mevsimsel hava tahminlere göre, bu yıl yaz, özellikle de başlangıç ayları sıcak geçecek. Diğer bir deyişle, bu yıl özellikle Ege, Akdeniz, İç Anadolu bölgelerinde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin biraz üzerinde olması bekleniyor. Yağışlar ise Güney Doğu Anadolu hariç tüm Türkiye'de mevsim normallerinde olacak. Yazın bizim için daha çok önemli olan hava sıcaklığıdır. O da tahminlere göre yüksek seyredecek gibi.BUNA BEYAZ YALAN DERLERYaz aylarında aldığımız yağış, miktar olarak zaten küçük olduğu için mevsim normallerinin biraz altında ya da biraz üstünde olmasının pek önemi olmuyor. Yazın zaten az olan toplam yağışın bir önemi yok ama bir kaç saatlik şiddetli yağış sonucu ölümcül sellerin oluşma ihtimali her zaman var. Söz yağıştan açılmışken, bu konu Türkiye'de en az bilinen ya da hiç bilinmeyen meteorolojik olaylardan biridir. Bana da gelen saçma sapan mail ve bilginin haddi ve hesabı yok.İşte bir örnek: “Dünyaya 10 yılda bir çok yağmur yağıyormuş. 2010 bu 10 yıllık periyottaymış. Bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, erik çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın ve herhangi bir yerde toprağın 10 santim altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün.” İşte size tam bir beyaz yalan! Sadece yalan yanlış bilgi değil; ayrıca kötü bilime de güzel bir örnek.Bu mailleri bana göndermeseler hiç kızmayacağım. Boğalar da benzer şekilde sinirleniyor. Aslında boğalar kırmızı örtüye kızmazmış; inekler çok kızarmış. Boğanın kızdığı şey ise inek yerine konulmasıymış! Ben de öyle... Ömrünü havadan-sudan işlerin bilimsel yönüne harcamış biri olarak uyduruk kaydırık şeyleri göndererek beni saftirik biri yerine koymalarına kızıyorum.GAZA GELMEYİN LÜTFENAntik, beyaz ve zararsız yalanlardan biri de “Ağaçların yağmur yağdırdığıdır.” Yıllardır “Bulut ve Yağış Fiziği” dersleri almış ve vermiş biri olarak bunu bana anlatamazsınız. Siz yine ağaçları sevin ve koruyun ama bunu bu şekilde yalan dolan ya da yanlış bilgilere dayandırmayın lütfen. Ağaçları sevdirecek o kadar çok doğru bilgi varken bu tür yanlış bilgileri milletin zihnine koymanın hiç bir gereği yok.Hava koşullarında döngü arama hastalığı da antik bir alışkanlıktır. Ama artık bu tür (aslında yıldan yıla değişen) periyot ya da döngülere göre (çağdaş dünyada diyelim!) hiç kimse su kullanımını ya da ağaçlandırma çalışmalarını planlamıyor. Siz yediğiniz meyvenin çekirdeğini ne yaparsanız yapın. Yok, yok vaz geçtim öyle kafanıza göre oraya buraya çekirdek filan gömmeyin daha iyi! Çünkü ağaç dikmenin ve yetiştirmenin de bir kuralı var. Allah göstermesin her tarafımızın kayısı, şeftali, kiraz, vişne, erik ağaçlarla kaplandığını bir düşünün!..Nereye, ne zaman, ne çeşit ağaç dikileçeğinin de bir kuralı, yolu ve yöntemin var. Diğer bir deyişle, iyi niyetli de olsa gaza gelmeyelim; herşeyi ortalıkta dolaşan maillere göre değil uzmanlarına danışarak yapalım lütfen.